RÜZGAR EKEN FIRTINA BİÇER…

Milletvekilleri göreve başladıklarında, “Laik cumhuriyete, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacaklarına” yemin ettiler. Sonra Anayasa’da türban değişikliğine oy verenler bu yemine aykırı davranmış oldular… Çünkü türban kararından önce, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi kararlarında ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında, türbanın laikliğe aykırı ve siyasi hayatta bir dini sömürü aracı haline geldiği ifade edilmişti. Yani, türbanın laiklik karşıtı bir siyasi simge olduğu mahkeme kararlarıyla tescil edilmişti. Başbakan da bu durumun doğru olduğunu İspanya’da iken söylemişti.

Türban kararından sonra da, Avrupa basını bu kararın laikliğe ve cumhuriyete darbe olduğu yorumunu yaptı. İran Cumhurbaşkanlığından Biriya, “Türban, İslam’ın Türkiye’de galip geldiğinin göstergesidir” diye beyanda bulundu.
Yine bu karardan sonra, DTP ‘den bir milletvekili, Tercüman’da yer alan beyanında “ayrılmayı tartışabiliriz” dedi..

Türbanı dünya ve toplum, laikliğe ve cumhuriyete vurulan bir darbe olarak yorumlarken, AKP ve MHP’nin “Türban laikliği zedelemez” demesinin hiçbir dayanağı kalmıyordu. Türban kararından sonra Başsavcı’nın kapatma davası, böyle bir dayanağın olmadığını da gösterdi.

Sosyal kargaşa

BAŞBAKAN türban çıkışıyla rüzgâr ekti… Türban kararının burada da kalmayacağı ve toplumda anarşi yaratacağını herkes biliyordu. Başbakan şimdi fırtına biçiyor…

Örneğin, üniversitelerde kavga oldu… Bazı üniversitelerde türban yasağı devam ederken, bazı rektörler Anayasa değişikliğini istismar ediyor. Türbanlı öğrenci alıyor…

Öte yandan bizlere “Ben de donla üniversiteye girmek istiyorum” şeklinde birçok e- mail geliyor…

Topluma bu kötü mirası Başbakan getirdi. Tayyip Erdoğan, başbakan olmadan yargılandığı bir şiiri nedeniyle toplum nezdinde mazlum duruma düştü. Toplumun bu iyi niyetini şiddetin mükâfat görmesi olarak yorumladı. Başbakanlıkta da hep şiddet yarattı. Vatandaşa “ananı al git” dedi. Rektörleri “otur oturduğun yerde” diyerek haşladı.

Türban kararı bu toplumda şok etkisi yaptı. Ekonomik, sosyal ve siyasi alanda yaptıkları kırılma noktasını geçti. Ekonomik istikrar sorunu tırmandı. Sosyal anarşi riski arttı.

Ne var ki, ülkelerin sosyal yapısına bağlı olarak sosyal anarşi ters de tepebilir. Birçok ülkede sosyal anarşi yaratanlar bu anarşinin altında kalabilir. Bizim toplum bıçak kemiğe dayanınca, daima ülke geleceğini ön planda tutan çözümler üretmiştir. Halkın tepkileri her zaman Atatürk’ün “Mevzuu bahis vatan olunca gerisi teferruattır” sözünde özetini bulmuştur.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir