2004 yılında Türkiye 15.4 milyar dolar cari işlemler açığı verdi… Yani kazandığı döviz gelirleri ile harcadığı döviz giderleri arasında, bu kadar açık oluştu… Bu açığın bir kısmı yabancı sermaye girişi ile bir kısmı ise dış borçla karşılandı…
Bu sene ilk üç aylık sonuçlar, cari açığın daha çok artacağını göstermektedir.
Aslında, eğer cari açık, uzun vadeli yabancı yatırım sermayesi ile kapatılsaydı önemli sorun olmayacaktı… Hatta eğer yabancı yatırım sermayesi, teknoloji getiren, istihdam yaratan, ekonomide verimliliği artıran bir yatırım şeklinde olursa ve kar transferleri dış borç faizlerinin altında kalırsa, daha da yararlı olacaktır.
Kısa vadeli sermayenin bir kısmı, çok hızlı hareket eden çok hızlı giren ve çıkan paradır… Bu nedenle de sıcak para deniliyor.
Sıcak para, ülkede risk arttığında, dünyada ki ekonomik gelişmelere ve özellikle de ülke içinde faiz- kur makasına bağlı olarak girip-çıkmaktadır.
Örneğin, Mart ayında uluslararası piyasalarda yaşanan olumsuz gelişmeler sonucu Türkiye’den Anka ajansının yaptığı tabloya göre 4 milyar dolar çıktı…
Nisan ve mayıs aylarında bu çıkış durdu… Ancak her an bir başka olay ve sıcak para çıkışı olabilir…
Nisan ayı itibariyle doğrudan hesaplanan sıcak para 43.5 milyar dolardır…
SICAK PARA MİLYAR DOLAR |
|
HİSSE SENEDİ 16.0 |
DEVLET İÇ BORÇLANMA |
SENETLERİ 14.1 |
EURO BAND 1.0 |
MEVDUAT 3.4 |
TOPLAM SICAK PARA 34.5 |
BANKALARIN KISA |
VADELİ DIŞ BORCU 9.5 |
ÖZEL SEKTÖR KISA |
VADELİ DIŞ BORCU 1.4 |
TOPLAM KISA |
VADELİ SERMAYE 45.4 |
Sıcak para aniden çıktığı için döviz dengelerini alt-üst ediyor… Ve Devalüasyona neden oluyor… Bu nedenle, Merkez banası yüksek miktarda döviz rezervi tutmak zorundadır… Döviz tutmanın da bir maliyeti bulunuyor… Merkez Bankası bu dövizlere faiz ödüyor… Buna rağmen çok hızlı çıkışlarda panik yaşanıyor… Ve rezervler de yetmiyor… Çünkü, çıkan yalnızca sıcak para olmuyor… Yanında yurtiçi yerleşikler de döviz çıkarıyor… Ve sıcak para göründüğünden daha sıcak oluyor.