Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP ) her yıl ülkelerin İnsani Gelişme Göstergesi (Endeksi ) ni hazırlayıp yayınlıyor. Bu endekste Dünya‘daki ülkeler için; yaşam süresinin uzunluğu (ortalama yaş süresi olarak ), sağlıklı yaşam, okur yazar oranı, eğitim, yaşam düzeyi (kişi başına düşen gelir ) gibi standartlar gösterge olarak alınır.
2011 yılından beri 187 ülke kapsama girdi. Önceki yıllarda ülke sayısı 182 ile 162 arasında değişti. Kapsama giren ülkelere 0 ile 1 arasında değer veriliyor. Bire en yakın ülkeler çok yüksek insani gelişme, sonra sırayla yüksek insani gelişme, orta insani gelişme ve düşük insani gelişme gurupları geliyor.
2015 5aporuna göre en yüksek insani gelişmenin ilk üç sırasında; Avusturalya ve İsviçre var. ABD 8 sırada, Suudi Arabistan 39 sırada yer alıyor.
Endekste en son sırada yer alan üç ülke ise; 186. sırada Eritre, 187. sırada Orta Afrika Cumhuriyeti ve 188. sırada da Nijer geliyor.
Türkiye yüksek insani gelişme gurubunda yer alıyor. Bu gurup 50. sıradan başlıyor ve 105. sırada bitiyor. Türkiye 2014 yılında 188 ülke arasında 72. sıradadır. 2013 yılında 187 ülke arasında 69. sırada idi. Yani 2014 yılında insani gelişme endeksinde 3 sıra geriledik. Bizim üstümüzde 69. sırada İran ve 71 sırada Venezuela, altımızda 73. sırada Sri Lanka ve 74. sırada Meksika yer alıyor.
Türkiyenin 2014 insani gelişme endeksi değeri 0.761’dir. Latin Amerika ülkelerinde ortalama olarak bu değer 0,748 yani Türkiye’den düşüktür. OECD ülkelerinde ise ortalama olarak 0.880 yani Türkiye’den yüksektir.
Öte yandan UNDP raporunda, Türkiye’nin en zayıf olduğu 2 alanın Bilgiye ve Eğitime Erişim ile Cinsiyet Eşitsizliği olduğu belirtiliyor.
1)Bilgiye erişim için 25 yaş ve üstündeki bireylerin ömürleri boyunca eğitim alabildikleri süre, Okula başlama yaşındaki çocuklar için beklenen okula devam süresi, kriter olarak alınıyor.
Rapora göre Türkiye’de okula devam süresi son 4 yıldır 14.5 yıla takıldı, ortalama okula gitme süresi ise yine son üç yıldır 7.6 yılda kaldı.
2) Cinsiyet Eşitsizliği; Türkiyede insani gelişmenin en zayıf ayağı, cinsiyet eşitsiliğidir. Türkiye de kadınlarda orta öğrenim görmüşlerin oranı yüzde 36 iken erkeklerde yüzde 60 dır. Kadınların işgücü piyasasına katılım oranı 29.4 iken, erkeklerde bu oran yüzde 70.8’dir.
Türkiye’de kadınların daha çok eğitim alması ve istihdama daha yüksek oranda katılması kalkınmamıza da ivme kazandırır.
Benim düşünceme göre UNDP insani gelişme endeksi bu haliyle hiç bir işe yaramaz. Söz gelimi, Suudi Arabistanın 39. sırada yer alması ve İran’ın bizden önceki sırada yer alması, İnsani Gelişme Endeksinin Demokrasi ve İnsan haklarını dikkate almadığını gösteriyor. Aslında da UNDP raporunda, ”İnsani gelişme yalnızca ekonomilerin zenginliklerine odaklanmaktan ziyade insan yaşamının zenginlikliklerine odaklanarak insanların seçeneklerinin artırılması anlamına” geldiği belirtiliyor.
Gerçekte ise bu endekste toplumun kabul edebileceği ve toplum vicdanını rahatlatan bir gelir dağılımı, insan hakları ve özgürlükler ve demokrasi gibi değerleri yer almalıdır. Mevcut endeks insani gelişmenin en önemli değerlerini dışarda bıraktığı için gelişmişlik göstergesi olarak kabul edilemez. Kaldı ki, aslolan insan refahıdır. Suudi Arabistan da fert başına gelir Avrupa düzeyindedir ve fakat insanların bir kısmı çadırda yaşarken, Suudi milyarder Fransa’da 300 milyon dolara şato satın alıyor.
Özet olarak insani gelişme endeksi ile Birleşmiş Milletler insanları oyalıyor.