6 mart tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile , iplik , her nevi mensucat , giyim eşyası ,ev tekstil ürünleri , deri giyim , ayakkabı , çanta ve benzerleri ve halılarda Katma değer vergisi yüzde 18’den yüzde 8’ e indirildi..
Türkiye de toplam vergi gelirlerinin dörtte üçüne yakın kısmı zengin ve fakirin aynı oranda ödedikleri KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerden alınıyor.. 2006 yılında Bütçeye , dahilde ve ithalde alınan toplam KDV geliri 43.5 milyar lira olarak konulmuş.. Tekstilde KDV indirimi ise gelirler idaresi’nin açıklamasına göre 1 milyar lira olacaktır.. Anlaşılan odur ki ,bu bir milyarın toplam 133 milyar lira tutan 2006 yılı vergi gelirleri içindeki payı yüzde birden daha azdır.. Bu nedenle adaletsiz olan Dolaylı vergilerin payını ancak yüzde birin altında azaltacaktır.. Kaldı ki , Dolaysız vergilerden Kurumlar vergisi oranını da yüzde 30’dan yüzde 20’ye indireceğini açıkladı.. Bu demektir ki, durum değişmeyecektir.
Zaten Hükümet KDV indirimini , Vergide adalet olsun diye yapmadı.. Sanayicinin isteği üzerine yaptı..
Öte yandan , Tekstil de KDV indirimi, düşük gelir guruplarının satın alma gücünü artırır.. Tüketici açısından gelir etkisi yapar.. Ne var ki fakir fukara karnını zor doyurmaktadır.. Tekstil sektöründe KDV indirimi satın alma gücünü ancak yüzde bir oranında etkiler.. Zaten hükümette bu hesabı hiç yapmadı.. Yukarıda ifade ettiğim gibi , KDV indirimi , tekstil sektörünün ihracatta zorlanması ve bazı firmaların zor duruma düşmesine karşılık , Sanayicilerin Başbakandan talep etmesi sonucu yapıldı..
KDV indirimi vergi gelirlerinde düşmeye de yol açmayabilir..Çünkü kayıt dışılık azalır.. Yüzde 8 oranı , kayıt dışı kalmak için cazip bir oran değildir.. Harcı borcuna değmez diye kimse kayıt dışılık gibi bir riski almak istemez.. Peşin pazarlığı ve nakit ödeme azalır..Kart kullanımı artar..Bu artış ve azalışların nispi önemi çok fazla değildir.. Yine de prensipte işe yarar..
Öte yandan yüzde 18 oranı ihracatta KDV iadesinde , hayali ihracatı da cazip kılan bir orandır.. Yüzde 8 ise risk almaya değmeyen bir orandır.. Bu nedenle bu sektörde hayali ihracatı Azalmasına neden olacaktır.
İndirimin ihracatçıya doğrudan bir faydası yoktur.. İhracatçı vergi iadesini iki ay içinde alıyordu.. Dolayısıyla nakit finansmanında şimdi bir -iki aylık bir öncelik kazanmış oluyor.. Kazancı bu miktarın finansman maliyetidir.. Üçüncü defa söylemek gerekir ki , zaten hükümetin amacının da ihracatçıya maliyetin binde biri kadar da olsa bir finansman imkanı tanımak değil , hayali ihracatı önlemek olduğu anlaşılıyor..
Siyasi iktidar uygulamakta olduğu politikalarla 2002 kasımından bu güne kadar ihracatçının her yüz lirasından 21 lirasını kaybetmesine neden oldu.. Bunu düzeltmek ancak kur artışı ile olur..
2002 KASIM 2005 ŞUBAT |
|
Enflasyon Endeksi 100 135.0 |
|
Döviz Fiyat Endeksi 100 87.0 |
|
İhracat Gelir Endeksi 100 79.0 |
2002 Kasım ayıdan bugüne kadar fiyatlar genel seviyesi yüzde 35 oranında attı.Aynı sürede 1 Dolar artı 1 Euro’dan oluşan döviz sepetinin fiyat endeksi,100’den 87’ye geriledi.Enflasyon ve kurlardaki düşme birlikte değerlendirildiği zaman,2002 Kasım ayında ihracatın kazancı 100 iken bugün 79’a geriledi.