Ham petrol varil fiyatlarının 44 doları geçmesi, kısa dönemde tüm dünyaya, orta ve uzun dönemde ise gelişmekte olan ülkelere olumsuz etki yapacaktır.
1974 petrol krizi de önce tüm dünyayı etkiledi… Ancak daha sonra OPEC ülkeleri petrol kazançlarını ABD’ye ve Avrupa ülkelerine transfer ettiler… Dolayısıyla bu ülkelere sermaye girişi oldu… Biz ise epey bocaladıktan sonra meşhur “50 Cent’e muhtaç” durumunu yaşadık.
Türkiye 2003 yılında 30 milyon ton petrol ürünü tüketti… Bu ihtiyaç 1990 yılında 21.7 milyon ton idi.
Tükettiğimiz petrol ürünlerinin yüzde 30’u motorin, yüzde 22’si feul-oil’den oluşuyor. Petrol ürünlerinin tüketiminde üçüncü sırayı LPG (yüzde 13) ve dördüncü sırayı ise benzin (jet yakıtı hariç) alıyor… (yüzde 12)
Ham petrolün artması petrol ürünlerini artırmıştır. Petrol fiyatının daha da artması, önce üretim maliyetlerinin artmasına neden olacak ve fiyatlar artacaktır… Elbette fiyat artışının yeniden enflasyona dönüşmesi yani bir süreç haline gelmesi için iç talebin yeterli olması gerekiyor.
İçeride petrol ürünlerinde fiyat artışını önlemenin tek yolu vergi oranlarını düşürmektir… Zira petrol ürünlerinden alınan vergi oranı yüzde 67’ye kadar çıkıyor… Yani ödediğimiz fiyatın üçte ikisi devlete vergi olarak gidiyor. Bu sene Ocak-Haziran 6 aylık dönemde, petrol ve doğalgaz ürünlerinden elde edilen ÖTV geliri 7.2 katrilyon oldu.
7.2 katrilyon bu sene 6 ayda toplanan tüm vergilerin yüzde 16’sı demektir… Aynı sürede toplanan Kurumlar Vergisinin 2 katıdır.
Artan petrol fiyatlarının üretimi ve maliyetleri daha az etkilemesini önlemek için, petrol ürünleri üstündeki yüksek vergi yükünü düşürmek gerekir. Kaldı ki, ekonomide üretim maliyetleri daha da artarsa, yerli üretim ithal mallarda rekabet edemez. İçeride fabrikalar kapanır.
Uygulanana politikanın ise bunun tam tersi olduğu görülüyor. Zira IMF’ye verilen son niyet mektubunda, “Petrol ürünlerinden alınan maktu vergiler artırılmıştır” denilmektedir.
Ayrıca aynı niyet mektubunda “Petrol ürünleri piyasası, fiyatları serbest piyasa tarafından belirlenecek şekilde, 1 Ocak 2005 tarihinde liberalize edilecektir.” denilmektedir. Bir yandan fiyatı rekabete açıp, öte yandan Tekel gibi yüksek vergiye devam etmekte, piyasa düzenini bozacaktır.
İç borç faizleri ve bütçe açıkları, vergilerde indirimi engelliyor… Ancak yanlış olan iç borç sorunudur… Bu sorunu vergileri sürekli artırarak çözemeyiz… Vergileri artırmanın da bir sınırı vardır. Aksi halde bugünkü vergileri de alamayız…