TÜRKİYEYİ YÖNETEN GİZLİ BİR EL Mİ VAR?

Türkiye İstatistik Enstitüsü Kurumu, Eylül ayı işsiz sayısını 2 milyon 539 bin kişinin resmen işsiz, ayrıca 1 milyon 975 bin kişinin de iş aramayan işsiz olduğunu açıkladı. Bu şartlarda toplam fiili işsiz sayısının  4 milyon 504  kişi olduğu anlaşılıyor. Oysaki geçen sene eylül ayında bu sayı 4 milyon 140 kişi idi.

 

 

 

Demek ki bir yıl içinde  işsiz  sayısı 364 bin kişi artmış. Ayrıca tarım sektöründe  gizli işsizlik var. Söz gelimi tarımda çalışanların  sayısını  yüzde 30 azaltsanız da , tarımda yine  aynı verimi alırsınız .

 

Türkiye’nin ekonomik sorunları içten içe kanayan bir yara gibidir. İşsizliğin çözümü tartışılmıyor. TÜİK cari açığı kağıt üstünde nasıl daha düşük gösteririz diye çalışma yaptığını açıkladı. En büyük ekonomik sorun tasarrufların son on yılda yüzde 20’lerden yüzde 13 seviyesine düşmesidir. Türkiye artık üreten değil , ithal eden bir ülke olmuştur.  En fazla güvendiğimiz  imalat sanayinin yüzde 61 ‘i ve bankaların yüzde 50’si yabancı kontrolündedir.  Dış borç stoku 320 milyar dolara çıkmıştır. Bu göstergeler iyi bir gelecek vaat etmiyor.

 

O kadar ki  Türkiye ticaret yaptığı bütün ülkelere karşı kaybediyor. Bütün dünya topla tüfekle gelseydi , Türkiye de böyle bir sömürü düzeni kuramazlardı.

 

Yabancılar ülke ekonomisini nasıl ele geçirdi? Bu günkü sömürü düzeni nasıl kuruldu ? Her şeyden önce , Türkiye’nin Milli değerleri yıpratıldı. Terör tırmandı. Bu siyasi ve sosyal atmosferde elbette ki ekonominin de altı boş olacaktır.

 

Milli değerlerin yıpratılmasında basın ve siyaset el ele verdi…   Basına bakıyorsunuz , yalnızca günlük , borsa , faiz , altın tartışılıyor. Türkiye’nin geleceğini riske sokan bu günkü sömürü  düzeni  hiç  tartışılmıyor. Siyasette ise  muhalefet partileri ya bu düzenin bir parçası veya işin farkında değiller. Daha da kötüsü , siyaseten bu altyapının hazırlanmasına katkı yapıyorlar. Zira  istikrarlı bir siyasi altyapı olmadan , yerli veya yabancı , kimse Türkiye de  yatırım yapmaz. İktisadi istikrar sağlanmaz.  Siyasette İki örnek vermek istiyorum…

 

CHP’ den bir milletvekili , alevi raporu hazırlıyor ve basında yer aldığı kadarıyla bu raporun ilk maddesi ‘’ Aleviler Bürokrasiden Dışlanıyor ‘’ diye başlıyor.

 

Ben  bu köşede ‘’Alevinin hakkı Aleviye ‘’ diye çok yazı yazdım. Ancak  bir milletvekili kalkıpta , alevi kökenli ve bürokrasi de SSK genel müdürlüğüne kadar yükselmiş CHP genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na verilmek üzere ‘’aleviler bürokrasiden  dışlanıyor ‘’ diye  bir rapor yazarsa  insaf ölçülerini geçmiş olur.  Yine söz  gelimi  benim yakın tanıdığım ve önemli görevlerde bulunmuş iki general var. Bunlar hiçte dışlandıklarını düşünmüyorlar.

 

Öte yandan  , madalyonun tersine de bakmak gerekir.. Söz gelimi yanlışlarına rağmen alevi olduğu için Kemal Kılıçdaroğlu’nun arkasında duran aleviler de , en az alevileri dışlayan radikal dinciler kadar yanlış yaptıklarının farkında mıdır ?.

 

İkinci bir talihsizlik , Toplasan 1000 kişiye ulaşmayan az sayıda insanın kendine aydın lakabı takarak ,  insan hakları , demokrasi ve özgürlükleri  istismar yoluyla  ,ülkenin milli bütünlüğünü , milli değerlerini yok etmeye çalışmasıdır. Bu insanlar bu çerçevede  Etnik ayırımcılık ve mezhep ayırımcılığını  da körüklüyorlar.

 

Ben Kars ‘ta doğdum ve Liseyi bitirdim. Birinci dünya harbinde ve öncesinde , Ermeni çetelerinin ve özellikle Taşnak Sütyun  cemiyetinin  dedelerimize nasıl eziyet ettiklerini , insanları nasıl katlettiklerini ve  kadınların göyüşlerini  nasıl kestiklerini büyüklerimizden  çok dinledim. Bu sıkıntıları yalnız Kars değil , Erzurum ve Ardahanlılar’da yaşadı.   

 

Bunun yanında ,   30 yıl kadar önce  yazlık komşum iki ermeni aile ve öğrenciliğimden itibaren 40 yıl terzim olan bir  Ermeni’yi  yakından tanıdım ve dost  oldum . Bu Ermeniler hepimiz kadar vatansever insanlardı.

 

 Bu şartlarda , Halen önemli bir kısmı CHP’ nin üst düzey yöneticisi olan ve 1915 olaylarına soykırım diyerek Türkleri suçlayan ve Ermenilerden özür dileyenler , Erzurum , Kars ve Ardahan da Ermeni çeteleri tarafından katledilen insanlar için ne diyecekler ?

 

Ermeni çetelerinin yaptıklarını görmezlikten gelen , İnsani değerleri hiçe sayan teröristi  insanlık değerleri içinde savunmak  insanlık değil ,  olsa , olsa gizli bir planın parçası olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir