SİYASET, EKONOMİK RİSKLERİ ARTTI

Ekonomik, sosyal ve siyasi olaylar, birbirinden ayrı düşünülemez… Geçmişte yaşamış olduğumuz ekonomik krizlerin birçoğunu, koalisyon hükümetlerinin kendi içindeki anlaşmazlıklar, Cumhurbaşkanın Anayasa fırlatması gibi siyasi olaylar tetiklemiştir. Bu gün bir yandan düşük büyüme, enflasyon, istihdam ve dış borç sorunu gibi ekonomik sorunlar tırmanırken, bir yandan da siyasi sorunlar söz konusu istikrarsızlığı artırmaktadır.

1.Türkiye’nin Ortadoğu politikası, sermayeye güven vermiyor.

Yerli veya yabancı sermaye riskli ülkelere yatırım yapmaz. Ortaoğu’ da Mısır da, Suriye’de, Işıd’ konusunda sermayenin Tükiye’ ye bakış açısı negatiftir. Türkiye Ortadoğu politikasında haklı veya haksız olabilir… Sermaye buna bakmaz. Sermaye fiili duruma bakar. Fiili durumda yabancı basın ve yabancı uzmanlar Işıd’ın Türkiye için tehdit olduğunu ifade ediyor. Söz gelimi, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, ‘’Irak-Şam İslam Devleti adlı terör örgütünün yalnızca Suriye ve Irak için değil, Türkiye için de büyük bir tehdittir ‘’ dedi. Böyle bir tehdit riski ciddi yatırımları caydırır.

ABD ve Avrupa’nın karşısında olduğu radikal İslam Müslüman kardeşler ile ilgili olarak Dünya basını , ‘’Katarın sınır dışı ettiği Müslüman kardeşlere Türkiye kapıyı açıyor ‘’ şeklinde bir yorum yapıyor.

Bu haberleri ve yorumları duyan yabancı yatırım sermayesi elbette Türkiye ye gelmekten çekinecektir. Kaldı ki, Türkiye de tasarruflar düşük… Yatırımlar için yabancı kaynağa ihtiyaç var… Ortadoğu ile ilgili bu sorunlar varken , Türkiye ye yerli veya yabancı sermaye nasıl yatırım yapacak ?

2. Yeşil sermaye ve Arap sermayesi, ekonomiye farklı bakıyor…

Kuveyt Elçisi, F-16 pilotunu 4 kişi olarak dövenleri savunarak, Kuveyt sermayesinin geri gidebileceğini tehdit olarak söylüyor. Bu tipik bir şark kafasıdır. Eğer Kuveyt’in Türkiye’deki yatırımları karlı ise neden geri gitsin? Eğer büyük bir ekonomik sorun olursa zaten gidecek yabancı sermaye gider.

Bu gidişi siyasi tercihlere bağlamak iktisadi bir yaklaşım değildir ve piyasa kurallarına aykırıdır. Söz gelimi Kuveyt Türk bankası karlı bir bankadır? Bu bankanın iş hacmi, Türkiye – Kuveyt diplomatik ilişkilerinin zayıf veya kuvvetli olmasına göre değil, piyasa şartlarına göre değişir. Oysaki şimdi elçinin böyle konuşması, yatırımcının bu bankaya olan güvenini azaltır.

Kar ortaklığına dayanan katılım bankaları da piyasa kurallarını zorluyor. Faize kar payı diyorlar. Ancak sonuç değişmiyor. Söz gelimi Kredi kartlarından bankalar faiz alıyor, bazı Katılım bankaları da yaklaşık aynı oranda kar payı alıyor. Belki bizim gibi gelişmekte olan İslam ülkeleri için bu tür bankacılığa da ihtiyaç var… Ancak Türkiye de yaşanmakta olan Bank Asya olayı, bu tür sermayenin aynı zamanda siyasi çekişmeler içinde de olduğu konusunda şüpheler yaratıyor. Cumhurbaşkanının ‘’ Bank Asya ile ilgili BDDK kararını versin, aksi takdirde sorumlu olur ‘’ sözü bu gibi endişeleri artırıyor, sermayenin katılım bankalarına güven duymasını engelliyor. Oysaki özellikle para ve sermaye piyasasının açık ve şeffaf olması gerekir.

Türkiye ‘de siyasi tercihlere göre hareket eden sermayenin ve özellikle Arap sermayesinin fazla olması ekonomik istikrar için önemli bir risk oluşturuyor.

3. Kredi derecelendirme kurumlarına siyasi yaklaşmak, riski artırır.

Cumhurbaşkanı, Uluslararası kredi derecelendirme kurumları Fitch ve Moody’s in durağan notu için , ‘’Bunlar siyasi temellidir. Başbakana söylerim gerekirse Fitch e Moody’s ile ilişkileri keseriz ‘’diyor. Ne var ki, bu kurumlarla ilgiyi kesersek bile, bunların değerlendirmesini yabancı ve yerli sermaye görmezlikten gelemez. Tersine ilgiyi kesersek, global piyasalardan kopmuş oluruz.

Kaldı ki Türkiye’nin notu 2012 öncesi yatırım yapılamaz seviyesinde idi. Moody’s 2013 Mayıs ayında Türkiye’nin kredi notunu “Ba1″den “Baa3″e yükseltmişti. Not görünümünü durağan olarak açıklamıştı. Böylelikle Türkiye’nin kredi notu, daha önce Fitch’in yaptığı gibi Moody’s tarafından da yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilmişti.

Bu kuruluşlara Notu artırdığı zaman haklı, durağana çevirdiği zaman haksız dersek, oyunun kuralını bozarız. Piyasa oyunu içinde oynamayan sermaye yatırım da yapmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir