Osmanlı İmparatorluğunun geri kalmasının önde gelen nedeni eğitimdir. Eğitim yalnızca din öğretisi olarak uygulamış, bu nedenle kalkınma sağlayamamış ve çöküşe kadar gitmiştir.
Kendisine yeni Osmanlı diyenler, Osmanlının bilim ve teknikte neden geri kalmış olduğunu biliyorlar mı? Zira eğitim Osmanlılarda 18 asra kadar tam bir karanlık Dünya yaratmıştır.
Eski YÖK başkanlarından Kemal Gürüz ‘’Medrese ve Üniversite ‘’ isimli kitabında Osmanlı eğitim sistemini, de inceliyor.
Osmanlı da, ilköğretim yerine Hayırseverler kişiler ve dini cemaatler tarafından mahalle mektebi ve sıbyan mektebi vardı. Bunlar şeyhülislama bağlıydı. Bu okulların amacı kuran öğretmekti. Bunun içinde eğitim dili Arapça idi.
Tanzimat’a gelinceye kadar, kızlar Sıbyan okulundan sonra eğitim görmezlerdi.
Eğitimin ikinci kademesi medreselerdi. Yalnızca Müslüman erkeklere açıktı. Medreseler Padişah, yakınları, sadrazamlar ve vezirler ile devlet adamları tarafından kurulurdu.
Fatih Döneminde kurumlaşan Enderun , ‘’ sadece Hristiyan tebaanın yetenekli çocuklarına açıktı; amacı padişaha kulluk derecesinde sadik, güvenilir devlet adamı, asker ve genel olarak saray hizmetlerini yürütecek görevlileri yetiştirmekti. ‘’
Anlaşılan odur ki, Osmanlı padişahları yakın çalışma gurubunu Türk ve İslam olmayanlardan seçiyordu. Bu bana ‘’yemen Türküsü ‘’nü hatırlatıyor. Türkünün sondan bir önceki kıtasında;
Şu yemende can verenler;
Biri memet, biri memiş.
Yine son kıtasında da;
Zenginimiz bedel öder;
Askerimiz fakirdendir. diyor.
Yeniçerinin feshinden sonra, Türk olmayanlar padişahların yanındaydı, uzaklara Anadolu insanı gidiyordu. Yeni Osmanlı heveslileri bunu da not etsinler.
Osmanlı da Babıali mektebi de, babı alide çalışan memurları yetiştirirdi.
Maliyeci yetiştiren babı defterdarı yetiştirirdi. Tıp eğitimi, darüşşifa ve darültıp denilen hastanelerde yapılırdı.
Osmanlı medreselerinde okutulan derslerin tamamına yakını fıkıh, hadis, kelam, tefsir dersleriydi. Kemal Gürüz, ‘’Felsefe, matematik ve fen bilimleri geleneksel medrese müfredatında yer almamıştır. Beytül Hikme ve bazı rasathaneler dışında, İslam aleminde ve Osmanlılarda bilim ve gözleme dayalı olarak araştırma yapan müstakil kurumlar yoktur.’’ diyor.
Matematik ve fen bilimleri de müstakil dersler olarak müfredatlar da yer almamıştır.
Tekrar etmek gerekirse, Osmanlının geri kalmasının, idari ve jeopolitik nedenleri olmakla birlikte, temel neden eğitimde ve bilimde geri kalmasıdır.
Avrupa’da 15 ve 16 yüzyıllarda, Rönesans ve reform yaşarken, Osmanlıda eğitim sitemi tersine bozulmuştur. Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi kitabında, Osmanlı eğitim sisteminde bozulmanın akli ve müspet ilimlerin programlardan çıkarılması ile başladığını yalnızca dini ve hukuki bilimler öğretildiğini söylüyor. Daha sonra müderrislik te kötüye kullanılmıştır. ‘’Medrese mezunları, az sayıdaki müderrislik kadrolarına atanabilmek için mülazemet usulüne göre bir bekleme döneminden geçerlerdi. Bu bir çeşit staj dönemi idi. Zamanla bu yol kötüye kullanıldığı gibi, müderris olmak için medreseyi bitirme şartı da aranmamıştır ‘’
Rönesans ve reform hareketleri, batıda skolastik düşünceyi yıkarken, Osmanlı da aynı dönemlerde dini eğitim daha fazla ağırlık kazanmıştır.1454 ‘te Almanya da matbaa bulunmuş e batıda okur-yazar olanlar bilimsel eserlere Kolayca ulaşmıştır. Osmanlı da ise matbaayı yasaklamış ve ancak Almanya’dan 300 Yıl sonra izin vermiştir.
Her millet geçmişini iyi bilmek ve önem vermek zorundadır. Osmanlı Türkiye’nin geçmişidir. Ancak bu günü Atatürk ve demokratik- özgür Türkiye ‘dir.