İMAM- HATİPLERDE SİYASİ İSTİSMAR

3 Mart 1924 tarihinde yayınlanan Tevhid-i Tedrisat Kanunu yayınlandı… Halen yürürlükte olan Bu kanunun 4. maddesi:

‘’Maarif vekaleti Yüksek diniyat mütehassısları yetiştirilmek üzere darülfununda bir ilahiyat fakültesi tesis ve imamet ve hitabet gibi hidematı diniyenin ifası vazifesiyle mükellef memurların yetişmesi için de aynı mektepler küşat edecektir. ‘’ şeklindedir.

 

Bu 4. madde günümüz Türkçe’siyle yazarsak şöyle olur: ‘’Milli Eğitim Bakanlığı, yüksek din uzmanları yetiştirilmesi için Üniversitede bir ilahiyat  Fakültesi açacak, imamet ve hatiplik gibi dini hizmetlerin görülebilmesi için de ayrı okullar açacaktır.‘’

 

Bu kanundan sonra, o zaman mevcut 479 medrese kapatıldı. Bunların içinden 29 tanesi ‘’İmam-Hatip Mektebi‘’ ne dönüştürüldü.

 

 

 

1951 yılına kadar, imam hatip mektepleri işlevini kaybetti.. Demokrat parti döneminde, Adnan Menderesin Başbakanlığında, 1951 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Kararı ile 7 ilde birer imam- hatip okulu açıldı.

 

1973 yılına kadar, imam- hatipler hep Tevhidi Tedrisat Kanunun öngördüğü gibi, yalnızca dini hizmetlerin görülmesi için açılan okullardı. 14 Haziran 1973 yılında, Adalet Partisi ve Cumhuriyetçi Güven Partisi koalisyonu  ve Maim Talu Hükümeti zamanında, Milli Eğitim Temel Kanunu çıkarıldı. Bu kanun ile İmam–hatipler lise oldu ve Üniversiteye girme hakkı verildi.

 

Bu yasanın 32. maddesi şöyledir… ‘’İmam – hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur’an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığınca açılan ortaöğretim sistemi içinde, hem mesleğe hem yüksek öğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır.‘’

 

Aslında, Bu temel yasa ile tevhidi tedrisat kanunu temel yasası arasında çelişki var. Zira temel yasada, ilahiyat fakültesi ve imam hatip okullarının görev alanlarını belirlemiş.

 

Bu güne kadar, her siyasi iktidar imam- hatip postundan pay kapmaya uğraştı. Özellikle 1980 ihtilali ve Kenan Evrenin en büyük yanlışı, Yüksek Öğrenimi Doğramacıya teslim etmesi ve İmam-hatipleri bir popülizm aracı olarak kullanmasıdır.

 

Koalisyonlar dönemlerinde bu istismarlar arttı. Örneğin Tansu Çiller’in Başbakan olduğu Doğru Yol Partisi ve Refah koalisyonunda İmam hatip Lise sayısı 5000’e çıktı. Öğrenci sayısı ise yarım milyona çıktı.

 

Ancak hiçbir siyasi iktidar ve hiçbir Başbakan, bu gün Tayip Erdoğan’ın yaptığı gibi bu işi bir siyasi slogan haline  getirmedi.

 

1999 öncesi imam hatip liselerinin üçte biri ilahiyat fakültelerine, üçte ikisi diğer fakültelere girdi. Bu yüzden YÖK 1999 yılında katsayı sistemini getirdi. Son beş yıl içinde imam hatiplerde okuyan öğrenci sayısı, 60 bine indi. Şimdi YÖK yeniden katsayı sistemini kaldırdı.

 

İmam- hatip liselerini, siyasilerin tasallutundan, istismarından kurtarmak  gerekir. Gerçekte Türkiye’nin Kuranı gerçekçi açıdan yorumlayan, Arap geleneği ile dini kuralları birbirinden ayırt eden, ulusal bilinç sahibi, aydın din adamlarına ihtiyacı var.

 

Bu çerçevede, Türkiye’nin ne kadar ilahiyat fakültesi mezununa ihtiyacı var, ne kadar imam- hatip mezununa ihtiyacı var, önce bu ihtiyaç tespit edilip, ona göre din eğitimi yeniden organize edilerek, imam hatipliliği militan olarak kullanmak isteyenlerin  elinden kurtarmak zorundayız.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir