Seçim Sonrası Ekonomide Ne Olur? (1)

31 Mart 2023 Cumhurbaşkanı adayları resmi gazetede yayınlandıktan sonra, Nisan ayında 10 anket yapılmış. Bu anketler içinde Areda Survey, in iki anketi var. Her iki ankette, diğer 8 anket ortalamasından dan aşırı sapma gösteriyor. Söz gelimi, 8 anket ortalaması olarak Erdoğan’ın oy ortalaması 44,45 iken Areda Survey yüzde 50,8 ve yüzde 50,6 göstermiş. Bu nedenle doğru analiz için diğer 8 anket ortalamasını almak gerekiyor. 8 anket ortalaması şöyledir;

  • Kılıçdaroğlu yüzde 47,41,
  • Erdoğan yüzde 44,45,
  • İnce yüzde 6,1,
  • Ogan yüzde 2,5

Bu durumda İnce’nin aday çıkması ile seçim ikinci tura kalıyor. Bundan sonra İnce’nin çekilmesi beklenemez. Zira her adayda olduğu gibi kendisini destek olan kesimin seçim için maddi katkıları var. Belki toplumda demokrasi talebi ağır basarsa, nasıl olsa kazanamayacaklar, oyumuz boşa gitmesin hesabı içinde İnce’nin ve Ogan’ın oyları düşebilir.  O zaman Kılıçdaroğlu ilk turda kazanabilir.

Eğer seçimi Erdoğan kazanırsa; yalnızca ekonomi politikalarında kısmi bir değişiklik yapabilir. Eğer görünüşte ve algı yaratmak için değilse, Mehmet şimşek ile görüşmesi ve Hazine bakanını milletvekili yapmak istemesi bu değişiklik için bir işarettir. Ancak AKP iktidarının ekonomiye bakış açısı değişmez.

Söz gelimi Erdoğan tek haneli faizden vazgeçip, faizleri TL değerini korumak ve kur istikrarını sağlamak içi gerçekçi faiz uygulamasına geçebilir mi? Bunun için yeni bir aldatıldık hikayesi yazması gerekiyor.

Öte yandan; AKP‘nin seçim programında, yalnızca temenni ve hedefler var. Çözüm şekli yok. 2001 krizini baz alarak, enflasyonu tek haneye indirdik diyor. Oysaki;

Enflasyon, İMF ile yapılan stand-by düzenlemesinde ‘’Güçlü ekonomiye geçiş programı‘’ ile önlendi. AKP yapısal sorunları çözmediği için pandemiye kadar dünyada enflasyon kalmamışken bizde yüzde 10 düzeyinde kronikleşti.

Bugün halk yaşadığına bakıyor. Mart 2023 enflasyonu yüzde 50,5 tur. 14 Mayıs’a kadar seçim popülizmi ve para ve kredi genişlemesi nedeni ile enflasyon devam edecektir.

TÜFE’yi baz olarak alırsak, 2002 yılı kasım ayında 100 liraya aldığımız bir malın fiyatı Mart 2023 itibariyle; 1366,61 liradır. Yani 20 yıl 4 ayda fiyatlar 13,6 kat artmıştır.

Dahası; Ekonominin altyapısı bozuktur. Seçim sonrası değişmesi mümkün görünmüyor. Bunlar;

Demokrasi ve hukukun üstünlüğünde düşüş, devletin parti devletine dönüşmüş olması, eğitimde ideolojik tuzak devam eder. AKP iktidarı bu politikaların doğru olduğuna inanıyor.

Dış ilişkilerde eksen kayması, yani Türkiye’nin batıdan çıkıp Şanghay iş birliği örgütüne girme riski de var. Zaten Erdoğan’da Şanghay’a girmek istediğini açıklamıştı. Bu durum ekonomiyi de çıkmaza sokar. Çünkü Türkiye dış ticaretinde AB ve ABD’ ye karşı fazla veriyor. Buna karşılık dış ticaret açığının yüzde 80’ini Rusya ve Çin’le olan dış ticaretten dolayı veriyor.

Ayrıca en büyük risk teokrasi riskidir. Hüdapar teokrasiyi savunuyor. Oyu olmadığı halde Erdoğan Hüdaparı Cumhur ittifakına aldı ve yanında gezdiriyor. Bu bir mesaj imajı yaratıyor.

Gerek uygulamada ve gerekse parti programında bu risklerin çözülmesine dair bir belirti yoktur.

Bu şartlar altında Erdoğan’a olan güven kaybı devam eder. Eğer Erdoğan kazanırsa, yabancı yatırım sermayesi gelmez. Yerli sermaye de çıkmaya devam eder. Yatırım eğilimi düşmeye devam eder.

Çin ve Rusya ile olan dış ticarette milli dış politika uygulanmazsa, döviz kurları artar. Dış borlarda temerrüt riski artar.  Kriz derinleşir.

Yarın; Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı kazanırsa ne olur?

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir