TÜRKİYE İMF İLİŞKİLERİ NASIL OLMALI?

Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
23. Dönem 3. Yasama Yılı
74. Birleşim 08/Nisan /2009 Çarşamba

 

 

BAŞKAN – Evet, gündem dışı üçüncü söz, Türkiye IMF ilişkileri hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz’a aittir. Buyurun Sayın Korkmaz. (CHP sıralarından alkışlar)

ESFENDER KORKMAZ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

“Türkiye-IMF ilişkileri nasıl olmalı?” konusunda düşüncelerimi arz etmek istiyorum. Yaşanan ekonomik depresyon, Türkiye’nin acil olarak bir ekonomik program yapmasını zorunlu kılıyor. Acil program neden gerekiyor? Aksi hâlde, bizzat TÜİK’ in açıkladığı rakamlara bakarsak, bir acil program olmasa Türkiye’deki depresyonun boyutu artacak, işsizlik artacak, sosyal sorunlar tırmanacaktır.

TÜİK son olarak iki rakam açıkladı: Birisi 2008 yılının son çeyrek büyüme oranı eksi 6,2. Türkiye’nin eksi 6,2 küçülmesine karşılık Türkiye’yle birlikte 2001 krizini yaşayan ülkelerde Arjantin’de 4,9 büyüme oldu, Brezilya’da 1,3 büyüme oldu, Güney Kore’de küçülme oldu -o da bizden az- eksi 3,4.

 

 

 

Arkadaşlar, ikinci rakam şubat ayı sanayi üretim endeksi. Şubat ayı sanayi üretim endeksi yüzde 23,7 düştü, imalat sanayi üretim endeksi de yüzde 25,9 düştü. Arkadaşlar, imalat sanayisinde üretimin yüzde 25,9 düşmesi ancak harp yıllarında görülen düşmelerdir. Onu için durum kritiktir, krizin daha ağırlaşması ve işsizliğin artması Türkiye açısından önemli bir risk olarak gündemde kalmaktadır. Bunun için Hükûmetin bir program yapması lazım ama Hükûmet yapamıyor, neden? Çünkü bugüne kadar depresyonun ciddiyetini Hükûmet kavramadı. Bir ekonomik program yapmak için bir envanter çıkarmak lazım, eğer siz krize doğru teşhis koymazsanız bir envanter çıkaramazsınız. Bürokrasi program yapamıyor, neden yapamıyor? Bürokrasi diken üstünde.

Değerli arkadaşlar, Sayın Başbakanın 6 bakan için adını söyleyip “Kovalayın.” demesi bürokrasiyi kilitlemiştir. Bürokrasi diken üstünde. Hangi bakanın gideceği belli değil. Hem Meclise karşı bu söz şık olmamıştır hem topluma karşı şık olmamıştır ve dolayısıyla toplumda ekonomik ajanlarda bir güven bunalımı yaratmıştır. Bu nedenle maalesef Hükûmet ve bürokrasi bir program yapamıyor. Ne bekliyor? IMF’yi bekliyor.

Değerli arkadaşlar, IMF’nin istekleriyle Türkiye’nin gerçekleri hiçbir zaman örtüşmez, bugün de örtüşmeyecektir çünkü IMF Türkiye’nin borcunu nasıl ödeyeceğini, kısa vadeli finansmanını düşünür; Türkiye’nin yapısal sorunların çözmekte hiçbir şekilde müdahil olamaz, hiçbir şekilde bir önlem sahibi değildir, bugüne kadar böyle bir uygulaması da yoktur. Onun için bizim IMF’siz bir program yapmamız lazım. IMF’siz yapmamız lazım. Ee ne yapmamız lazım IMF’yle?

Değerli arkadaşlar, IMF’yle mutlaka bir stand-by programı yapıp da IMF’yi o stand-by’da söz sahibi yapıp, Türkiye ekonomisinde, Türkiye politikasında söz sahibi yapmak şart değil. IMF’yle en doğrusu bir program yapmamak, IMF’yle bir stand-by yapmamak. Bunun ne faydası olur? Bunun şu faydası olur: G-20’ler içinde IMF’ye muhtaç tek ülke Türkiye’dir. IMF’yle program yaparsanız, Türkiye’nin kendi ayakları üstünde durmadığı gerçeğinin altını çizersiniz. Onun için, en doğrusu IMF’yle program yapmamaktır, ama mutlaka Türkiye IMF’yle bir program yapacaksa, Hükûmet buna mecbursa o zaman stand-by yapmayalım, yani boynumuzu IMF’ye uzatmayalım. Ne yapalım?

Bakın arkadaşlar, Türkiye’nin IMF’den 10,5 milyar dolar özel çekme hakkı var. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Korkmaz.

ESFENDER KORKMAZ (Devamla) – 10,5 milyar dolar özel çekme hakkı için de IMF’yle bir anlaşma lazım, ama IMF’nin dikte ettireceği politikalara da Türkiye’nin razı olması söz konusu değil. Nasıl yaparız o zaman? Gönüllü anlaşmalar yoluyla yaparız. Yakın izleme var.

Değerli arkadaşlar, IMF’yle birçok anlaşma şekli var, ek rezerv kolaylığı var, köklü ödemeler dengesi sorununu giderici anlaşmalar var, bunlarda mutlaka IMF’nin dikte ettirdiklerini yapmak zorunda değiliz. Mutlaka Hükûmet IMF’den bir kaynak alacaksa 10,5 milyar dolar alsın ve IMF’yle stand-by yerine bu özel anlaşmaları yapsın, böylece Türkiye de kendi gerçeğini uygular ve Türkiye’nin, Türk ekonomisinin kendi ayaklarında durmasını dünyaya ispat eder. Söylediğim gibi bizden başka G-20 içerisinde IMF’yle stand by yapacak başka bir ülke yoktur.

Teşekkür ediyorum. Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Korkmaz.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir