TÜİK Eylül ayı dış ticaret verilerini açıkladı.
2003 yılı ile 2024 yılı Ocak-Eylül arasında geçen 21 yıl 10 ayda toplam olarak 1 trilyon 126 milyar dolar dış ticaret açığı verdik. Bu açığın 413,4 milyar dolarını Çin ile, 421,2 milyar dolarını da Rusya ile olan dış ticaretimizden dolayı verdik.
Rusya ve Çin’ e verdiğimiz dış ticaret açığı, toplam dış ticaret açığımızın dörtte üçünü oluşturdu.
Oysaki aynı 21 yıl 10 ayda, AB ve İngiltere ile olan dış ticaretimizden 13,7 milyar dolar fazla verdik. (Aşağıdaki tablo)
Eğer Rusya ve Çin’e karşı bu kadar dış ticaret açığı vermemiş olsaydık, Türkiye’nin 2003 yılında 139 milyar dolar olan dış borç stoku bugün 550 milyar dolara çıkmazdı. Aynı 21 yıl 10 ayda 750 milyar
Dolar cari açık vermezdik. Türkiye bu kadar kaynak ve servet kaybetmezdi. Bu kadar yoksul kalmazdık. Fert başına gelirimiz bugün en az 16.000 dolar olurdu.
- Siyasiler, muhalefet bu kan kaybını neden halka anlatmıyorlar?
- Bazı solcular ve entelektüel kesim neden hala batı emperyalizmi diyor. Doğruyu göremiyorlar?
- Oysaki bu veriler, TÜİK, MB verileri arasında var. Yapay zekaya yazarsanız, cevap alırsınız.
- Türkiye S 400 ‘e 2,5 milyar dolar verdi, hem atıl duruyor, hem de F 35 projesinden çıkarıldık.
- Hükümet bu durumda bile neden Rusya ve Çin hegemonyasında olan, Şanghay’a ve Brics’e üye olmak istiyor. Batıdan uzaklaşmak ve eksen değiştirmek peşinde koşuyor. Allahtan ki bizi doğrudan üye olarak kabul etmiyorlar.
- Medya neden Hükümetin gündemi hep ekonomik kriz ile Rusya ve Çin’ soygunu dışında tutmaya çalıştığını araştırmıyor?
- Hangi akıl Çin ve Rusya sömürüsüne itiraz etmez?
Rahmetli Deniz Baykal’ın sık kullandığı bir söz var; ‘’ Acaba biz akıl tutulması mı yaşıyoruz? ‘’
Türkiye bu sene Haziran ayından başlamak üzere İsrail ile dış ticaretini durdurdu. Bu hükümet politikasına, İsrail’e tepkiye kimse itiraz etmez. Ama her ne halse kaybeden hep biz oluyoruz.
İsrail dış ticaret fazlası verdiğimiz birkaç ülke içinde idi. Her yıl 4 -5 milyar dolar fazlamız vardı. Dış ticareti kestik. Yılda 4-5 milyar dolar kaybımız oldu. (Aşağıdaki tablo)
Sonuç; Osmanlıdan beri, dışardan ve içerden sömürülmeseydik, bugün Güney Kore’den daha gelişmiş bir ülke olmuş olurduk. Bu gün Arap ve uluslararası tefecilerden borç bulmak zorunda kalmazdık.