KURT KARANLIĞI SEVER

“Hazine Müsteşarlığı tarafından gerçekleştirilecek borç üstlenimi hakkında yönetmelik” e göre özel sektörün aldığı “yap işlet devret”  projeleri ile Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıkları tarafından yine özel sektöre yaptırılan “yap kirala devret” projelerinde, yurt dışından alınacak kredilerde, hazine borç üstlenim taahhüdü verecek. Aslında bu özel şirketlere hazine dış borç tahsisi yapacak demektir. 
İdare ile yapılan sözleşmede, sözleşmenin süresinden önce feshedilerek tesisin idare tarafından devralınmasının öngörülmesi halinde şirketin aldığı kredileri müsteşarlık üstlenecek. Söz konusu taahhüt Hazine Müsteşarlığının talebi ve Bakanlar Kurulu kararı ile olabilecek. 

 

Bu yönetmelik “Kamu Finansmanı ve borç yönetiminin düzenlenmesi hakkındaki kanunun”  8. Maddesine göre düzenlendi. Bu madde 21 Şubat 2013 tarihinde yürürlüğe girdi. Dolayısıyla bu tarihten sonraki ihaleler için uygulanabilecek. Ancak yönetmelikte geçici ikinci maddeye göre, üçüncü köprü ve üçüncü hava limanı ile halen proje aşamasında olan yap kirala devret şeklinde ihale alan şirketler de isterlerse bu tahsisten yararlanacaklar. 
Ayrıca bu 8. Maddeye göre, “Mali yıl içinde taahhüt edilecek borç üstleniminin limiti, merkezi yönetim bütçe kanunu ile belirlenir” deniliyor. Bu şartlarda 2014 bütçesine girmeden üçüncü köprü ve hava alanı bu kapsama nasıl alınacak?
Bu yönetmelikte temel sorunlardan birisi teminat sorunudur. Zira şirketlerden, kredi borcunun tamamı için teminat istenmeyecek. Yönetmeliğe göre borcunu devlete ödetme riski bulunan şirketlerden kredinin tamamı yerine ’en yüksek taksitin yüzde 10 fazlası’kadar kefalet istenecek. Bu sorun topluma bir dış borç  maliyeti getirecek potansiyelde bir sorundur. 
Türkiye’nin dış borçlarının 400 milyar dolara yaklaşması, hükümetin dış siyasi ilişkilerde birçok ülkeyle ters düşmesi, FED’in Türkiye’yi dünyanın en kırılgan ekonomisi olarak ilan etmesi, 17 Aralık sonrası ortaya çıkan ve tırmanan siyasi sorunlar, demokrasi ve insan hakları ihlallerine dış tepkileri, özel sektörü ve hazineyi yurt dışından kredi bulmakta zorlamaya başladı. O kadar ki bazı bankaların yüksek faizle ancak kredi buldukları biliniyor. 
Bu şartlarda hazine daha kolay dış borç bulabilir ve fakat yine de geçen yıllara göre daha yüksek faiz ödeyeceği kaçınılmaz olacaktır. 
Hazinenin dış borç üstlenmesi ile ilgili tespitler şunlardır. :
1.2013 başında kanunda yapılan değişiklik ve şimdi bu kanuna göre çıkarılan yönetmelik, görünürde büyük yatırımların tamamlanması gibi dizayn edilmiştir. Ancak bu kadar karışık bir süreç ve şartları taşıyan uygulamada karanlık sorunlar çıkması kaçınılmazdır. Kurt karanlığı sever.
2.Bu kanun Plan-Bütçe Komisyonu’ndan geçerken muhalefet partileri yok muydu? Neden kamu oyuna bu karanlık oyunu açıklamadılar?   
3.Yap işlet devret ile yap kirala  devret uygulamalarında, devlet aynı zamanda çeşitli şekillerde talep ve kâr garantisi vermektedir. Söz gelimi, üçüncü hava alanı için tarife ve gelir güvencesi verildi. Atatürk Havalimanı’nın özel jetler dışında uçuşa kapatılması karara bağlandı. Ayrıca 25 yıl boyunca İstanbul’da başka bir havalimanı inşa edilmeyeceği sözü verildi. Böyle garantilerin verilmesi yanlıştır. Bunlar  serbest piyasa kurallarına aykırıdır. Haksız rekabet yaratmaktadır.
4. Yap işlet devret modellerinde ihaleyi alanlar, yıllık gelir tahminleri üzerine kredi faizleri ve kâr paylarını koyarak bu günkü değere çevirmekte ve teklif vermektedirler. Bu şartlarda hazine dış borç taahhüdüne girmek yerine, aldığı dış borçla doğrudan ihale yapsa, yatırım maliyeti daha düşük olur

Bu yönetmelik “Kamu Finansmanı ve borç yönetiminin düzenlenmesi hakkındaki kanunun”  8. Maddesine göre düzenlendi. Bu madde 21 Şubat 2013 tarihinde yürürlüğe girdi. Dolayısıyla bu tarihten sonraki ihaleler için uygulanabilecek. Ancak yönetmelikte geçici ikinci maddeye göre, üçüncü köprü ve üçüncü hava limanı ile halen proje aşamasında olan yap kirala devret şeklinde ihale alan şirketler de isterlerse bu tahsisten yararlanacaklar. 
Ayrıca bu 8. Maddeye göre, “Mali yıl içinde taahhüt edilecek borç üstleniminin limiti, merkezi yönetim bütçe kanunu ile belirlenir” deniliyor. Bu şartlarda 2014 bütçesine girmeden üçüncü köprü ve hava alanı bu kapsama nasıl alınacak?
Bu yönetmelikte temel sorunlardan birisi teminat sorunudur. Zira şirketlerden, kredi borcunun tamamı için teminat istenmeyecek. Yönetmeliğe göre borcunu devlete ödetme riski bulunan şirketlerden kredinin tamamı yerine ’en yüksek taksitin yüzde 10 fazlası’kadar kefalet istenecek. Bu sorun topluma bir dış borç  maliyeti getirecek potansiyelde bir sorundur. 
Türkiye’nin dış borçlarının 400 milyar dolara yaklaşması, hükümetin dış siyasi ilişkilerde birçok ülkeyle ters düşmesi, FED’in Türkiye’yi dünyanın en kırılgan ekonomisi olarak ilan etmesi, 17 Aralık sonrası ortaya çıkan ve tırmanan siyasi sorunlar, demokrasi ve insan hakları ihlallerine dış tepkileri, özel sektörü ve hazineyi yurt dışından kredi bulmakta zorlamaya başladı. O kadar ki bazı bankaların yüksek faizle ancak kredi buldukları biliniyor. 
Bu şartlarda hazine daha kolay dış borç bulabilir ve fakat yine de geçen yıllara göre daha yüksek faiz ödeyeceği kaçınılmaz olacaktır. 
Hazinenin dış borç üstlenmesi ile ilgili tespitler şunlardır. :
1.2013 başında kanunda yapılan değişiklik ve şimdi bu kanuna göre çıkarılan yönetmelik, görünürde büyük yatırımların tamamlanması gibi dizayn edilmiştir. Ancak bu kadar karışık bir süreç ve şartları taşıyan uygulamada karanlık sorunlar çıkması kaçınılmazdır. Kurt karanlığı sever.
2.Bu kanun Plan-Bütçe Komisyonu’ndan geçerken muhalefet partileri yok muydu? Neden kamu oyuna bu karanlık oyunu açıklamadılar?   
3.Yap işlet devret ile yap kirala  devret uygulamalarında, devlet aynı zamanda çeşitli şekillerde talep ve kâr garantisi vermektedir. Söz gelimi, üçüncü hava alanı için tarife ve gelir güvencesi verildi. Atatürk Havalimanı’nın özel jetler dışında uçuşa kapatılması karara bağlandı. Ayrıca 25 yıl boyunca İstanbul’da başka bir havalimanı inşa edilmeyeceği sözü verildi. Böyle garantilerin verilmesi yanlıştır. Bunlar  serbest piyasa kurallarına aykırıdır. Haksız rekabet yaratmaktadır.
4. Yap işlet devret modellerinde ihaleyi alanlar, yıllık gelir tahminleri üzerine kredi faizleri ve kâr paylarını koyarak bu günkü değere çevirmekte ve teklif vermektedirler. Bu şartlarda hazine dış borç taahhüdüne girmek yerine, aldığı dış borçla doğrudan ihale yapsa, yatırım maliyeti daha düşük olur

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir