Tüketici kredileri ve kredi kartları toplamı 2003 yılının sonunda 12.6 milyar YTL iken, 2004 yılı sonunda 26.5 milyar YTL’ye ulaştı… Yani çok hızlı arttı… Yinede, 100 liralık mevduatın yalnızca 14 lirası tüketici kredisi ve kredi kartlarına gitti…
Bu gidişe tepkiler de var… Örneğin Bakan, “Taksitle peynir olmaz…” diyor… BDDK başkanı da , “Kredi veren ve alanın hak ve yükümlülüklerini düzenleyen yasa taslağı” hazırladıklarını açıklıyor.
Bankalar tüketici kredilerinin sınır getirilmesini istemiyor… Çünkü tüketici kredilerinde risk daha düşüktür… Örneğin reel sektöre verilen kredilerde, 100 liranın 8.5 lirası batık kredidir. Oysaki geçen yıl ki verilere göre, kredi kartlarında aynı 100 liranın 4.2 lirası ve tüketici kredilerinde 1.4 lirası batık kredidir.
Bankaların bu kredileri kötüye kullandığı iddiasına gelince… Bu teşhis doğrudur… Çünkü bazı bankalar kredi kartlarında aylık yüzde 9’a ulaşan gecikme faizi uygulanmaktadır… Aylık yüzde 9 faiz yıllık yüzde 280 bileşik faiz demektir…
Tüketici kredileri ve kredi kartlarından bankaların aldıkları faiz ve komisyonlar şöyledir :
· Alış-veriş faizi
· Nakit avans faizi,
· Borç transfer faizi,
· Gecikme faizi,
· Nakit avans komisyonu ,
· Limit aşım komisyonu,
· Banka ve sigorta Muameleleri vergisi,
· Kaynak Kullanımı destekleme fonu.
Bu istismarı önlemenin yolu tüketici kredilerine ve kredi kartlarına sınır getirmek değil, tüketiciyi koruma kanunu ve tefeciliği yasaklayan yasalara göre önlem almaktır… Kaldı ki tefeciliği önlemek hükümetin görevidir.
Meseleye tüketici açısından bakarsak, “tüketici” de şikayetçi değildir. Kredi kartları alışverişlerde tüketiciye kolaylık getirmektedir… Pratiklik sağlamaktadır.
Tüketicinin şikayeti yüksek faizlerden ve faiz karmaşasından ileri geliyor… Yukarda söylediğim gibi, fahiş faiz zaten yasalara aykırıdır…
Kaldı ki, tüketici kredileri ve kredi kartları, kayıt dışı alış-verişi önlüyor… Faturasız satışı önlüyor… Bu yolla vergi denetim imkanı çıkıyor… Vergi gelirleri artıyor…