SENDİKALAŞMA SABOTE EDİLDİ

Önceki günkü yazımının içerisinde, Enflasyon ’un çalışanların reel gelirini düşürdüğünü söylemiştim. Bir okurum , ‘’Geçen yıl memur sendikası, hükümet ile yaptığı anlaşmada memur emeklilerini enflasyona ezdirdi. Emekliler sahipsiz kaldı.’’ diye bir yorum yapmış.


Son otuz senedir gelen her hükümet hakim olacağı, kullanacağı bir sendikacılık sistemi istedi. 1980 sonrası ve küreselleşme sürecinde sendikalar bölündü. Sendikaların gücü azaldı. O kadar ki, her partinin, her ideolojinin bir sendikası oldu.

 

Memur Sendikaları da aynı şekilde parçalandı. İşçi sendikalarında 3 konfederasyon var, memur sendikalarında ise 8 konfederasyon ve bunlara bağlı 65 sendika var. Hükümet bu parçalanmışlığı kullanıyor ve en fazla üyesi olan sendikayla pazarlık yapıyor. Mevzuatı da bu yönde düzenliyor. Tek çözüm memurun kendi çıkarının bilincinde olması ve siyasi oyunlara gelmemesidir.

MEMUR SENDİKALARI

KONFEDERASYON

BAĞLI SENDİKA

BASK

11

BİRLEŞİK KAMU İŞ

7

HAKSEN

10

KESK

11

MEMUR SEN

6

TÜRKİYE KAMU SEN

11

HÜRRİYETÇİ KAMU SEN

6

ANADOLU KAMU SEN

3

TOPLAM 8

65

Sendikaların zayıflamasından sonra, 2001 krizi de sanki işçinin başında patladı. Hem işçinin Reel geliri geriledi… Hem işsizlik arttı… Hem de sendikalaşma oranı düştü…

Sendikalaşma oranı sendikalı işçi sayısının, toplam işçi sayısı içindeki payını gösteriyor. Sendikalaşma oranı tüm gelişmiş ülkelerde düştü. Ancak Türkiye’de IMF’li politikalar ve krizden sonra daha hızlı düştü.

1996’da sendikalaşma oranı yüzde 68 idi. 1999’da bir puan artarak yüzde 69’a yükseldi… Bu gün bu oran yüzde 58’e geriledi.

1.Sendikaların gerilemesini ve parçalanmasını, küreselleşme ile birlikte siyasi partiler ve ideologlar tetiklemiştir. 1980 öncesi sağ, sol sendikalar varken, 1980 sonrası İslami referansa dayanan sendikalarda kuruldu. İşçiler siyasi ideolojilere alet edildi.

İşçi haklarının Marksist yöntemlerle savunulması dünyada tutmadı. İşçi haklarını “işçi sınıfının burjuva sınıfına karşı mücadelesi ‘’olarak görenlere karşı tepki oluştu.

Sendikaların ideolojiye alet edilmesi nedeniyledir ki, hem işçi kendi hakkının bilincinde olmadı, toplum da işçisine sahip çıkamadı. Gerçekte ise işçi hakları radikal militanlara bırakılmayacak kadar önemli bir sorundur.

İşçi sorununu ideolojik bir sorun haline getirmekten en çok işverenler yararlanmıştır. Aslında işçi kesimi işverenin istediği bu tuzağa düşmüştür. İşverenler işçi haklarını istismar etmiştir.

2) İşçiler, bazı sendika ağalarının da tuzağına düşmüştür. Bu nedenle de yine işçi kendi sorununa sahip çıkamamıştır. Sendikalaşma bilinci zarar görmüştür. İşçinin sendikalar olan güveni azalmıştır.

3) Bilgi çağında madencilik, demir-çelik gibi iş kollarında işçi sayısı azalmıştır. Bilgi teknolojisi çağı daha az işçi çalıştıran çok sayıda firma olarak devam etmektedir. Çok dağınık olduğu için bu sektörler sendikalaşmaya uygun bir sektör değildir.

4) İşsizlik oranı yükseldiği, açık ve gizli işsiz ile fiili işsiz sayısı arttığı için işçinin pazarlık gücü düşmüştür. Sendikalar da firmalar işçi çıkaracak diye toplu sözleşmelerde ve grevlerde başarısız kalmıştır.

Sonuç olarak hükümet bilinçli olursa, sendikalaşmayı teşvik eden yeni yasal düzenlemeler yapar… İşveren bilinçli olursa sendikalaşmayı destekler… Çünkü gerçek anlamda sendikalaşma işçi verimliliğini arttırır. İş yerinde istikrar getirir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir