SİYASETİ KİM GERİYOR?

Nasreddin Hoca’nın evine hırsız girmiş.. Komşuları toplanmış…

Biri , ‘’Sen kapıya çift kilit vurmamışsın .’’ demiş.. Biri  ‘’eşyalarını kilitli dolaba koymamışsın ‘’ demiş. Bir diğeri, ‘’ara kapıları açık bırakmışsın ‘’ demiş..

Hoca dayanamamış.. Bre adamlar.. ‘’Hırsızın hiç mi günahı yok ? ‘’ diye cevap vermiş.

Şimdi, Mayıstaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri için , herkes  ‘’Sine-i millete dön ‘’ diye CHP ‘ye yükleniyor. Sanki AKP’ nin hiç günahı yok.. Sanki AKP’li milletvekillerinin hiç yanlışı yok.

Aslında AKP’li milletvekillerinin ‘’ Cumhurbaşkanlığı seçimi sıradan bir siyasi olay değildir..  Biz seçileli 4. 5 yıl oldu.. Bu süre içinde  halkın tercihleri değişmiştir.. Cumhurbaşkanını ya halk seçsin.. Veya erken seçim yapalım..  Gelecek meclis seçsin ‘’ demesi gerekiyor.. Ancak kimse sesini çıkarmıyor. Kimse de AKP’li milletvekillerine yüklenmiyor.

Galiba herkes Cumhuriyetin kurucusu  CHP’yi, cumhuriyetin, laikliğin, demokrasinin ve çağdaşlığın gerçek sahibi olarak görüyor. Bu nedenle muhalefette de olsa, her şeyi CHP’den bekliyor.

CHP, her imkanı denemeden, sine-i millete dönerse, bu defa ileride bırakıp kaçtınız diyecekler.. Şimdi  her imkanı deniyor..  Erken seçim mücadelesi veriyor..  Tayyip Erdoğan’ın neden cumhurbaşkanı olamayacağını anlatıyor.. Ve bunları yaparken, “son çözüm halkın çözümü olmalıdır”  diyor.

Kaldı ki Anayasa’da milletvekillerinin istifası 84. maddede aynen şöyle düzenlenmiştir:  ‘’İstifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi, istifanın geçerli olduğu Türkiye Büyük Millet meclisi Başkanlık Divanı’nca tespit edildikten sonra , Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulunca kararlaştırılır’’   

Zamanında Dalan’ın istifası Meclis tarafından  kabul edilmemişti.

Elbette , son kertede CHP gereğini yapacaktır… Mecliste CHP dışında başka muhalefet partileri de var..  Muhalefetin tamamının sandalye sayısı 182’dir. Bunlar içinde, partilerine muhalif olanlar da var.. Hatta partilerinin başarısız olmasını isteyenler de var. Eğer demokratik bir çözüm içinde olunacaksa, önce muhalefetin tamamı işbirliği içinde olmalıdır.. CHP dışında bu durum net değil.

Öte yandan biz demokrasiyi de yanlış anlıyoruz.. Seçtiğimiz milletvekilleri bizim adımıza her şeyi yapsın diyoruz.. Oysa ki bazı konularda halkın doğrudan doğruya müdahalesi daha etkili olur..

Örneğin, Cumhurbaşkanlığı konusunda , Ankara da Meclis önünde bir milyon insan toplanarak  tercihlerini yansıtsa, daha etkili olmaz mı?

Ekonomik dengeler bıçak sırtında gidiyor.. 2007 yılında bu dengeyi bozacak en önemli olay Cumhurbaşkanlığı seçimidir..  Bundan en çok zararı da , 115 milyar dolar dış borcu olan , bir o kadar döviz pozisyon açığı olan özel sektör görecektir.. Her yerde konuşmasını bilen TÜSİAD’ bu konuda neden pasif kalıyor ?

Unutmayalım .. Gerek  bazı medyanın ve gerekse bazı iş adamlarının AKP’den bu günkü beklentilerinin faydası , yarın kendi üstlerine  çökecek  bu günkü sistemin getireceği maliyetler yanında, devede kulak kalacaktır.

Yine, solu kurtarmak peşinde olan bazı sendikalar ne bekliyorlar? Solu kurtarmak için, önce bugünkü rejimi kurtarmak gerekmez mi ?

 Bazı kendini bilmezler bu yanlışlar karşısında kıs- kıs gülüyor.. Açık açık dalga geçiyor..  Sistemi daha çok geriyorlar..

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir