20 Eylülde bir dolar 3.4872 liraydı. Bir ay sonra dün ise bir dolar 3.6877 Liraya yükseldi. Yani bir ayda dolar kuru yüzde 5,75 oranında arttı. Bu artışta vize sorunu belirleyici bir faktör oldu.
Bizde ekonomi aşırı kırılgan olduğu için kur hareketleri de daha sert olmaktadır. Yalnızca ekonomik değil, siyasi ve sosyal olaylar da kur üstünde etkili olmaktadır. Ancak TL ‘nin ve kurların aşırı değer kazanmış olması, bu hareketlerin aşağı veya yukarı doğru olan hızını sınırlamaktadır.
Şimdi kurlar aşırı değerli ve TL düşük değerdedir. Bu durumu Merkez Bankası reel kur endeksinden anlıyoruz.
Merkez Bankası, Türkiye’nin dış ticaretinde önemli paya sahip ülkelerin para birimlerinden oluşan sepete göre Nominal efektif döviz kuru hesaplamaktadır. MB tarifine göre bu değer ‘’ Türk lirasının ağırlıklı ortalama değeridir. Ağırlıklar ikili ticaret akımları kullanılarak belirlenmektedir. Reel efektif döviz kuru ise nominal efektif döviz kurundaki nispi fiyat etkileri arındırılarak elde edilmektedir. ‘’
Reel efektif döviz kuru endeksleri, 2003 baz yılı olmak üzere TÜFE , Yİ-ÜFE ‘ye göre hesaplanmaktadır.
MB Eylül ayı için TÜFE ‘ye göre hesaplanan Reel efektif döviz kuru endeksini 90.30 olarak açıkladı. Bu demektir ki, Eylül ayında bir dolar bir Euro’dan oluşan döviz sepeti, TL karşısında yüzde 9.7 oranında daha değerli idi. Enflasyonu ihmal ederek düne göre hesaplarsak, Döviz sepeti TL karşısında yüzde 14.41 oranında daha değerlidir. (Aşağıdaki tablo )
Bu nedenle kurlar üstünde aşağı doğru bir baskı var demektir. Çok önemli siyasi veya ekonomik bir sorun yaşamazsak, normal şartlarda kurların daha da artmaması gerekir.
TÜFE BAZLI REEL EFEKTİF DÖVİZ KURU ENDEKSİ
EYLÜL AYI ORTALAMASI OLARAK :
DÖVİZ SEPETİ ( 1 EURO +1 DOLAR ) TL : 7.6522
MB TÜFE BAZLI REEL KUR ENDEKSİ : 90.30
11 EKİM 2017 :
DÖVİZ SEPETİ ( 1 EURO + 1 DOLAR ) TL : 8.045
HESAPLANAN TÜFE BAZLI REEL KUR ENDEKSİ ( ENFLASYON İHMAL EDİLMİŞTİR) : 85.59
DÖVİZ KURLARI TL KARŞISINDA YÜZDE 14.41 ORANINDA DAHA DEĞERLİDİR.
|
2001 yılında Türkiye bir devalüasyon yaşadı. Piyasalar dalgalanmaya bırakıldı. 670 bin lira olan dolar 21 Şubatta bir milyon lirayı geçti. Yapılan bu örtülü devalüasyonda TL yüzde 40 dolayında değer kaybetti. Yabancı bankalar vadesi gelmemiş kredilerini geri çekmeye başladı. Bankalar arası para piyasasında gecelik faiz yüzde 6200 e çıktı.
IMF, Türkiye ye yabancı yatırım sermayesi gelsin döviz ihtiyacı karşılansın ve büyüme sağlansın gerekçesi ile dalgalı kur önerdi. Bizimkiler de üstüne atladı.
Bu defa evdeki hesap çarşıya uymadı… Hiçbir denetim ve sınırlama olmadığı için, sıcak para hareketleri hızlandı. Sıcak para girişi Kur baskısı yarattı. Siyasi iktidar da düşük kuru kullandı. Ancak sonuçta dışa bağımlı bir üretim yapısı oluştu ve cari açık daha da artarak devam etti.
Sıcak para etkisi ile MB TÜFE bazlı reel kur endeksine göre, ağustos 2008 ‘de TL döviz karşısında yüzde 26.38 oranında, Ekim 2010 da yüzde 25.3 oranında daha değerli idi.
Bu durum Mayıs 2015 ten sonra tersine dönmeye başladı ve dün TL yüzde 14 daha düşük değerde idi.
Dövizde en büyük risk, ani bir panik ile sıcak paranın bir gecede çıkmasıdır. Bunu 2001 krizinde bizim gibi Arjantin de yaşadı.
Çözüm, kur politikasını değiştirmektir. Ancak bu defa da Türkiye düşmüş olduğu sıcak para tuzağını aşamıyor.