Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Elektrik Üretim A.Ş.’ye (EÜAŞ) ait hidroelektrik santraller (HES) ile limanlar, otoyollar, köprüler ile arsa ve arazilerin özelleştirileceğini açıkladı.
1980 sonrası, Türkiye özelleştirmeye en hızlı geçen ülkeler arasında yer aldı. Bugün küreselleşmeden dolayı, zarar gören dış açık veren gelişmekte olan ülkelerde özelleştirme durdu. Türkiye de ise giderek hızlanıyor.
Bugün yaşamakta olduğumuz ekonomik istikrar sorununda ve halkın yoksullaşmasında, yalan-yanlış politikalar yanında özelleştirmenin etkileri var.
1- Hükümet ve İdare Özelleştirme Gelirlerini Keyfi Kullandı.
2007/ 2 sayılı Özelleştirme idaresi Başkanlığı Bülteninde, özelleştirmenin gerekçesi olarak; ‘’Rekabete dayalı piyasa ekonomisinin oluşturulması, devlet bütçesi üzerindeki KİT finansman yükünün azaltılması, sermaye piyasasının geliştirilmesi ve atıl tasarrufların ekonomiye kazandırılması, bu yolla elde edilecek kaynakların altyapı yatırımlarına kanalize edilebilmesi’’ deniliyor.
Uygulamada ise;
Rekabete dayalı piyasa ekonomisi yerine oligopol piyasa yapısı ve karteller oluştu. Hükümet bu nedenle şimdi aşırı fiyat artışı için polisiye önlemler alıyor.
Özelleştirilen KİT finansman yükü, bu günkü kamu bankaları zararından daha az idi. Kaldı ki; halk için üretim yapan KİT’lerin yarattığı sosyal faydayı bu günkü karadelik kamu bankaları yaratmıyor.
Sermaye piyasası teknik bir alan olmaktan çıktı; şimdi sermaye piyasası başta siyasi iktidarın ideolojik kontrolü; sonra da aracıların manipülasyonu altındadır.
Özelleştirme gelirleri ile devlet yeni altyapı yapmadı, bütçenin finansmanı veya başka alanlarda kullandı.
Özetle; ÖİB ve hükümet özelleştirme yasası ve amaçlarına uymadı ve özelleştirme gelirlerini keyfi kullandı.
2- Özelleştirme Halkın Refah Seviyesini Düşürdü.
Özelleştirmenin sonuçlarına aşağıdaki sorulara göre cevap verebiliriz.
- Özelleştirme ile Özel sektör, ürünü daha düşük fiyata üretti ve sattı mı?
- Daha yüksek üretim ve daha kaliteli ürün elde edildi mi?
- Teknolojide gelişme ve inovasyon geldi mi?
- Özelleştirme, önceki duruma göre, çalışanlara, üreticilere, ihracata ve vergi mükelleflerine ilave yarar sağladı mı?
Özelleştirme sonrası mal ve hizmet fiyatları arttı.
Telekom bir kamu tekeli iken uzun yıllar özel tekel oldu. Tüketici, internet gibi araçları daha zor ve daha pahalı kullandı.
Kağıt üretimi SEKA özelleştirildi. Özel sektör, 2012 yılına kadar aşırı değer kazanmış olan TL nedeniyle üretim yerine ithalatı tercih etti. 2018 ve önceki birkaç yıl öncesinden başlayarak, TL değer kaybedince bu defa ithalat pahalı geldi ve Türkiye kağıt kıtlığı yaşadı.
Et ve Balık Kurumu, üreticiyi istismar etmeden malı uygun fiyata alıyor, üzerine işletme maliyeti koyarak Tüketiciye ucuz fiyata satıyordu. Et Balık Kurumu özelleştirildi, aracılar üreticinin malını ucuza kapattı. Hayvancılık geriledi. Aynı aracılar et fiyatını artırdı. Et ithal etmek zorunda kaldık. Toplumun et tüketimi düştü.
