İSTANBUL’UN SON YEŞİLİ DE YOK EDİLİYOR

Bundan 30-40 sene önce, İstanbul’da orman ve yeşil denilince, herkesin aklına Belgrad ormanları gelirdi. Belgrad ormanlarını hovardaca yok ettik. Bugün hâlâ yaşayan ormanlık ve yeşil alan, Ömerli kaldı.
Ömerli’yi de taş ocakları yok etmek üzeredir. Uzaydan çekilmiş fotoğraflara bakanlar, Ömerli çevresindeki orman tahribatını açıkça görebilir. Geçen sene Mayıs ayında Ömerli Beldesi’nde taş ocakları, çevreye verdiği zararlar nedeniyle, halk tarafından protesto edildi.

Arkasından, Ömerli’deki taş ocakları sorunu yazılı ve sözlü basında yer aldı. Ömerli Belediyesi ve halkın tepkisi de yine devam etti.
Ömerli ormanları içinde taş ocağı izni verilmesi için Çevre ve Orman Bakanlığı’nın oluru gerekiyor. Ancak Çevre ve Orman Bakanlığı da diğer birçok kurumdan da görüş soruyor.
Yine, çevreye zarar verilmiyor diye işletme için başvuranlar ÇED raporu alıyor. İstanbul’un son akciğeri ÇED raporu varken, orman yetkililerinin eli kolu bağlanıyor.
Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu ile Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Hasan Z. Sarıkaya, çevreyi en iyi bilen insanlardır.
Müsteşar’a Ömerli Taş Ocakları ile ilgili bir dosya verdim. Hemen ilgilendi. Hatta bu konuyla ilgili Ömerli’ye bir heyet de gönderdiler.
Ömerli’de 8 taş ocağı var… Taş ocaklarının getirdiği tahribat ölçüye gelmeyecek kadar büyüktür:
1) Taş ocakları Ömerli Barajı’nı tehdit ediyor. Toplum susuzluktan korkarken, taş ocakları mevcut Ömerli Barajı’na zarar veriyor.
Ömerli Belediyesi ve halkının bu konudaki değerlendirmesi şöyledir:
 “Taş ocakları, Ömerli Beldesi’nin yaklaşık 5-6 bin metrekaresini işgal etmektedir. 300 metreye yaklaşan derinlikte yer kabuğunda kraterler oluşmaktadır. Bu derinliklere inmek için patlayıcılar kullanılmaktadır. Patlamalar neticesinde ortaya çıkan tozlar baraj havzasını kirletmektedir. Ayrıca taş ocaklarından çıkan katı ve sıvı atıklar da baraj havzası ve içme suyu kaynağını kirletmektedir.”
2) Taş ocakları, bölgedeki ürünleri ve insan sağlığını tahrip ediyor.
Geleceğimiz ipotek altında, Uluslararası Bern Sözleşmesi gereği, Ömerli Havzası, Dünya Doğal Yaşamı Koruma Derneği (WWF) tarafından zengin habitat ve tür çeşitliliği açısından koruma altına alınmıştır.
Bölgede koruma altına alınan bu ürünler taş ocaklarının çıkardığı aşırı tozdan zarar görmektedir. Aynı zamanda patlamaların ortaya çıkardığı toz insan sağlığına zarar veriyor ve “Siklosiz” olarak bilinen bir tür akciğer kanserine sebep oluyor.
3) Yine patlamalar binaların, depreme karşı evlerin temellerine zarar veriyor.
Mevcutların zararı yetmiyormuş gibi Ömerli’de şimdi yeni verilen taş ocağı izni, Şile otoyoluna 3000-3500 damperli kamyonun girmesine neden olacaktır. Trafik sorunu tırmanacaktır.
Ormanın içinde taş ocağı izni vermesinden dolayı Hazine’ye gelen bir gelir var. Taş ocağının işletmesinden, özel sektöre giden bir kazanç var. Ancak toplum bunu sağlığı ile ödüyor. Orman varlığı ile ödüyor. Toplumun geleceği ipotek altına alınmış oluyor

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir