SOSYAL GÜVENLİK VE SAĞLIKTA DEVLET DIŞLANIYOR

Sosyal Güvenlik Kurumlarını tek çatı altında birleştirme projesi ve bunu düzenleyen yasa yarım kaldı. Yarım kalmasının sorumlusu hükümettir. Çünkü hükümet samimi olmadı..

 

Sosyal güvenlik yaklaşımı Sözde doğru görünüyor.  Özde ise  Siyasi iktidarın sosyal güvenliği  ve sağlık hizmetlerini özel sektöre devretmek niyetinde olduğu ortaya çıkıyor.

 

Bunu yapmanın yolu olarak ta , devlet hizmeti olarak bu iki hizmeti zora sokarak , özel sektöre devrinin yolunu açmak istiyor.

 

SSK hastanelerinin bakanlığa devri bu yaklaşımın bir göstergesidir.

 

 

 

Sosyal Güvenlik ve sağlıkta büyük fonlar var.. Gelişmiş ülkelerde  bu fonlar Milli gelirin birkaç katına ulaşıyor.. Gelişmekte olan ülkelerde sosyal güvenliği devlet yaptığı için ,özel emeklilik fonları düşüktür. Örneğin Yunanistan’da bireysel emeklilik  fonu yoktur. ABD ‘de aynı fon milli gelire eşittir.

 

Türkiye de özel emeklilik fonları Milli gelirin binde üçü kadardır.  Bu fonlar özel sektörün iştahını kabartıyor. IMF ve özel sektör hükümeti zorlayarak , sosyal güvenlikte özel sektörün payını artırmak istiyor.  

 

AKP ise , ideolojik amaçla veya başka amaçlarla  sosyal güvenlik fonlarını piyasa şirketlerine aktarmak istiyor..

 

 

 

 

SOSYAL GÜVENLİĞİ ÖZEL SEKTÖR YAPAMAZ

 

Sosyal güvenliği özelleştirmenin, zaman içinde telafi edilmeyecek sakıncaları ortaya çıkacaktır :

 

1)- Ekonomik krizler, küresel krizler, özel sektörü zora düşürebilir. Bu durumda, özel sosyal güvenlik sistemi çöker.

 

2)- Krizlerde devletin yükü daha da artar.. 2001 Banka krizinde olduğu gibi, büyük  zararlar ortaya çıkar. Bu zararları devlet ödemek zorunda kalır.

 

3)- Türkiye de güçlü, istikrarlı ve şaffaf piyasa yoktur.  Sermaye piyasasının araçları yetersizdir. Özel sektörün sosyal güvenlik fonlarını  istikrarlı bir şekilde  nemalandırması  mümkün değildir.

 

4)- Özel emeklilik fonlarına  yönelik, uzun süreli bir emeklilik sistemi geleneğimiz yoktur.

 

5)- Özel sistemler Devletin toplumdaki etkinliğini azaltır. Zira çalışanların geleceğini garanti altına almak bir kamusal görevdir.. Özel sistemler Devlet-fert ilişkisinin ve               devlet imajının  zayıflamasına neden olur. Sosyal devlet anlayışını ortadan kaldırır.

 

6)- Özel emeklilik sistemleri çalışanların yüzde 100 ‘ üne güvence sağlamakta yetersiz  kalıyor.. Şili’de halen iş gücünün  yüzde 65’i sisteme dahildir.

 

7)- Özel sosyal güvenlik sistemleri çalışanlar arasında eşitsizlik yaratmaktadır..

 

8)- Özel sistemde prim ödeme daha çok aksıyor. Şili’ de 6 milyon kişi olan özel emeklilik sisteminde,  üyelerin yalnızca yarısı, primlerini düzenli ödemektedir.

 

9)- Sağlık ve emeklilik hizmetlerini özel sektöre yaptırmak, hizmetin daha pahalı görülmesine neden olacaktır.

 

10)- AKP özellikle eğitim ve sağlık hizmetlerini fikren ve zikren  kendine bağlı   işletmelere yaptırarak bu kesime kaynak aktarmak istiyor.

 

PARASI OLMAYANA GÜVENCE YOK

 

Türkiye işverenler sendikası , ‘’Bireysel emeklilik fonları bireyler için sadece bir tasarruf aracı değildir. Yaşlılık dönemi için bir güvencedir. ‘’ diyor.

 

Türkiye işverenler sendikası galiba hiç geliri olmayan beş milyon işsizi unutuyor.. Türkiye de çoğu işletmede işçinin asgari ücretle çalıştığını da unutuyor.. Halkın yüzde 60’ı yoksulluk ve işsizlikten şikayet ederken , TİSK’in bu önerisi insanları kızdırıyor.

 

Türkiye’de bireysel emekli olabilecek insan sayısı , yüz kişiden bir- iki kişidir. Onlar da zaten kendi geleceğini sağlama almışlardır. 

 

Türkiye gelişmiş bir ülke olursa ,Ancak  o zaman bu işleri düşünebilir ve tartışabilir olacaktır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir