1960 yılından bu güne kadar binlerce siyasi parti kuruldu.. Birçok iktidar partisi , yüzlerce defa bölündü. Ya iktidarda iken anlayış ayrılığı nedeniyle … Veya seçimlerde adaylık sürecinde yaşanan sorunlar nedeniyle bu ayrılıklar oldu.
Şimdi aynı anlayışla yeni partilerin gündeme gelmesi bekleniyor. Bunların içinde , 22 dönem AKP milletvekili iken , bu dönemde listeye giremiyen bazı milletvekillerinin yeni bir siyasi parti kuracakları haberleri basında yer aldı.
Barajı aşan üç partide de muhalifler.. Ancak , MHP yüzde 14 oy aldığı halde ,kayseride zafer kutlaması yaptı. CHP ise oyunu yüzde 19’dan yüzde 21’e çıkardı. Buna rağmen muhalifler ille de CHP başarısız diyorlar..
Aslında bir partinin aleyhine çalışanlara parti muhalifi denmez.. Bunlar düpedüz parti aleyhtarlarıdır. Yada karşı parti mensuplarıdır.
Halkın bu ayırımı yapamıyacağını düşünenler aldanıyor..
Örneği aşağıdadır.. Tokattan Halis Sağlamın bana e-mail yoluyla gnderdiği yazıyı aynen alıyorum :
‘’ Değerli Büyüyüm..
Selamlar,saygılar,sevgiler.Allah elinize dilinize kuvvet versin.
Hikmet çetin,Onur Kumbaracıbaşı,Mehmet Moğoltay , Mustafa sarıgül v.s gibi.
Yalançı pehlivanların,enkazcıların çok olduğu bir ortamda bize göre 7 cephede 70 çeşit…
İçimizdeki bozguncular ile çarpışan partim hakkında,C.H.P. BAYKAL KAZANDI DİYEREK doğruları tespit etmek yürek ister cesaret ister ….
Geçmişini bilmeyen geleceği yakalayamaz.gün yıkmak değil yapmak zamanıdır.
sözün özü: Yıkmak insanlara şeref mi verir ?
İnan onu en çulpa heriflerde becerir…
Yeter ki işte şudur kubbe diye
İki ırgatla iner süleymaniye
Yapalım dendi mi heyhat
Bir kanuni bir de mimar sinan gerek.
Halis Sağlam C.H.P. Tokat 959501379747 nolu üyesi
Telefon:0356 213 22 20
Halis Sağlamın bu mektubu umarım parti muhalifiyim diyenleri bir daha düşündürürür… Aslında ben , bir üyenin gözünde dahi Hikmet çetin ‘in geçmişteki hizmetlerini bu şekilde harcamasına çok üzüldüm .
SİYASET VE SOSYETE…
Üç yıl önce siyasetin tartışıldığı bir ortamda , bir üyemiz bana halkın içine girmek gerekir demişti.. Şaşırmıştım.. Çünkü ben zaten halkın içindeydim. Kendisine dedim ki , ‘’ 20 senedir Kars- Ardahan ve Iğdır’dan İstanbula göç edenlerin iyi veya kötü günlerinde hep birlikte oldum. Köylü aileden gelmekle övünürüm . Şimdiye kadar birçok gazetede köşe yazdım … Bu yazılarımın tamamında halkın sorunlarını dile getirdim . Halkın içinde başka nasıl olunur ? ‘’
Bana bu soruyu soran iyi niyetle sormuştu.. Çünkü bazıları hangi partide olursa olsun , oturduğu yerden teori üretiyor. Sonra da mensup olduğu partiyi veya Türkiye politikasını bu ürettiği teoriye uydurmaya çalışıyorlar. Topluluklar oluşturuyorlar.. Ancak bunlar eninde sonunda çöküyor.. Zira tabanı olmayan hiçbir hareket başarılı olamaz.
Yine hangi partide olduğu önemli değil.. Ancak dinlediğim ve hatta şahit olduğum bir olaydan çok rahatsız oldum.
KERAMETİ KENDİNDİNDEN BİLMEK…
Bir partinin orta sıralarında bulunan bir bayan , 22 temmuz seçimlerine son üç gün için katılıyor.. herkes iki ay gece gündüz maddi ve manevi varlığı ile çalışırken , hanım önce Duabide tatil yapıyor.. Ondan Sonra bodrumda tatil yapıyor.. Seçime birkaç gün kala da bölgesine geliyor.
Ondan sonra , kendi partisi için ‘’ Bu parti için hala geç sayılmaz ‘’ diye yazı yazıyor. Ve ‘’ siyasetin sadece halk için ve halkla birlikte yapılan bir hizmet aşkı olduğuna yürekten inanıyorum ‘’ diyor. Ve ilave ediyor.. ‘’… Örgütlerin de seçim çalışmaları sırasında tabana ulaştıramaya çalıştığı mesajlar net yansıyamamıştır ve dolaysıyla halkla iletişim zayıf kalmıştır. ‘’
Ben bu yazıyı yazan siyasiye şunu öneririm.. Bir daha dubaide tatil yaparken halkı da beraber götürsün !.. Halkla iletişimi güçlendirmek için de onlarla beraber tatil yapmak gerekmez mi ?