İSTATİSTİK NEDEN EN AĞIR YALANDIR

Bazı politikacılar , hep rakamla ve istatistiklerle konuşur.. özellikle mühendis kökenli politikacılar rakamları  daha çok kullanır..Çünkü ,Bir rakam söyledin mi o anda  kimse bunun ne kadar  doğru olduğunu düşünmez.. O anda dikkatler asıl konuya yoğunlaşmıştır.. Rakamlar  insan kafasında  o konunun doğru olduğunu pekiştirir..

Öte yandan söylecek fazla sözü olmayanlar, olayı derinliğine bilmeyenler de işi rakamlara boğmayı tercih edebilir.

İktisatta ise İstatistik , ekonomik analizlerde , yorumlarda  iktisatçının kullandığı  en önemli  alettir.. Doğru sonuçlar için ,  Bu aletin çok sağlam olması gerekir..  Aksi halde kesmeyen keserle tahtanın  yaralanması  veya eğri bir çekiçle çivinin de eğilmesi gibi yanlış sonuçlar ortaya çıkar..

İstatistik hocaları, rakamların daha titiz kullanılmasını sağlamak için , Türkiye de istatistiğin babası sayılan Ömer celal sarc’ın şu sözünü söylerler :

 

Yalan, derecesine göre üçe ayrılır..

Yalan ..

Kuyruklu yalan ..

İstatistiki yalan ..

Bu gün beni İstatistikten söz etmeye  medyanın ‘’ imalat sanayiinde kapasite kullanım oranı rekor düzeye ulaştı ‘’ başlıkları zorladı.

Türkiye İstatistik Kurumu ( TÜİK )’in açıklamasına göre ,Geçen yıl haziran ayında  yüzde 81.4 olan imalat sanayiinde kapasite kullanım oranı , bu sene aynı ayda yüde 83.2’ye yükseldi..

1)Benim önce kapasite kullanım oranının ne kadar doğru olduğu ile ilgili endişelerim var.. Bu oranlar anketler yoluyla hesaplanıyor..

Ancak diyelim ki , geçen seneden bu seneye talep arttı.. Eğer imalat sanayiinde yeni yatırım yapılmadıysa yani mevcut üretim kapasitesi genişlemedi ise , diğer şartları veri kabul edersek , o zaman elbetteki kapasite kullanım oranı da artacaktır.. Tersine talep artışından daha çok kapasite genişlediyse, yatrımdan dolayı ekonomi daha canlı olmasına rağmen ,bu defa kapasite kullanım oranı eskiye göre  düşecek demektir.

2) Anketlerden çıkan bir diğer sonuç , ‘’sektörün tam kapasite ile üretim yapmasını önleyen nedenlerin başında , yüzde elliden daha fazla oranda , talep yetersizliği geliyor. ‘’

Buna karşılık , Merkez bankası ve TÜİK’in ortak çalışması olan ve yine 500’ e yakın işletme nezdinde yapılan ankette ‘’Reel  Kesim Güven Endeksinde ‘’ alt kalemlerinde , İç pazara satılan mal hacmi endeksi , geçen yıl haziran ayında 106.9 iken bu sene haziran ayında 113.6 ‘ya yükselmiş.. İşletmelerin toplam sipariş endeksi de , 81.7’den , 93.5’e yükselmiş.. O zaman bu işletmelere sormak gerekir :’’ Eğer talep yoksa , malını nasıl sattın ? Siparişler nasıl artı ?‘’

3) Bir diğer çelişki de , Reel sektör güven endeksi içinde yer alıyor.. Bu endekste , yukarıda verdiğimiz gibi satışlar ve siparişler artmış.. Ancak endekse cevap verenler , Ekonomide genel gidişat sorusuna olumsuz cevap vermişler.. Genel gidişat endeksi geçen sene Haziran ayında  110.6 iken bu sene  Haziran ayında 91.4 olmuş..

Reel sektör güven endeksinde, endeks değeri 100 üstü olursa bu güveni , 100 altı olursa bu güvensiliği gösteriyor..Ankette Hazirandan hazirana son bir yıl içinde herkes malını satıyor.. Siparişler artıyor.. Ancak aynı insanlar  genel gidişat kötü diyorlar..

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir