2011 Kasım ayı sanayi üretim endeksi 126.7 olarak açıklandı. Sanayi üretim endeksi 2005 temel yılına göre hesaplanıyor. Yani 2005 yılında yüz olan endeks değeri , kasım 2011 de yüzde 26.7 oranında artmış ve 126.7 olmuştur. Başka bir ifade Türkiye 2005 yılında yaptığı her 100 üretimi kasım ayında 126.7 ‘ye yükseltmiştir.
Aslında , 2007 kasım ayında sanayi üretim endeksi 126.3 idi. 2009 krizi ile düştü. 2010 ve 2011 de arttı. Ancak 4 yıldan sonra ancak 2007 seviyesine çıkabildi. Başka bir ifade ile sanayi üretim endeksi 4 yıl önceki düzeyine daha yeni ulaştı.
Öte yandan 2010 yılının kasım ayında aynı endeks 116.8 idi. Demek ki sanayi üretimi bir yılda yüzde 8.4 artmıştır. Bir önceki aya göre , yani 2011 ekim ayına göre de yüzde 8.6 düşmüştür.
Sanayi GSYH ‘ da büyümeyi etkiler. Söz gelimi , 2011yılı 9 aylık büyümesinde sanayi sektörünün payı yüzde 26.9 olmuştur. Kasım ayında sanayi üretim endeksinin bir yıl önceye göre artması , bir ay önceye göre de düşmesi , 2011 yılı son çeyreğinde de büyümenin çok düşük olmayacağını ve fakat önceki üç çeyreğe göre bir iniş yapacağını gösteriyor.
Alt sektörlere göre ise, bir önceki yıla göre en fazla artan sektör dayanıklı tüketim malı üretimi olmuştur. Dayanıklı tüketim malı üretimi bir yıl önceye göre yüzde 19.5 oranında artmıştır.
Merkez Bankası ve TÜİK’ in birlikte hazırladığı Tüketici güven endeksinde , kasım ayı için dayanıklı tüketim mallarına olan talep te belirleniyor. Bu endekste ’’ mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğu ‘’ artmış görünüyor. Başka bir ifade ile kasım ayında dayanıklı tüketim malına olan talep artmıştır.
Alt sektörler itibariyle sermaye malı üretiminde de yüzde 15.9 artış olmuştur. Sermaye malı üretiminde artış olması , potansiyel üretimi olumlu etkileyecektir.
Sanayi üretiminde temel sorun , ithal aramalı ve hammadde girdi oranının azaltmak ve sanayi üretiminde daha yüksek katma değer yaratmak olmalıdır.
Bunun için de , sanayi üretimini yeniden yapılandırmak zorundayız. Eğer döviz kurları bu günkü denge kur seviyesinde kalırsa ,yani ortalama olarak bir dolar 1.90 seviyesini korursa , sanayi sektörü aramalı ve hammaddeyi ithal etmek yerine , bu malları içerden satın almayı tercih edecektir. Bu nedenle Hükümetin ve MB ‘ nın bazı kararlar alması gerekir…
Her şeyden önce , ithalata bağımsız bir sanayileşmenin sağlanması için bir – iki yıllık bir geçiş süreci belirlemek gerekir. Bu süreçte Hükümetin içeride aramalı üretimini teşvik etmesi , bunun için de KOBİ’ lere desteği artırması gerekir. Ayrıca bu malların üretiminde teknolji tedarikinde , kalite ve verimlilik açısından , KOBİ’lre destek olması , yardımcı olması gerekir.
Bu anlamda , Üniversite ve sanayi işbirliğinin önündeki yasal engelleri kaldırması gerekir. Ar- Ge desteği sağlaması gerekir.
Merkez bankasının ise , 2012 de TL doları yener şeklindeki saçmalıklardan vazgeçmesi gerekir. Eğer TL yeniden değer kazanırsa yani kurlar düşerse , ithal aramalı ve hammadde cazibesini koruyacak ve yerli üretim ithal aramalı ile rekabet edemeyecektir.
Ekonomik krizlerde , bağımsız sanayiye sahip olan ülkeler , daha kolay kurtarır. Spekülatif finans sektörünün etkisinde olan bir piyasaya sahip ve ithalata bağımlı büyüme yaşayan ülkeler ise ekonomik krizlerde daha hızlı çöker.