Türkiye de sağlık sorunu öncelikli bir sorundur… Çünkü doğrudan insan hayatı ile ilgilidir… Ve en çok talep olan, buna karşılık en fazla aksayan bir hizmettir.
SSK hastanelerinin devrinden sonra yaşanan sağlık dramları, bu soruna bugünkünden farklı bir çözüm getirmek gerektiğini ortaya koydu.
Eğitim ve Sağlık insana yapılan yatırımdır.. İnsana yapılan yatırım, o insandan daha fazla topluma yarar sağlamaktadır.
Sağlıklı insanın verimliliği daha yüksektir. Sağlık giderlerinin toplumsal maliyeti düşüktür. Kaldı ki, ekonomi de insan için vardır.
Bu nedenlerle, sağlık sorunu toplumsal bir sorundur. Toplumsal bir sorun olduğu için, kamu hizmeti olarak devlet tarafından sunulması gerekir.
Sağlık hizmeti sunmak devletin görevidir… Bu hizmetten yararlanmak ta, vatandaşın hakkıdır… Bu da ancak:
· sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi,
· ulusal sağlık sigorta sisteminin kurulması
İle mümkün olur . Zira :
Sağlık hizmeti koruyucu sağlık hizmetleri ile başlar… Koruyucu sağlık hizmetlerini tek tek fiyatlamak mümkün değildir. Ayrıca tüm faydası topluma yayıldığı ve Toplumun sağlığı ve geleceği için gerekli olduğu için, bu hizmetin devlet tarafından yapılması gerekiyor… Finansmanının da yine aynı toplum tarafından karşılanması gerekiyor…
Genel sağlık sigortası , siyasi iktidar tarafından yanlış anlaşılıyor… Reform olarak lanse ediliyor… Oysaki reform olacak köklü bir değişiklik yok… Yalnızca idari organizasyon değişiyor. Genel sağlık sigorta kapsamına, zaten sigortalı olup çalışanlarla, yeşil kart sahipleri ve özel sandıklar girecektir.
Yeşil kart, siyasi açıdan her zaman istismar edilmektedir. Devletin işi sağlık hizmetini vatandaşa iane gibi vermek değildir.. Aslı görevi olduğu için yapmasıdır.
Kaldı ki, genel sağlık sigortasının anlamı, tüm toplumu çalışan ve çalışmayana bakmadan sağlık hizmetleri kapsamına almaktır.
Siyasi iktidarın genel sağlık sigortası anlayışına göre ise, örneğin nüfusun ilk yüzde 20’lik dilimi olan 15 milyon insan içinde sağlık sigortasından yararlananların oranı yüzde 19 olacak, yani yalnızca 2.8 milyon kişi olacaktır..
Yine genel sağlık sigortasının gelişmiş olduğu ülkelerde 500 kişiye bir hekim düşerken bizde 1500 kişiye bir hekim düşmektedir.
Yine, Türkiye sağlık hizmetleri çok dağınıktır. Ayrıca Üniversitelerin sağlık hizmeti sunması, Üniversiteyi gerçek amacından saptırmıştır. Üniversiteler bu nedenle eğitim ve araştırmaya kaynak aktaramıyor.
Sağlık hizmetlerinin bölgeler arası dağılımı dengesizdir.
Özetle, parası olanın değil , her vatandaşın yaşamaya hakkı vardır. Bu da ancak nüfusun tamamına sağlık hizmetlerini bedava, devlet tarafından verilmesiyle mümkün olur.