PİYASA MI? KUMAR MASASI MI?

Mayıs ayı finansal yatırım araçlarının reel getirisi, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından on gün önce açıklanmıştı. Mayıs ayında TÜFE olarak yıllık enflasyon, yüzde 8.9 oldu. Finansal yatırım araçlarının nominal getirisi TÜFE’ye göre düzeltilirse, söz konusu araçların reel getiri oranlarına ulaşırız. Reel getiri oranları Mayıstan Mayısa son bir yılda:

·         Mevduat faizi eksi 2.77 oldu. Reel anlamda zarar getirdi.

·         BİST yüz endeksi yüzde 2.86 reel getiri sağladı.

·         Dolar yüzde 17.7 reel getiri sağladı.

·         Euro yüzde 4.91 reel kayıp getirdi.

·         Külçe altın yüzde 8.64 oranında reel getiri sağladı.

·         Devlet iç borçlanma senetleri ise çok düşük yüzde 0.24 reel getiri sağladı.

Sonuç olarak son bir yılda en yüksek reel getiriyi dolar sağlamış oldu.

 

 

Aslında finansal yatırım araçlarının reel getiri oranları, ekonomide ve piyasa da aynı zamanda kırılganlığın göstergeleridir. Bütün dünyada bu araçlar bazı yıllar reel getiri, bazı yıllar reel kayıp getirmektedir. Ancak bizde kırılganlık yüksek olduğu için finansal yatırım araçlarının reel getirisi de, reel kaybı da yüksektir. Yani reel getiri oranları aşırı zig-zag çizmektedir.  

Aşağıdaki grafikte 2010 yılından beri Borsa, altın ve dolardaki reel hareketler görülüyor. 

Bist 100 endeksi, 2010 yılında yüzde 50.35 oranında arttı. Bir yıl öncesi kriz yılı olduğu için ertesi yıl borsanın artması çok normaldir. Ne var ki enflasyondan sonra Borsanın yüzde 50.35 oranında artması ve bu oranda reel gelir sağlaması, spekülatif bir getiridir. . Aynı yıl Dolar da yüzde 8.94 oranında reel kayıp getirmişti. İki finansal yatırım aracı arasında 59.31 puan fark var. Bu kadar spekülatif kar ve zarar ancak kumar masasında olur. 

Son altı yılda altının reel getirisi de inişli çıkışlı olmuştur…

Altın fiyatları dünya altın fiyatlarına paralel gider. Ancak Dünyada da altın fiyatları spekülatörler tarafından kontrol ediliyor.  

Bizde Dolar 2011 yılına kadar sıcak para baskısı altındaydı. Merkez Bankası da bu durumdan hoşnut idi ve hatta enflasyonu kontrol etmek için düşük kur politikası uygulayarak bu durumu destekledi.  

Dolar son yıllarda dünya paraları karşısında değer kazandı. Ancak bizde on sene kadar düşük kur olduğu için bu son yıllarda daha çok değer kazandı. 2014 Mayıs -2015 Mayıs arasında yüzde 17.17 oranın da reel getiri sağladı. Aynı dönemde mevduat faizi vergiden sonra yüzde 3 reel kayıp getirdi.

Ekonomide yüksek kırılganlık piyasanın başıboş bırakılmasından ileri geliyor. Yeni Yatırım yapmayan ve fakat karlı şirketleri satın almak için gelen yabancı sermaye ile sıcak para spekülatif sermayedir. Bu sermaye Uluslararası finansal piyasaların içerisinde sürekli ve hızlı bir biçimde hareket eder.  Bu tür sermaye suni bir iyileşmeye neden olur. Ancak aynı zamanda piyasanın da aşırı kırılgan olmasına yol açar.

Ani Spekülatif sermaye çıkışları krizlere neden olmaktadır. Spekülatif sermayenin yarattığı kırılganlık, yine bu sermayenin çıkışına da yol açmaktadır.   

Euro bölgesi borç krizinden sonra, ABD’ nin faiz artırma beklentisinden sonra, spekülatif sermaye hareketleri yavaşladı. Türkiye ye yabancı sermaye girişi de azaldı.  

Borsada yabancı payı daha yüksektir. Yüzde 60 yüzde 70 dolayındadır. Bu durum bir bakıma sıcak para çıkışını frenliyor. Zira herkes çıkmak için satarsa, borsa çöker. Yabancılar böyle bir riske girmez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir