TOPLUMUN 15 şehit için duyduğu infial, cumhurbaşkanı tarafından algılanmış görünmüyor. Çünkü Cumhurbaşkanı bu olayı “kolektif bir olaydan ziyade terör örgütünün içindeki münferit bir olay gibi görünüyor” şeklinde ifade ediyor.
Yani PKK terörü savaş içinde olduğunu söylüyor. Cumhurbaşkanı bu işi münferit görüyor.
Türkiye şimdiye kadar, sınır ötesi operasyon için uluslararası hukuktan doğan sıcak takip hakkını kullanmadı. Başbakan ve hükümet ABD’nin gözüne baktı. Hatta Başbakan, bir ay sonra ABD Başkanı Bush ile görüşeceğini ve bu sorunu çözeceğini söyledi. Şimdi halkın tepkisi karşısında direnemedi. Bugüne kadar tezkereye karşı çıkan Başbakan ve hükümet, şimdi “bayramdan sonra tezkere Meclis’ten geçecek.” diyor.
AKP iktidarı bu terör karmaşası içinde bir yandan da referandum da değişiklik yapıyor.
Referanduma sunulan ve 21 Eylül’den beri sınırlarda oylamasına başlanan Anayasa değişikliğinde, şimdi AKP geçici 18 ve geçici 19 maddeleri değiştirmek istiyor.
Geçici 19 madde, 11. cumhurbaşkanının halk tarafından nasıl seçileceğini düzenliyor. Ayrıca aynı madde halkın seçeceği cumhurbaşkanının neler yapacağını ve seçim sürecinin nasıl işleyeceğini, seçim takvimi de dahil olmak üzere düzenliyor.
Dün Meclis’te görüşülen tasarı, eğer gerçekleşirse bayram sonrası 17 Ekim günü tamamlanmış olacak.
Neden doğru değil?
REFERANDUM tamamıyla iptal edilmezse, ortaya birçok sorun ve hukuki tartışma çıkacaktır. Ayrıca da bu aşamada referanduma ihtiyaç yoktur.
1. Cumhurbaşkanı seçildiğine göre referandumun aciliyeti kalmadı demektir.
Önümüzdeki yasama dönemlerinde,cumhurbaşkanı seçimini daha geniş tartışma imkânı vardır. Çünkü yalnızca cumhurbaşkanı seçmek, sorunu çözmüyor. Bizim düzenimiz parlamento düzenine dayanıyor. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı ile parlamentonun yetki ve sorumluluğu yeniden tanzim edilmelidir. Uyumlu olması için bazı yasaların da değişmesi gerekmektedir.
2) Halkın düşünme ve değerlendirmesi için zaman yoktur.
AKP iktidarı referandumda 120 gün olan süreyi 40 güne indirdi. Neden 120 gündü? Çünkü olayın anlaşılması ve siyasi tercihlerin belirlenmesi için en az bu kadar bir süre gerekliydi. Oysa AKP bunu 40 güne indirdi. Şimdi ise yetmedi, dört güne indiriyor. Zira referanduma sunulacak metin 17 Ekim’de tamamlanacak. Referandum ise 21 Ekim’de yapılacak. Bu dört günde kim ne anlayacak? Başbakan herhalde bunun içinde ben sizin yerinize anlıyorum. Evet verin… Diyor.
Elmayla armut toplanmaz
3) Halk neye evet veya hayır diyecek?
Referanduma sunulan ve evet – hayır diyeceğimiz 4 seçenek var…
Cumhurbaşkanını halk seçsin,
Cumhurbaşkanı 5 yıl için ve 2 defa seçilsin,
Halen 5 yılda Meclis 4 yılda bir yenilensin,
Halen 367 olan toplantı ve karar yeter sayısı 184 olsun.
Diyelim ki bir kişi, cumhurbaşkanını halkın seçmesini istiyor ve bunun için evet demek istiyor, bunun yanında anti demokratik bulduğu için toplantı yeter sayısına da hayır demek istiyor. O kişinin böyle bir seçeneği yoktur. Toptan ya evet veya hayır demek zorundadır.
Yine Meclis’in dört yılda bir yenilenmesinin şimdi bir aciliyeti var mı? Karar alırsın… Meclis’i yenilersin.
4) 21 Eylül’de gümrüklerde oy vermeye başlandı. Gümrüklerde verilen oylar, geçici 18 ve geçici 19 maddeler içinde verildi. Referandum başladıktan sonra bazı maddeleri değiştirmek, ileride hukuki sorunlar yaratır.
5) Boşuna 200 trilyon gidecek…
Ülke yeni bir seçimden çıktı. Bu referanduma 200 trilyon gidecek. AKP iktidarı Anayasa’da değişiklik yapmak istiyor. Şimdi referanduma gitmek yerine, değişiklik sırasında cumhurbaşkanlığı seçimi veya diğer maddeler de aynı referandum içine konulabilir.
6) Toplumun morali bozuk
Türkiye bir yandan şehitleriyle uğraşırken, öte yandan halkı referanduma zorlamak doğru olmaz.
Bu nedenlerle referandum tamamıyla iptal edilmelidir…