1963 sonrasında kalkınma planlarında Türkiye’nin ortalama tasarruf eğilimi yüzde 21 olarak hesaplanıyordu. Son yıllarda bu oran yüzde 16’ya geriledi. Yani bugün daha çok tüketen, daha az tasarruf eden bir toplum olduk.
Tasarruf eden de aynı zamanda tüketicidir. Bu nedenle tüm toplum tüketicidir. Üretici de aynı zamanda tüketicidir.
Tüketicinin korunması hakkında kanun, 1995 yılı başında çıktı. Ancak bugün görünen odur ki, tüketici hakları kanunla da korunmuyor. Mesele bir kültür meselesidir. Sorumluluk bilincine dayanan bir gelenek meselesidir.
O kadar ki, Türkiye’de faaliyette bulunan bir yabancı firmanın ABD’de ve Avrupa’da tüketiciye davranışı ile, Türkiye’de davranışı çok farklıdır. Türkiye’de tüketici bilinci gelişmemiştir. Bu iş eğitim ve kültür düzeyi ile birlikte değişiyor.
Tanık olduğum bir olay var… İthal mal satan bir mağazada, mağaza müşterinin malını değiştirmiyor… Müşteri o zaman bir gerekçe yazısı verin diyor… Onu da vermiyor. Böyle bir olay gelişmiş bir ülkede elbette yaşanmaz. Satıcı haklı ise, haklı gerekçesini yazılı olarak bildirmesi gerekir.
Hükümet tüketiciden yana değil
Hükümet ise, tüketici karşısında taraf tutuyor…
Örneğin Sanayi Bakanı, “Kredi kartları faizine sınır gelmez diyor” Aslında ise kredi kartları faizine yasa gereği sınır var. Merkez Bankası üst sınırı tayin ediyor. İlan ediyor. Yani yasaya göre üst sınır var. Ancak Merkez Bankası çok yüksek bir üst sınır koyuyor. Bankaların yüzde doksanı da bu üst sınırdan faiz alıyor.
Belki MB üst sınır koymasaydı, bankalar utanır, kredi kartlarına tefeci faizinden daha yüksek faiz almazlardı.
Merkez Bankası web sayfasında mevduata azami faiz oranlarını da ilan ediyor. En son 03.07.2008 ile 31.07.2008 arasında bankalarca YTL üzerinden açılan mevduata uygulanacağı bildirilen azami faiz oranları var. Örneğin, bir ay vadeye kadar mevduata verilecek en yüksek faiz yüzde 28.5 olarak açıklanmış.
Yine aynı Merkez Bankasının Web sayfasında, Banka kartları ve kredi kartlarına uygulanacak en yüksek faiz oranı, akdi faizler için aylık 4.39 (yıllık basit faiz 52.68 ve yıllık bileşik faiz yüzde 67.5 ) ilan edilmiş. Gecikme faizi olarak da aylık yüzde 5.14 (basit yıllık 61.68 ve bileşik yıllık 82.5) faiz ilan edilmiş.
Bankalar akdi faizi ve gecikme faizini basit faiz olarak hesap ediyor… Ancak o faizi ödeyen açısından, faizin alternatif maliyeti bileşik faizdir.
MB, bankaların lobisi mi?
Şimdi aklı olan birisi, şu soruları sormaz mı?
· Ey Merkez Bankası, sen mevduat faizini yıllık ilan ederken, kredi kartı faizini neden aylık ilan ediyorsun?
· Bankalar mevduata ilan edilen yüzde 28.5 mevduatın altında en fazla yüzde 20 dolayında faiz verirken, sen neden kredi kartları faizini yüzde 62 faiz olarak belirliyor ve ilan ediyorsun?
· Tüm bankalar da (üç- dördü hariç) kredi kartlarında en üst limitten faiz alırken, neden bu bankaların hiçbiri mevduatta aylık yüzde 28.5 üst limit oranını kullanmıyor?
· Bu tüketicinin aldatılması değil mi? Merkez Bankası milletin ortak malıdır. Sen neden bankalardan yana taraf tutuyor, tüketiciyi aldatıyorsun?
Özetle, hükümet ve Merkez Bankası tüketiciden yana değil… Daha açık olarak söylemek gerekirse, hükümet ve Merkez Bankası, bankaların lobiciliğini yapıyor.
Gelişmiş bir toplumda hiçbir tüketici bu hükümete oy vermez.