Elektrik dağıtımı özelleştirildi, elektrik fiyatları enflasyonun üstünde arttı.
Üretim artmadı;
Özelleştirilen şirketleri alanlar, bunların arsasını ve yatırımlarını değerlendirdi. Üretimi yapmadılar ki, beklenen yenilik ve kalite de olsun.
İşsizlik arttı.
Örnek olarak SEKA özelleştirilmeden önce 1.359 çalışana sahipken, özelleştirme sonrası işçi sayısı 514’e; Kardemir’deki işçi sayısı 5.417’den 3.919’a, SEKA Bolu İşletmesinde 247’den 71’e; özelleştirilen çimento fabrikalarında toplam 6.737’den 3.087’e; PETLAS’da 1.102’den 471’e; Petrol Ofisi’nde 3.822’den 1.029’a düştü. Dünyada işsizlik azalırken bizde arttı. Bunda özelleştirmenin de etkisi oldu. (Aşağıdaki Grafik)
Kaynak: Mahfi Eğilmez
3- Devlet dışlandı ve Devlet-Piyasa optimal dengesi bozuldu. Kamu hizmetleri aksadı.
Devlet tekelleri, enerji dağıtım gibi imtiyazlar özel sektöre geçince, Tank palet fabrikası gibi kritik işletmeler özelleştirilince, hem oligopol piyasa yapıları, monopolleşme ve tekelleşme oluştu, hem de ülkenin stratejik hareket kabiliyeti daraldı.
4- Özelleştirme yoluyla halkın malı siyasi popülizme gitti. Halk yoksullaştı. Yandaşlar zenginleşti.
2023 yılındayız. Siyasi iktidar, özelleştirmeyi ve özelleştirme gelirlerini, medya sektörüne, iş çevrelerine, altyapı ve inşaat firmalarına, diyanet işlerine yüksek oranda gelir ve servet transferi için kullandı. İktidar tipi Özelleştirme Türkiye’nin ağır bir ekonomik bunalıma girmesinin nedenlerinden birisidir.
5- İktidar benden sonra Tufan dedi.
Maliye ve hazine Bakanı, devlete ait köprüler ve yollar gibi altyapı yatırımlarının da özelleştirileceğini söyledi. Bu altyapı yatırımları aynı zamanda devletin gelir kaynağıdır. Siyasi iktidar bu kaynağı bugün kullanarak gelecek devlet gelirleri için çek yazıyor. Gelecek iktidarların gelir kaynağına el koyuyor. Bu kadarına da artık yalnızca pes denilir.
Sonuç:
- Gelecek iktidarlar, kamu özel işbirliği için beş müteahhide para ödeyecekler, ama aynı zamanda gelecekteki devlet gelirlerine de bu günden el konuldu. Bunun Türkçesi ‘’benden sonra Tufan’dır.”
- Özelleştirme fikri Dünyaya KİT’ler nedeni ile geldi ve fakat bizim hükümetler karlı işletmeleri, hazine arsalarını da özelleştirme adı ile sattılar. Bunun adına özelleştirme değil, devlet mallarının satışı denilir.
Sermayenin güçlenmesi, Devletin ekonomik olarak küçük ve güçsüz hale getirilmesi bir yönetim projesiydi. Özal bu projeyi açıkladığında yüksek dirençle karşılaştı ancak hazmettik. Bu arada kurumların bilerek zarar etmelerinin sağlanması, 100 kişilik işlere 10 katı istihdam, kalitesiz üretim, teknolojiyi yenilememek, tasarruf tedbirleri ile set çekmek oyunun bir parçasıydı. Sonuç olarak iktidarın elindeki tek ekonomik güç olarak para basmak kaldı. Onlar da bunu kullandıkça fakirleşmeye aç kalmaya mahkumuz.
Yağma, vurgun ve talan bu…
Yağma sofrası…