TÜİK 2007 yılı Gayri Safi Yurt içi Hasıla da (GSYH ) Büyüme oranını, Milli Muhasebe Sistemi’ni değiştirerek tahmin etti ve açıkladı. Yeni hesaba göre 2007 yılında Gayri safi Yurt içi Hasıladaki büyüme oranı yüzde 4.5 oldu.
Eğer eski yöntemle yapılmış olsaydı, GSYH ‘daki büyüme yüzde 3 dolayında çıkardı.
Örneğin, TÜİK 10 Aralık 2007 tarihinde üçüncü dönem büyüme oranını eski Milli Gelir hesaplama yöntemine göre yüzde 1.5 olarak açıkladı. Ancak 31 Mart açıklamasında bu oranı değiştirdi ve bu defa ise yüzde 3.4 açıkladı.2007 yılının Üçüncü çeyreği için açıklanan iki farklı büyüme oranı arasında yüzde 126 sapma var.
TÜİKİN AÇIKLADIĞI İKİ FARKLI GSYH BÜYÜME ORANI
10 ARALIK 31 MART
AÇIKLAMASI AÇIKLAMASI
BİRİNCİ ÇEYREK 6.8 7.6
İKİNCİ ÇEYREK 4.1 4.0
ÜÇÜNCÜ ÇEYREK 1.5 3.4
DÖRDÜNCÜ ÇEYREK – 3.4
Düzeltmenin nedeni ne olursa olsun, GSYH büyüme oranı hesabında yüzde 126 sapma, istatistiklerin yanlış hesaplandığını veya kasıtlı olarak yanlış yapıldığını gösterir.
TÜİK Milli gelir hesaplama sistemini değiştirdi. Birleşmiş Milletler sistemi SNA ‘dan Avrupa hesap sistemi EAS’ ya geçti.
HESAP DEĞİŞMEZ
GSYH yaratılan katma değerlerin toplamıdır. Bir ekonomide yaratılan katma değer hangi sitemle tahmin edilirse edilsin , değişmez..
Kaldı ki dünyada halen birçok ülke ESA dışında hesap yaptıkları için, ESA sistemi ile SNA sisteminin Milli Geliri çok farklı göstermesi mümkün değildir. Aksi halde Dünyada ülkeler arası ve AB ülkeleri ile diğer ülkeler arasında Milli Gelir karşılaştırması yapmak imkanı olmazdı.
Öte yandan GSYH da büyüme oranı 2004 yılından bu güne devamlı düşüyor.
2002 – 2007 ARASINDA BÜYÜME ORANLARI
YILLAR GSYH BÜYÜME
———– ————————-
2002 6.2
2003 5.3
2004 9.4
2005 8.4
2006 6.9
2007 4.5
En yüksek büyüme 2004 yılında yaşandı. Enflasyonda 2004 yılı nisan ayında yüzde 10 olmuştu.
YAPISAL DÖNÜŞÜM GEREKLİYDİ
2001 güçlü ekonomiye geçiş programı, para ve finans politikaları ağırlıklı bir programdı. Yapısal değişim getirmiyordu. Bu program Büyüme ve enflasyonda etkisini gösterdi. Bu etki 2004 yılında sona erdi.
Enflasyonun kronik yapı kazanmasını önlemek ve sürdürülebilir büyüme sağlamak için, 2004 yılında yapısal çözümler getiren, reel sektör ile finans sektörü arasındaki dengesizliği kaldıracak, ithalat yerine ulusal üretim ve istihdama öncelik verecek yeni bir “yapısal dönüşüm planı” yapılmalıydı. Akp hükümeti düşük kurun getirdiği afyon etkisinden kurtulup, bu planı yapamadı. Bu nedenle düşük büyüme ve durgunluk kaçınılmazdır.
Türkiye de büyümeyi yaratan talep artışı, halkın reel gelirinin artmış olmasından ileri gelmedi. Halk borç- harçla tüketim yaptı. Şimdi borç sonuna geldi. 2007 ‘nin son çeyreğin de Halkın tüketim harcamaları da düştü. Değişme son çeyrek Yüzde 2.9 oldu. Yüzde 3.4 olan GSYH daki büyümenin de altında kaldı. Gıda harcamalarında değişme ise aynı dönemde sıfıra yakın, yüzde 0.2 arttı.