Türkiye İstatistik Enstitüsü (TÜİK ) her ay, Mevduat faizi, Borsa, Dolar, Euro ve Devlet iç borçlanma senetleri olarak, finansal yatırım araçlarının nominal ve ayrıca Yİ-ÜFE’ye ve TÜFE’ ye göre reel getiri oranlarını açıklıyor. Geçen haftada Mayıs ayı itibariyle, söz konusu finansal yatırım araçlarının, aylık, üç aylık, altı aylık ve yıllık nominal ve reel getiri oranlarını açıkladı.
Mayıs ayında, TÜFE’ ye göre yıllık reel getiri olarak en yüksek getiriyi yüzde 9.38 getiri oranı ile külçe Altın sağladı. Külçe altın geçen sene mayıs ayında da yıllık yüzde 8.64 reel getiri sağladı. Altın fiyatları da dolar kuru gibi dünya fiyatlarına bağlı olarak değişiyor. Dünyada ve özelikle Çin’de Merkez Bankaları Uluslararası döviz rezervi olarak daha çok altın tutmaya başladı. Zira altın gibi bir değere bağlı olmayan dolar ve Euro gibi kağıtlara, dünyada giderek güven azalıyor.
Bizde Merkez Bankası rezervleri içinde 2013 yılında saf altın değeri 13 milyar 731 milyon dolar iken, 2016 Nisan ayında 15 milyar 495 milyon dolara yükseldi. Yani iki yılda değer olarak yüzde 13 arttı. Bu süre zarfında dolar kuru fazla değişmedi.
Aşağıdaki tabloda 2015 yılında ton olarak dünyada en fazla altın rezervi olan ülkeler yer alıyor. Türkiye altın rezervi sıralamasında dünyada 17 ülkedir.
Çin’in uluslar arası döviz rezervi 3.3 trilyon dolardır. Çinin rezervleri içinde altın rezervlerini artırması, altına olan talebi artırması açısından dikkat çekicidir.
2. Mevduat, son dört yıldır eksi reel faiz getiriyor. Bu mayıs ayında eksi 1.57 brüt reel kayıp getirdi. Nominal faizler üstünden alınan Yüzde 15 vergi kesintisinden sonra kayıp daha da artıyor.
3. Devlet İç borçlanma senetleri, geçen sene reel getirisi sıfıra yakındı. Bu sene faiz tartışmaları bu senetlerin piyasa faizini artırdı. Ayrıca TÜFE’nin yüzde 6.58’ e gerilemesi de etkili oldu. DİB yıllık reel faizi 2.24 oldu.
Ekonomi hayatımız, dolar arttı… Borsa düştü… Altında değişme yok… Yâda bunların tersi… Şeklinde geçiyor. Ekonomik analizler yalnızca para ve faiz politikaları ile finansal yatırım araçlarının tekeline girdi. Gazete ve televizyonlar da, ekonomi tartışmaları bu tekel dışına çıkamıyor.
Sonuç olarak, Leyleğin ömrü lak-lakla geçer… Küreselleşme ile birlikte bizim ömrümüz de finans havuzunda geçiyor.