MAYIS AYINDA KİM KAZANDI, KİM KAYBETTİ?

Mayıs ayında en çok altına yatırım yapanlar kazandı. Külçe altının bir aylık nominal getirisi yüzde 8.55 oldu. Mayıs ayında TÜFE oranı da eksi olduğu için (yüzde -0.36), Altının aylık reel getirisi de TÜFE ile indirgendiğinde daha yüksek, yüzde 8.94 oldu.
Mayıstan Mayısa son bir yılda ise altının reel getirisi yüzde 17.49 oldu… Bu getiri oranı yıllık bazda borsadan sonra ikinci sırada geliyor…
2007 yılı başlarında üç yıl önce altının ons fiyatı 550 dolar idi. Şimdilerde 1220 dolara çıktı.

Altın fiyatlarının artmasının bir nedeni, dünya para sisteminde ortaya çıkan belirsizliktir. Bir diğer nedeni, Çin ve Japonya’nın kasalarındaki dövizlerin bir kısmını altınla değiştirmeleridir.
TÜFE’ye göre finansal yatırım araçlarının reel getirisi (Yüzde)

Yatırım                                Mayıs         Mayıs’tan Mayıs’a
aracı                                                         Son bir yıl
MEVDUAT FAİZİ ( BRÜT)    1.02           1.33
BORSA                           -4.54          50.13
DOLAR                           3.97            -8.94
EURO                             -2.55          -15.99
Altın (Külçe)                    8.94           -17.49
Mevduat faizi Mayısta yüzde 1.02, yıllık olarak da yüzde 1.33 oranında reel getiri sağladı.
Mevduat faizinin yıllık getirisi üzerinden yüzde 15 oranında stopaj şeklinde gelir vergisi alınıyor. Dolayısıyla mevduat faizinin net getirisi daha da düşüyor. Yüzde 1,1 oranındaki reel faiz düşüktür. Bu şartlarda yerli ve yabancı sıfırdan fiziki yatırımların artması gerekiyor. Ancak istikrar şartları ve kur politikası, bu tür yatırımları engelliyor.
Borsa, dünya ekonomik konjonktürüne uygun olarak ve özellikle Avrupa Birliğinde, Yunanistan, İtalya, İrlanda, İspanya ve Portekiz’deki, bütçe açıkları ve borç yükünün artması gibi sorunlar nedeniyle mayıs ayında düştü. Ancak yıllık bazda en yüksek getiri, yüzde 50.35 oranında reel getiri sağladı.
Dolar, dünyada ve Euro karşısında değer kazandı. Mayıs ayında TL karşısında da değer kazandı. Mayıs ayında yüzde 3.97 reel getiri sağladı. Ancak son bir yıl itibariyle, yüzde 8.94 reel kaybı var.
Euro’nun ise hem Mayısta yüzde 2.55 hem de bir yıllık yüzde 15.99 reel kaybı var.
Merkez Bankası, “IMF tanımına uygun olarak ve on dokuz ülkeye göre (Belçika, Almanya, İspanya, Fransa, İsviçre, Hollanda, İtalya, İngiltere, ABD, Japonya, İsveç, Avusturya, Kanada, Kore, Tayvan, İran, Brezilya, Çin, Yunanistan) 1995 = 100 alarak, reel efektif döviz kuru endeksini hesaplamaktadır. Endekste artış TL’nin reel değer kazancını ifade etmektedir.”
1995 ve TÜFE bazlı reel efektif kur endeksinin değeri, 2003 Ocak ayında 119.2 idi. Mayıs 2010’da 189.3 oldu. Bu demektir ki AKP iktidarında, TL yüzde 58.8 oranında değer kazandı.
Başka bir ifade ile bu gün dolar kurunun 2.49 ve Euro kurunun ise 3.04 olması gerekirdi.
Olmadığı için ne oluyor… Özel sektör dışarıdan borçlanıyor. Sanayi aramalı ve ham maddeyi ithal ediyor. İşsizlik ve cari açık artıyor. Buna karşılık düşük kur enflasyon artışını önlüyor. Sanayici ucuz girdi kullanıyor. Faydası da var… Ancak temelde işsizlik ve açıkların artması istikrarı bozuyor. Gelecek yıllarda Türkiye, net dış borç ödeyen ülke olacaktır. Bu şartlar da fakirleşme getirecektir.

Yatırım                                Mayıs         Mayıs’tan Mayıs’a
aracı                                                         Son bir yıl
MEVDUAT FAİZİ ( BRÜT)    1.02           1.33
BORSA                           -4.54          50.13
DOLAR                           3.97            -8.94
EURO                             -2.55          -15.99
Altın (Külçe)                    8.94           -17.49
Mevduat faizi Mayısta yüzde 1.02, yıllık olarak da yüzde 1.33 oranında reel getiri sağladı.
Mevduat faizinin yıllık getirisi üzerinden yüzde 15 oranında stopaj şeklinde gelir vergisi alınıyor. Dolayısıyla mevduat faizinin net getirisi daha da düşüyor. Yüzde 1,1 oranındaki reel faiz düşüktür. Bu şartlarda yerli ve yabancı sıfırdan fiziki yatırımların artması gerekiyor. Ancak istikrar şartları ve kur politikası, bu tür yatırımları engelliyor.
Borsa, dünya ekonomik konjonktürüne uygun olarak ve özellikle Avrupa Birliğinde, Yunanistan, İtalya, İrlanda, İspanya ve Portekiz’deki, bütçe açıkları ve borç yükünün artması gibi sorunlar nedeniyle mayıs ayında düştü. Ancak yıllık bazda en yüksek getiri, yüzde 50.35 oranında reel getiri sağladı.
Dolar, dünyada ve Euro karşısında değer kazandı. Mayıs ayında TL karşısında da değer kazandı. Mayıs ayında yüzde 3.97 reel getiri sağladı. Ancak son bir yıl itibariyle, yüzde 8.94 reel kaybı var.
Euro’nun ise hem Mayısta yüzde 2.55 hem de bir yıllık yüzde 15.99 reel kaybı var.
Merkez Bankası, “IMF tanımına uygun olarak ve on dokuz ülkeye göre (Belçika, Almanya, İspanya, Fransa, İsviçre, Hollanda, İtalya, İngiltere, ABD, Japonya, İsveç, Avusturya, Kanada, Kore, Tayvan, İran, Brezilya, Çin, Yunanistan) 1995 = 100 alarak, reel efektif döviz kuru endeksini hesaplamaktadır. Endekste artış TL’nin reel değer kazancını ifade etmektedir.”
1995 ve TÜFE bazlı reel efektif kur endeksinin değeri, 2003 Ocak ayında 119.2 idi. Mayıs 2010’da 189.3 oldu. Bu demektir ki AKP iktidarında, TL yüzde 58.8 oranında değer kazandı.
Başka bir ifade ile bu gün dolar kurunun 2.49 ve Euro kurunun ise 3.04 olması gerekirdi.
Olmadığı için ne oluyor… Özel sektör dışarıdan borçlanıyor. Sanayi aramalı ve ham maddeyi ithal ediyor. İşsizlik ve cari açık artıyor. Buna karşılık düşük kur enflasyon artışını önlüyor. Sanayici ucuz girdi kullanıyor. Faydası da var… Ancak temelde işsizlik ve açıkların artması istikrarı bozuyor. Gelecek yıllarda Türkiye, net dış borç ödeyen ülke olacaktır. Bu şartlar da fakirleşme getirecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir