MİLLİ GELİR HESAPLAMA

13 MART 2008 BASIN TOPLANTISI

PROF.DR. ESFENDER KORKMAZ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ

 

 

Milli Geliri hesaplama sisteminde yapılan değişiklik başka bir ifade ile Milli Muhasebe Sisteminde bir sistemden başka bir sisteme geçiş, milli gelir düzeyini artırmaz. Hesap sistemi ne olursa olsun, bir ekonomide yaratılan katma değer aynıdır. Türkiye’de bir günde GSYİH ve fert başına Milli Gelirdeki artışı yaratan, hesap sisteminde yapılan değişiklik değil, bu TÜİK’ in bu güne kadar yapmadığı milli gelir hesaplarındaki düzeltmeden geldi.  

 

Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Nazım Ekren, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ortak basın toplantısı yaparak Milli Gelir hesaplarında TÜİK’ in yaptığı Avrupa Hesap Sistemine geçişi ve bu uygulamanın sonuçlarını, ekonomideki kırılganlığı, cari açığı, kamu borçlarını ve riskleri bir günde düzelten sihirli bir değnek olarak açıkladılar.  Türkiye’nin raitinginin değişeceğini söylediler.

 

Aslında ise konuşmalardan ortaya çıkan sonuçlara göre asıl amaçlarının,

  • Piyasalarda ortaya çıkan aşırı kırılganlığı ve dalgalanmayı yavaşlatmak,
  • Olası şokların tansiyonunu düşürmek,
  • İş dünyasının sıklaşan tepkilerini ve sendikaların grev kararlarını yumuşatmak,
  • Daha da önemlisi seçim ekonomisinin yolunu yapmak,

    olduğu anlaşıldı.

 

 

BİR GECEDE MİLLİ GELİR ARTIŞI, AB HESAP SİSTEMİNDEN DEĞİL, İHMAL EDİLEN DÜZELTMEDEN GELDİ. BAKANLAR DÜZELTMEDEN BAHSETMEDİ.

 

Bakanlar Milli Hesapların uluslararası standartlara getirilmesi açısından bu hesaplarda güncelleme yapıldığını açıkladılar.

 

TÜİK, Milli Muhasebe hesaplarında hem Avrupa Birliği sistemine geçiş güncellemesi yaptı. Hem de 1993 yılından bu güne kadar yapmadığı düzeltmeyi yaptı.

 

Ancak GSYİH da meydana gelen yüzde 31.6 oranındaki artış güncellemeden dolayı ortaya çıkmadı. Düzeltmeden dolayı ortaya çıktı.

 

 

TABLO I. ESKİ VE YENİ MİLLİ GELİR HESABI

 

 

Fert Başına Gelir

GSYİH

Eski Hesap (2006)

5.480 $

576 milyar YTL

Yeni Hesap (2006)

7.500 $

758 milyar YTL

Artış Oranı

% 31,6

 

 

DÜZELTME,

 

Düzeltme güncelleşmeden farklıdır.

 

Milli Gelir hesapları ön tahminle yapılır. Sonra bu ön tahminlere göre yapılan hesaplar düzeltilir.

 

Düzeltme yalnızca bir sektör için değil, tüm sektörler ve Milli gelir hesaplarının tamamı için yapılır. Düzeltme yapmakta, ön tahmin kadar çalışma ve maliyet gerektirir. DİE şimdiki TÜİK, 1993 yılından beri ön tahminlerle yetindi.  Düzeltme yapmadı. Birdenbire yapılan düzeltme de GSYİH ‘yı ve Milli Geliri bu kadar artırdı.

 

Bazı ülkeler bu düzeltmeleri birkaç yılda bir yapıyor. Ancak 15 yıl gecikmeyle yapmak yalnızca TÜİK’ in bir marifetidir.

 

GÜNCELLEME

 

Bakanlar güncellemeyi  1987 baz yılına göre ve Birleşmiş Milletler Ulusal Hesap sistemi ( SNA 68 ) e göre hesaplanan Milli Gelirin, şimdi 1998 baz yılına göre ve Avrupa Hesaplar Sistemi (ESA 95 ) e göre yapılması olarak açıkladılar.

 

Her iki sistemin hesaplama yöntemi arasında fark vardır. Ve fakat sonuç değerlerin değişmesi söz konusu değildir. Çünkü :

 

1) GSYİH üç ay veya bir yıl gibi bir sürede, yaratılan katma değerlerin toplamıdır. Bir ekonomide yaratılan katma değer hangi sitemle tahmin edilirse edilsin, değişmez. Tahmin edenlerin isabetsiz tahmin yapmasının sorumlusu hesaplama yöntemi değildir. Belki ileri bir teknikle biraz daha isabetli ve daha düşük maliyetle tahmin yapılabilir. Bunu da zaman gösterecektir.  

 

2)Dünyada halen birçok ülke ESA dışında hesap yaptıkları için, ESA sistemi ile SNA sisteminin  Milli Geliri çok farklı göstermesi mümkün değildir. Aksi halde Dünyada ülkeler arası ve AB ülkeleri ile diğer ülkeler arasında Milli Gelir karşılaştırması  yapmak imkanı olmazdı.

 

3)SNA sisteminde sektörel katma değer tahminleri üretici fiyatları ile hesaplanıyordu. Bu fiyatlara İthalat vergisi hariç, dolaylı vergiler dahil idi. Ancak hesap sonunda ithalat vergisi de gösteriliyordu. Sübvansiyonlar düşüyordu. ESA sisteminde ise sektörel katma değerler temel fiyatlarla alınmaktadır. Bu fiyatlarda vergi yoktur. Sübvansiyonlar vardır. Hesap sonuna dolaylı vergiler eklenmektedir. Yani sonuç değişmemektedir.

4) Aşağıdaki tabloda tüketim harcamalarının hesabı için  eski ve yeni sistemde yapılan sınıflamaya  bir örnek verilmiştir. Eski sistemde yer alan bazı kalemler  Yeni sistemde daha fazla kalem şeklinde yer almıştır. Sonuç değişmeyecektir. 

 

TABLO II.
TÜKETİM HARCAMALARI HESABI KARŞILAŞTIRMASI

 

1987 Bazlı Seri

1998 Bazlı Seri

(1) Gıda ve İçki

(1) Gıda, İçki ve Tütün

(2) Dayanıklı Tüketim Malları

(2+3+5) Mobilya, Ev Aletleri ve Ev Bakım Hizmetleri

(3) Yarı Dayanıklı ve Dayanıksız Tüketim Malları

(3) Giyim ve Ayakkabı

(4) Enerji, Ulaştırma, Haberleşme

(4) Ulaştırma, Haberleşme

(5) Hizmetler

(5) Sağlık, Eğlence ve Kültür, Eğitim, Lokanta ve Oteller, Çeşitli Mal ve Hizmetler

(6) Konut Sahipliği

(4+6) Konut, Su, Elektrik, Gaz ve Diğer Yakıtlar

 

 

Bir başka örnek,  her iki hesap sistemi mali aracılık hizmetlerini de gösteriyor. Ancak farklı gösteriyor. Bunun gibi hesaplama

yöntemlerinde farklılıklar var. Ancak bu farklılıklar, GSYİH ‘nın büyüklüğünü değiştirmez.

 

Özet olarak 2006 yılı hesaplarında, bir gecede GSYİH’ nın  576 Milyar YTL’ den 182.1 milyar YTL artarak 758 milyar YTL’ ye çıkmasının, fert başına gelirinde 5480 dolardan 2020 dolar artarak  7500 dolara çıkmasının nedeni EAS—ESA sistemine geçişten  değil. 1993 yılından bu güne kadar ihmal edilen eksik ve zamanında yapılmamış düzeltmeden ileri gelmiştir.

 

2) MİLLİ GELİRDE GÜNCELLEME AYNI ZAMANDA SİYASİ İKTİDARIN KAYIT DIŞI EKONOMİYE HAKİM OLMADIĞINI GÖSTERDİ.

 

RESİM III. KAYITDIŞININ RESMİDİR


 

 

 

 

 

 

 

AKP Türkiye’de kayıt dışı ekonominin boyutunu düşürecek hiçbir önlem almadı. Kayıtdışı ekonomiyi pislikleri, yolsuzlukları, kayırmaları saklama aracı olarak kullanıyor.Hükümet adeta kayıt dışı ekonomiyi , sıcak para girişi, Suudi Sermayesinin rahatlığı , cari açıkların finansmanı için bir araç olarak kullanıyor.  Bu nedenle istihdam üzerinde yüzde 42 ‘ye ulaşan vergi ve primleri düşürmüyor. Aynı nedenle bu güne kadar ekonomide bir envanter yapmadı.  

 

AKP ekonomide envanter yapmadığı için bu güne kadar Milli gelir hesaplarında bazı kalemler , gerçeğinden düşük gösterilmiş. Örneğin  bina sayısı olduğundan  yüzde 28 daha az gösterilmiş.  Milli Muhasebe hesaplarında, 13.9 milyon olarak gösterilen bina sayısının, şimdi 19.2 milyon olduğu açıklandı.

 

Eski hesapta imalat sanayinde 10 ve daha fazla işçi çalıştıran işyeri sayısı 11293 iken, şimdi bunun iki buçuk katı yani  27813 olarak açıklandı.   Oysaki 2002 yılında genel sanayi ve işyerleri sayımı yapılmıştı. Bu güne kadar neden beklendi?

 

Ülkedeki bina ve fabrika sayısını bilmeyen bir iktidara iç ve dış çevreler nasıl güven duyar ?

 

Öte yandan Türkiye’de 1950 yılından sonra yayınlanmakta olan sanayi istatistikleri, 2001 krizi nedeniyle yayınlanmadı. Ancak daha sonra krizden çıkıldıysa, neden AKP iktidarı döneminde yayınlanmadı ?

 

TABLO IV. KAYITDIŞILIĞIN BOYUTU

 

 

ESKİ

YENİ

Bina Sayısı

13.9 Milyon adet

19.2 Milyon adet

10 ve Fazla İşçi İstihdam Eden İşyeri

11.293 adet

27.813 adet

 

 

Maliye Bakanı , ‘’ev sayısı artınca  bunların vergisi verilmiş mi , ona bakacağız’’ diyor. Bu demektir ki şimdiye kadar Maliye kaç evden vergi topladığını bilmiyor.

 

 

3) KAMU BORÇLARINDA  BİLEREK İKİ HATA YAPILIYOR. HALK ALDATILIYOR.

 

Bir…M. Şimşek Kamu borç stokunu  net borç stoku olarak ele aldı. Artık şoklara üç kat daha dayanıklıyız, borç riskimiz yok dedi. Bu yanlıştır. Net borç stoku , gerçek borç yükünü göstermez. Çünkü Net borç hesabında aslında hazinenin borcu olarak görünen ve faiz ödediği İşsizlik sigortası gibi fonlar borç kabul edilmiyor. Brüt borçtan düşülüyor.  Net borç stoku Devletin nakit ihtiyacını gösterir. Hazinenin vadeli olarak aldığı ve faiz verdiği borçlarını , brüt borç stoku gösterir.

 

Hazine Kamu  ‘’Net Borç Stoku ‘’ hesabını şöyle yapmaktadır:

 

TABLO V. 2007 3.ÇEYREK KAMU BORÇ STOKU

 

 

MİLYAR YTL

Toplam Kamu Borç Stoku (Brüt)

358.5

   – Merkez Bankası Net Varlıkları

-39.9

   – Kamu Mevduatı

-37.3

   – İşsizlik Sigortası Fonu Net Varlıkları

-28.8

Kamu Net Borç Stoku

252.5

 

 

 

 

Kamu net borç stokuna ulaşmak için,  Kamu Borç Stokundan

( Brüt ) MB net varlıkları,  Kamu Mevduatı ve İşsizlik sigortası fonu net varlıkları çıkarılıyor.

 

Kamu borcu,  Kamunun faiz ödediği, bir vadesi olan ve vade sonunda nakden veya hesaben geri ödediği borçlarıdır. Borç idaresinin net borca ulaşabilmesi için, MB net varlıklarını, Kamu mevduatını ve İşsizlik sigortası Fonunu düşmesi yanlıştır.

 

       MB Net varlıkları (1) , MB’ nin net dış varlıklar ve diğer varlık ve yükümlülükler toplamıdır. 2007 3. çeyrekte, MB net dış varlıkları 71.3 milyar YTL ve diğer varlık ve yükümlülükler eksi 31.6 milyar YTL’ dir. MB rezervlerine karşılık, Türkiye de 100 milyar dolar kısa vadeli yabancı sermaye (sıcak para) var. Bu sıcak para da aslında bir kısa vadeli borçtur.

(1) Merkez Bankasının Net dış varlıkları, Net uluslar arası rezervlerini, orta ve uzun vadeli döviz kredilerinin (net ) ve diğer net dış varlıklarının ( yerli bankalar döviz cinsinden verdiği net borç hariç ) toplamı olarak tanımlanıyor.

 

       Kamu mevduatının kamu borcundan indirilmesi yanlıştır. Birisi borçtur, birisi nakit varlıktır. Kamu bu Mevduat için faiz alıyor. Bu faiz bütçeye gelir kaydediliyor. Borçtan indirilmesi halinde çift sayma olacaktır.  Kaldı ki, bu mevduatın çoğu, tahakkuk etmiş ve ödenmek üzere olan nakitlerdir. Örneğin aybaşında kamu çalışanlarına ödenecek maaşlar, TÜBİTAK’ın yaptırdığı araştırmalar için ödeyeceği bedeller veya Müteahhitlerin tahakkuk etmiş ve ödenmemiş paraları bankada beklemektedir. Bunlar kamunun nakit imkanlarıdır. Kamu borcunu azaltmazlar. 

 

       İşsizlik Sigortası Fonu net varlıkları zaten kamunun borç olarak kullandığı fondur.  Bu fon, işsizlere ödenmek üzere işçinin ve işverenin ödediği primlerden oluşmaktadır. Hazine bu fonu borç olarak kullanıyor. Faiz ödüyor.  Vadesi geldiğinde geri ödüyor. Bu nedenlerle kamu borcudur. Net borç stoku için, bu borcu yok saymak yanlıştır.

 

       Geçmişte tasarruf teşvik kesintilerini de hazine borç olarak aldı ve kullandı. Net borç stoku bu nedenle düşük gösterildi. Ancak sonunda bu kesintiler sahiplerine ödendi.

TABLO VI. KAMU BORÇ STOKU

 

 

MİLYAR YTL

Toplam Kamu Borç Stoku (2007 3. Çeyrek)

358.5

AB Tanımlı Genel Yönetim Nominal Borç Stoku (2007 3. Çeyrek)

344.0

Merkezi Yönetim Borç Stoku (Ocak 2008)

336.6

Kamu Net Borç Yükü

252.5

 

 

İki… Milli gelir hesabı değişmekle , Özel sektörün dış borç ödeme imkanı değişmedi. Kur artışı veya uluslar arası riskler , özel sektörün kısa vadeli borçlarında , iflaslara ve daralmalara neden olacaktır.

 

TABLO VII.
TÜRKİYE’NİN DIŞ BORCU (2007 III.ÇEYREK)

 

 

Milyon YTL

Kamu Dış Borç Stoku

  86.5 Milyon YTL

Özel Sektör Dış Borç Stoku

177.6 Milyon YTL

Türkiye’nin Dış Borç Stoku

264.1 Milyon YTL

 

 

 

 

4) TÜRKİYENİN RAİTİNGİ ARTAR ŞEKLİNDEKİ DEĞERLEME YANLIŞTIR.

 

Başbakan yardımcısı, “Güncelleştirme neticesinde Türkiye’ nin raitingi artacaktır” diyor. Gerçekte ise Başbakan yardımcısından birkaç  gün önce Raiting şirketi Moody’s ‘in başkan yardımcısı Kristin Lindow, “TÜİK’in 8 martta açıklayacağını duyurduğu Milli Gelir Revizyonunun Kredi notu açısından kilit bir gösterge değil. Bu revizyonlar kimse için sürpriz olmayacak. Ancak bunlar vergi kaçağı ile mücadele konusunda hala yapılacak ne kadar çok iş kaldığını gösteriyor.Kredi Derecelendirme perspektifinden bakarsak , ödeme göstergelerine daha çok önem veriyoruz. Durağan olan kredi notunuzu yukarıya yapısal reformlarda somut adımlar atılması çeker” diyerek, başbakan yardımcısını daha önceden uyarmış ve yalanlamış oldu. Buna rağmen Türkiye’nin raitingi artacak demek, cesaret isteyen bir eylemdir.

 

5) SEÇİM EKONOMİSİNİN ÖNÜ AÇILDI.

 

Başbakan yardımcısı , birinci önceliğimiz fonlardır diyor. Anlaşılan 2008 yılında cari açığın  50 milyar dolara ulaşacağı ve bu açığın finansman sorunu yaratacağından korkuyor. Bakanların bir günde değişen  yeni  Borç rasyolarını, borçlarda reel bir azalma gibi takdim etmeleri de 2008 de seçim harcamalarını finanse etmek için Borçlanmaya ağırlık verileceğinin gösteriyor.

 

Aynı şekilde Başbakan yardımcısı, yeni GSYİH büyüklüğüne uygun para politikası ve likidite gerektiğini söylüyor. Hedefin seçim ortamı için para arzının artacağı ve ekonomide  suni bir canlanma sağlanmak isteği olduğu anlaşılıyor.

 

Devlet bakanı M. Şimşek ‘’Bundan sonra sadece faiz dışı fazlaya yoğunlaşmamak gerekir ‘’ diyor.

 

Bu  yaklaşım siyasi iktidarın  bütçe harcamalarının artmasını önleyen faiz dışı fazla oranını düşüreceğini  ve seçim harcamalarının artacağını gösterir.

 

Bu söylem de para arzının artacağını ve ekonomide yine seçimlere kadar geçici bir canlanma sağlanmak istendiğini gösteriyor. 

 

6) BEKLENTİLER KÖTÜLEŞTİ

 

Hükümet sermaye piyasasında ve kurlarda meydana gelen  son dalgalanmadan , iş dünyası ve iş dünyasının temsilcilerinin tepkilerinden , işçi sendikalarının grev kararından   korktu. Beklentileri olumlu yönetmek istedi. Bu nedenle aceleden bazı uygulamalar girdi ve üç bakanı konuşturdu .  

 

1)    MB Döviz kurları artmasın diye , günlük döviz alımını 90 milyon dolardan 45 milyon dolara düşürdü. Bu yolla düşük kurun getirdiği rehavet ortamını devam ettirmek istiyor.

2)    Başbakan yardımcısı , ihracat artışını övdü. Gerçekte ise ihracatın yüzde yetmişi ithal aramalı ve hammaddedir. Yerli katma değer oranı düşüktür. Kaldı ki, ithalat ve cari işlemler açığı ile beraber değerlendirmek gerekir.

3)    Başbakan yardımcısı Milli Gelirde Güncelleme yapıldıktan sonra teşviklerin verileceğini ifade ediyor. Teşvik verilmesini bir taviz olarak öne sürüyor.

4)    Hükümetin Yapısal reformlarla ilgili doğrudan bir önlemi olmadığı anlaşılıyor. 

5)    Başbakan yardımcısı, Milli Muhasebe sisteminde yapılan yapılan, güncelleme ve düzeltmenin sihirli bir deynek gibi görmekte ve cari açık , dış borç gibi sorunlar bitmiştir diye ilan etti. Bu kadar fiktif bir olayın sihirli değnek gibi her şeyi çözmesi, iktisadi ajanları korkutmuştur.

Özet olarak , üç bakanın konuşması beklentileri hedeflenenin tersine olumsuz etkilemiştir.

 

2) MİLLİ GELİRDE GÜNCELLEME AYNI ZAMANDA SİYASİ İKTİDARIN KAYIT DIŞI EKONOMİYE HAKİM OLMADIĞINI GÖSTERDİ.

RESİM III. KAYITDIŞININ RESMİDİR.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir