Anayasamıza göre, devlet dışında vakıflar da kar amacı gözetmeden Üniversite kurabiliyor… Kurulacak Üniversite için ayrıca yasa gerekiyor… Yüksek öğrenim yasasına göre de Vakıf Üniversitelerine bütçelerinin yüzde 40’ına kadar devlet bütçesinden yardım yapılabiliyor.
Anayasanın vakıf Üniversite yaklaşımı mevcut olan ve kamu yararına iş yapan bir vakfın Üniversite kuracağı şeklindedir… Bu yaklaşım içinde kurulan Üniversiteler de var.. Örneğin ‘’ışık‘’ Üniversitesi.
Ne var ki, biz Vakıf Üniversiteleri kurarken, Anayasaya takla attırdık… Üniversite sahibi olmak isteyenler önce vakıf kurdular… Sonra Üniversite kurdular… Şimdi bazı vakıf Üniversite’lerinin yönetimine vakıf tüzel kişilikleri değil, vakfı kuran patronlar hakimdir… Bu Üniversitelerde mütevelli heyetler de göstermeliktir…
Yaşadığım bir olayla bu hususu bizzat test etmek imkanı buldum… Bir Profesör arkadaşım, yeni kurunla bir Üniversiteye rektör oldu… Bana da ‘’mütevelli heyete girer misin?‘’ diye rica etti… Bende kabul ettim… Aradan beş-altı ay geçti… Bir sekreter telefon etti… ‘’İmza etmeniz için mütevelli heyet Karar defterini gönderiyorum… Nereye göndereyim?” diye sordu… Bende “Mütevelli heyet toplantısı olmadı ki karar alınsın” dedim… Kendisi, ‘’patron kararı yazdırdı‘’ dedi. Hemen İstifa dilekçemi gönderdim…
Anayasadaki temel felsefenin aksine, çoğu vakıf Üniversitesi kar amacıyla kuruldu… Patron Üniversiteleri şeklinde çalışıyor… Bu yüzden söz konusu vakıf Üniversiteleri özel üniversite niteliği kazandı.
Birçoğunda ise patronlar iyi niyetli ve gerçekten hizmet etmek isteyen insanlar… Bu gibi Üniversitelerde akademik yönetim daha bağımsız çalışıyor…
Siyasi iktidar bazılarına ‘’devlet Üniversiteleri özelleşsin‘’ dedirterek… Bazılarına ‘’devlet Üniversiteleri de paralı olsun… Fakirlere burs verilsin‘’ dedirterek, vakıf Üniversitelerini ön plana çıkarmak ve türban meselesinde kullanmak istiyor…
Vakıf Üniversiteleri önümüzdeki ders yılı için öğrenciden alınacak ücretleri, hedef enflasyon olan yüzde 5’in çok üstünde artırdılar… Yüzde 11 ile yüzde 33 arasında zam yaptılar… Yani vakıf Üniversitelerinde okuyanlar, yılda 26,5 milyar lira ile 8.5 milyar lira arasında ücret verecekler… Siyasi iktidar bu hususta hiçbir önlem almadı.
Öte yandan, devlet Üniversitelerine eskiden beri yetersiz ödenek veriliyor… Maliye meslek memurları ve hatta merkezi devlette bir çok memur iki yıl için yüksek ücretler ödenerek yurt dışına gönderiliyor… Üniversiteler de Akademik personelin hayat boyu böyle bir imkanı boyu yok… Akademik kadrolar yetersiz… Kadro sıkıntısı var… Akademik personele verilen maaşlar devlette çalışan uzmanların çok altındadır.
Başbakan yalnızca türbana endeksli olduğu için, yukarıdaki sorunlara kulak ardı edip Üniversitelerimiz ‘’Başarılı 500 Üniversite içinde yok‘’ diyor…
Üniversite eğitimi toplumda sosyal hareketlilik sağlar… Bir Fakirin veya işçinin veya bir köylünün kabiliyetli çocuğu okuyup, daha yüksek gelir ve makam sahibi olabilir… Kabiliyeti olmayanlar için tersi olabilir… Bu şartlarda Eğitimi paralı yaparsak sosyal kastlaşma olur… Bu nedenle eğitimi yalnızca devlet yapmalıdır. Yine eğitimi devlet ve parasız yaparsa, daha geniş tabandan daha kabiliyetli olanlar seçildiği için, eğitimde ve ekonomide verimlilik artar.