MARTİN WOLF DEVALÜASYON LOBİLİCİĞİ Mİ YAPIYOR?

2000 yılında Enflasyon hedefi yüzde 20 idi. Aynı yıl Serbest Kur uygulamasına göre , dolar kuru yüzde 20 artışa göre ayarlanmıştı.Yıl sonunda enflasyon yüzde 40 oldu. Bir yıl içinde Türk Lirası yüzde 14.3  değer kazandı. Türk Lirası’nın değer kazanması Ocak ve Şubat ayında da devam etti. Şubat 2001 de 14 aylık cari açık , 12 milyar dolara ulaşmıştı.

     O günlerde biz ,    kurlarda bir defalık bir ayarlama yapılmasını , bu ayarlamanın yasayla borç-alacak ilişkilerine de aynen yansıtılmasını, aksi halde kriz olacağını defalarca söyledik, yazdık…

    IMF’nin önerdiği sabit kur uygulamasının yanlış olduğunu, yine o dönemlerdeki IMF başkan yardımcısı da söyledi.

  

 
   Devalüasyon oluncaya  kadar …  Hatta son saate kadar özellikle bazı ekonomi kanalları “Devalüasyon olmaz” diyordu.  Aksini savunanlar ve ayarlama gereğini savunanlar ise “ devalüasyon  lobisi “ olarak itham ettiler. O zaman pozisyon açığı  çok yüksek olan bankaların, bu ithamın altında yer aldığı açıkça belliydi.

    Bugün durum daha farklı… Bankaların pozisyon açığı yüksek değil … Buna karşılık Türk Lirası ise, o günden daha değerli …  Cari açıkta daha yüksek… Büyüme gibi faktörlerde cari açığın artmasına neden oluyor… Ancak asıl neden Türk Lirasının aşırı değer kazanmış olmasıdır.

    Bu şartlarda yapılması gereken kurların tedrici artışına izin vermektir… Dalgalı kur rejimi varken buna imkan var mı? Var olduğunu ve nasıl olacağını da sık sık yazdık. Kaldı ki dalgalı kur “Allah yapısı”  değil .

    Kurların piyasada teşekkül ettiğini söyleyenler var …  Ancak kısa vadeli faizleri de, döviz faizleri de piyasada teşekkül etseydi ,  kimsenin itirazı olmazdı.Ayrıca sanki Türkiye de piyasa o kadar geniş ve rekabet şartları tam olarak işliyor da, kurlar piyasada teşekkül ediyor.

    Kaldı ki kurların düşük, Türk Lirasının değerli olduğu, IMF raporlarında da tenkit edildi…

Önceki gün de,” Financial Times  “ ın ekonomi baş yazarı Martin Wolf  “Devalüasyon bekliyor musunuz sorusuna şu cevabı veriyor :

Evet bekliyorum , Türk Lirası’nın değerinin düşmesi kaçınılmaz ve istenilen bir şey.Burada önemli olan bu değer kaybının yumuşak bir şekilde gerçekleşmesi.

Devalüasyon çok ağır bir şekilde gerçekleşmeden olası bir kriz engellenebilir.

Böylesi bir durumda tehlikenin büyüğü Türkiye’nin borçlarının yabancı kur cinsinden olmasından kaynaklanıyor. Bu gerçekte Türkiye’nin iç ve dış borçlarının düşürülmesinin önemini bir kez daha ortaya çıkarıyor

Sıcak parayla ilgili soruyu da :

“Bu noktada yapılması gereken ;kurları sıcak para girişini yavaşlatacak gerçekçi bir düzeye getirmektir.Türkiye gibi yüksek faiz oranlarının bulunduğu bir ülkede kur dengesizliği önemli bir sorun .Hükümet borçlanma ihtiyacını düşürmeli ve bütün borçlanmalarını Türk Lirası olarak hedeflemeli “ cevabını veriyor.

Acaba “Martin Wolf” da devalüasyon lobiciliğimi yapıyor.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir