KUZEY KORENİN İDEOLOJİK TAKINTISI

Kuzey Kore’de halkın refah seviyesi düşüktür. Uzaydan gece  çekilmiş resimlerine  bakarsak , Güney Kore’nin aydınlık , Kuzey Kore’nin ise kapkaranlık olduğu net bir şekilde görülüyor. Kuzey Kore neden Halkın refahını artırmak  yerine , nükleer denemelerle uğraşıyor? Bunun tek nedeni var , Demokrasi yok… Demokrasi olsaydı, bizin sorduğumuz bu soruyu halkta sorardı. 

1950 yılına kadar Tek bir devlet iken kişi başına düşen milli gelir seviyesi aynı olan Kuzey ve Güney Kore’nin bu gün aralarındaki kalkınmışlık farkı  Kore’nin Fert başına Nominal Milli Geliri 25 bin doları geçmiştir. Buna karşın, tek partili ve dikta bir rejimle yönetilen Kuzey Kore’nin fert başına geliri 1244 dolardır.(Aşağıdaki tablo )

 

 

GÜNEY VE KUZEY KORE REFAH GÖSTERGELERİ

                                                                                           

                                                                                             GÜNEY KORE      KUZEY KORE

FERT BAŞINA GELİR (NOMİNAL DOLAR )                               25.189                     1.244

ORTALAMA ÖMÜR( 2014 –YIL)                                                  77-81                       70-79                                                     

İNTERNET KULLANIM ORANI (2012-YÜZDE )                            81.5                         0.1

İHRACAT (MİLYAR DOLAR )                                                         552                          4.7

DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ SIRALAMSINDAKİ YERİ (2012)     50                        178                  

 

Kuzey Kore’nin gelir ve kalkınma göstergeleri çok düşüktür. Oysaki Kuzey Kore’nin altyapı zenginliği daha fazladır. Zengin kömür ve maden yataklarına sahiptir. 

Kuzey Kore’de Başkanlık sistemi vardır. Adına devlet başkanı deniliyor. Sistemin adı da Kore Demokratik Halk Cumhuriyetidir. Ancak fiilen dikta rejimi vardır. 1994 yılın da devlet başkanı Kim Sun ‘un ölümünden sonra, ülkeyi oğlu Kim Jongil yönetmeye başlamıştır. 17 Aralık 2011 tarihinde ülkenin 70 yaşındaki lideri Kim Jongil öldüğünde yönetim halka oğlu ve liderin varisi Kim Jongun etrafında toplanma çağrısı yapmıştır. Kim Jongn’ a yüce lider ve devlet başkanı denilmektedir.

Güney Kore’de de başkanlık sistemi hâkimdir. 1972 Anayasasıyla yürütme görevi, Ulusal Konferans tarafından beş yıl için seçilen Cumhurbaşkanına verilmiştir. Ülkede Cumhurbaşkanı yürütmenin başıdır ve beş yıl için halk tarafından seçilir. Yürütmeyle ilgili kararların tamamı Cumhurbaşkanının kontrolündedir. Ancak demokratik dengeler konulmuştur. 

Güney Kore’de Cumhurbaşkanlığına aday olacak kişi eğer herhangi bir siyasi kimliğe sahipse (parti üyeliği veya milletvekilliği gibi) seçimlerden en az bir yıl önce bu görevinden istifa etmek zorundadır. Yine Cumhurbaşkanı’nın atadığı Başbakan’ın göreve başlayabilmesi için Meclis tarafından onaylanması, Bakanların adaylığı için de Meclis oturumu gerekmektedir. 

Güney Kore, ABD Freedom House ‘un yaptığı anketlerde, özgürlük ve demokrasi sıralamasında ‘’Özgür ülke ‘’ statüsündedir ve ön sıralarda yer alıyor. Kuzey Kore ise ‘’ Özgür olmayan ülke  ‘’ statüsündedir ve son sıralardadır. 

Toplumlar neden  ‘’Kim Jong-Un ‘’ gibi deliler yaratıyor ? 

Marksizm , uçuk liberalizm  gibi sosyo-ekonomik sistemler, siyasi islam gibi akımlar , her zaman ve her zeminde diktaya gitmiştir. Toplumu ve rejimi dönüştürmeye yönelik radikal düşünce ve eylemler Demokrasiyi her zaman bir engel olarak görmüştür.

Solda ‘’devrim’’ , Siyasal İslam’da ‘’dava’’…

Her iki radikal düşünce, demokrasinin yolunu tıkar. Zira bu temel hedeflerin insanlığa daha çok mutluluk getireceğine inananların vizyonu demokrasinin erdemlerine kapalıdır. Hatta devrim ve dava için demokrasiyi zararlı bulurlar. Zira Demokratik hukuk düzeni, rejim değişikliğini cezalandırır.

İdeolojinin insan refahına hizmet etmesi için, önce demokratik karakterde olması gerekir. Aksi halde insanlığın fakirlikte eşitleyen sistemler ortaya çıkar. Dünyanın yaşadığı Marksist düzenlerde, demokrasi öncelikli amaç olmamıştır. 

Aynı şekilde  Laik olmayan radikal islam ülkelerinde petrol gelirleri  yalnızca belli kişilere veya guruplara  gitmiş ve bu ülkelerde kalkınma olmamıştır. 

Özetle ,  ideolojik takıntılar kalkınma önünde engeldir. Çünkü bu sistemler ve uygulamalar, demokrasiyi ve ekonomiyi dar bir ideoloji kalıbına sokuyor ve bunun maliyetini toplumlar çekiyor.  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir