Başbakan ve AKP Türbanı dört türlü kullanmak istiyor …
1)Başbakan yıllardır Türban tavizi verdi… Yasayı değiştirecek… Eğer yasa Anayasa mahkemesinden dönerse , ‘’ Biz yaptık … Olmadı … Daha çok destek verin … Daha çok oy verin ‘’ diyecektir.
2)Yine Anayasa mahkemesi yasayı iptal ederse, Başbakan bu kararı ‘’Yargı sizin hakkınızı kısıtlıyor ‘’ diye kulanacak. Yargıyı kontrol altında tutmak şeklindeki bilinen niyetini gerçekleştirmeye çalışacak ve yargıyı kontrol altında tutmanın yolunu arayacaktır.
3)Anayasa mahkemesinden dönmez ise bu defa Başbakan türbanı bir siyasi simge ötesinde, Laikliğin 75 yılında ‘’negatif sosyal dönüşüm ‘’ hedefi için bir atlama taşı olarak kullanacaktır.
4)Anayasa mahkemesinin kararı ne olursa olsun, türban sorunu sosyal dengeleri bozmuştur. Kurt karanlığı sever… Anti laik hareketler ve İrtica bu karanlık ve anarşik ortamı kullanacaktır. Toplumun ikiye ayrılması hızlanacaktır
AKP yanında MHP ‘ de olayın perde arkasını ve Başbakanın gerçek niyetini anlayamamış ve bu işe alet olmuştur.
MEDYAYI KULLANIYOR…
Başbakan , AKP ve Negatif sosyal dönüşüm programının arkasında olan güçler, Bu nedenle medya yı da kullanmaktadır. Siyasi iktidara ve negatif toplumsal dönüşüm programına kayıtsız – şartsız destek veren iki gazete bedava dağıtılmaktadır. Bu medya hedefe ulaşmak için her yolu mubah görmekte ve Yalan yanlış herkesin üstüne gitmeye başlamıştır.
Örneğin benim 1997 yılındaki rektörlük seçimlerinde başörtüsü ile ilgili söylediklerimi Türban şeklinde çarpıtarak yazmıştır.
Türbanın bu aşamaya kadar tırmanmış olması masum bir istek veya toplumsal bir ihtiyaç değildir. Üniversitede eğitim yapma hakkıyla veya özgürlüğü ile de ilgisi yoktur. Üniversitede yasalara uyan herkesin öğrenim hakkı vardır. Ancak Türban hak olarak görülürse asıl o zaman Üniversitede türbanlı türbansız öğrenciler arasında bölünme başlayacaktır.
30 yıl önce bir türban meselesi yoktu… Tayip Erdoğan’dan sonra bu mesele adı tırmanmaya başladı.Başörtüsünün ise dünde bu günde tartışılması söz konusu bile değil. Türban bir siyasi simge haline planlı- programlı bir çalışmayla geldi.
MAAŞLI TÜRBANLILAR VAR ..
Yaşadığım bir örneği yeniden anlatayım…
Dekanlığım bittikten sonra Üniversitede part- time çalışmaya geçtim. Bir gün özel sektördeki sekreterim işinden ayrıldı. Ben de yeni bir sekreter buluncaya kadar Üniversitede benim sekreterliğim yapmış olan bir bayanı bulmalarını ve geçici olarak bu bayanın çalışmasını istedim. Bayan geldi… Sekreter iken modern giyim – kuşamı olan bu bayanın Türban ve tesettür içinde olduğunu gördüm.
Neden böyle giyindiğini sordum… Cevap olarak , Üniversitedeki kadrosunun geçici olduğun ve işten ayrılıp , işsiz kaldığını söyledi. Kendisine malum çevreler tarafından tesettüre girip , İstanbul’ da dolaştığı takdirde maaş verileceğinin söylendiğini , şimdi bu giysiyle yalnızca dolaştığını ve maaş aldığını söyledi. Bu olaya çalıştığım özel sektördeki diğer insanlar da şahit oldu.
Dinlediğim bir başka olay da bu günkü olaylara ışık tutacaktır.
Bilinen ve çok sayıda üyesi olan bir derneğin halen profesör olan başkanı , Tayyip Erdoğan ‘ın Büyükşehir belediye başkanı olmadan önce derneğe geldiğini… Bu nedir ? Nereye baksan bir Atatürk heykeli… Ülke putlaştı… dediğini anlattı.
Tayyip Erdoğanın geçmişteki hedefi laiklik idi… Bu gün Laikliği bize bırakın diyor… Buna en iyi cevabı da Deniz Baykal
veriyor … ‘’ Kediye ciğeri emanet ederim… Sana laikliği emanet etmem ‘’