Nominal Faiz Artışının Etkileri Ne Olur?

Türkiye uzun süredir finans tuzağı içinde iken iki senedir, ayrıca bir de yanına eksi reel faiz tuzağı eklendi.

Eğer enflasyonu görmezsek nominal faiz, enflasyona göre söylersek reel faiz ‘i konuşmamız gerekir.

İki senedir eksi reel faizin getirdiği kur artışı ve enflasyon sorununu yaşadık. Bundan kurtulmak için reel faiz uygulamasına geçmek gerekir. ABD reel faize geçerek enflasyonu düşürdü.  Bizde ise Merkez Bankası hala eksi reel faizde direniyor. Eğer böyle devam ederse seçim sonu, yani Mayıs sonuna kadar TÜFE yüzde 70 dolayında kalacaktır.

TÜFE yüzde 70 olunca, yüzde 40 MB gösterge faizi   eksi yüzde 7,46 demektir. Yüzde 50 olan mevduat faizinde de reel getiri oranı ekiş yüzde 11,8 olacak demektir.

Tasarruf sahibi; eksi reel getirisi olan bir enstrümana neden yatırım yapsın. Mevduata neden para yatırsın? O zamanda faizlerin beş puan artmış olması bir anlam ifade etmez. TL’den kaçış ve tüketim artışı devam eder.

Seçimden sonra TÜFE düşer mi? MB hedefi yüzde 36’ya iner mi? Eğer bir istikrar programı yapılır ve reel faize geçilirse, tutabilir. Tersinin olma olasılığı daha yüksektir. Seçim popülizmi ülkeyi hiper enflasyona da sokabilir.

Merkez Bankası reel kur endeksine göre Ekim 2023 itibariyle, TL döviz sepetine göre yüzde 44 oranında daha düşük değerdedir. Şimdi nominal faiz beş puan arttı, ama kurlarda düşüş olmadı. Tersine Cuma günü azda olsa dolar binde 4 oranında değer kazandı.

Gram altın binde 44 ve BİST 100 endeksi binde 8 arttı.

Beş puanlık nominal artışın kur korumalı mevduatın çözülmesine de yardımı olmaz. Çünkü eksi reel faiz olduğu sürece kimse kurdan çıkıp TL mevduata geçmez. Kurdan çıkıp dolara geçer. Yani iki sene sonra başladığımız yere dönmüş oluruz. Kur korumalı mevduatın ekonomik ve sosyal tahribatı kalır.

Bu faizlerle Mevduat ve Devlet İç borçlanma senetlerine de portföy yatırımı olarak yabancı fonlar gelmez.

Banka kredilerinden; Tüketici kredileri ve ihtiyaç kredileri nominal faizi yüzde 75’e yükseldi.  Yüzde 2,9 reel faiz var. Zaten hükümet her zaman topun ağzına tüketiciyi koyuyor. Bankalara yüzde 40 faizle fon sağlıyor. Bankalar bu fonu tüketiciye yüzde 75’ ten satıyor. Oysaki insanlar ihtiyaç kredilerini keyfi değil, yaşamlarını sürdürmek için almak zorunda kalıyorlar.

Konut kredilerinde maliyet yüzde 62 oldu. Kredi alanlar için eksi reel faiz var. Ancak her zaman söylediğim gibi konut fiyatlarındaki balon giderek sönüyor. Hükümette konut yapma taahhüdü verdi. Konut fiyatları aniden düşmez ve fakat konut fiyat artışı enflasyonun altında kalır.

Yatırımlara etkisine gelince, bu günkü koşullarda sıfır faizle kredi versen bile kimse yatırım yapmaz. Çünkü, yatırım ortamı yok. Otokrasiye gidiş var.  Yargı bağımsız değil. Güven yok.

TÜİK açıkladı. Kasım ayında güven endeksi hizmet sektöründe yüzde 2,4 ve ticaret sektöründe 1,9 oranında düştü. Geçen sene Kasım’da 76,6 olan tüketici güven endeksi de bu sene Kasım ayında yüzde 75,5’ e geriledi.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir