KÜRESEL ENERJİ BİTİYOR MU?

Çinin yüksek büyümesindeki gerileme, Ortadoğu’da jeopolitik risklerin artması, Rusya’nın Kırımı ilhakı, 2016 yılı büyüme oranlarını da etkileyecek. 2016 yılında gelişmiş ülkeler yüzde 2 gelişmekte olan ülkeler ise ortalama yüzde 4 büyüyecek. 

2016 yılında, Brezilya, Rusya, Kazakistan, Kolombiya da büyüme eksi olacak, yani bu ülkelerin ekonomileri daralacak. Petrol gelirlerinin düşmesi ve Putin’in dengesiz dış politikası, 2016 yılında ağır bir Rusya krizi yaratabilir.

2015 yılında 72.9 milyar dolar olan Dünya Milli gelirinin ortalama yüzde 3.8 oranında artarak, 2016 yılında 75.7 trilyon dolar olması bekleniyor. Aslında bu büyüme oranı düşük bir büyüme değildir. Ne var ki dünya Milli Gelirinin dağılımı aşırı dengesizdir. 

  

 

2016 yılında Beş büyük ülkenin, ABD, Çin, Japonya, Almanya ve İngiltere’nin Milli gelir toplamı 41.7 milyar dolar olması bekleniyor. Beş ülkenin milli geliri toplam 186 ülkeyi kapsayan Dünya milli gelirinin yarısından fazlasını, yüzde 55’ini oluşturuyor.( Aşağıdaki tablo )

Öte yandan, 2016 yılı bazı gelişmiş ülkeler açısından, potansiyel bir dış borç sorunu da yaratabilir.

1980 ‘li yıllarda Dünya, Latin Amerika ülkelerinde dış borç krizi yaşadı. O zaman dış borç sorunu yaşayan 18 ülkeden alacaklı olanlar, Paris anlaşması ile bu borçların bir kısmını sildiler, bir kısmının da vadesini uzattılar. Türkiye o dönemde borç krizi yaşayan ülkeler içinde değildi.

 Bu gün sermaye hareketlerinin serbest olması ve dalgalı kur sistemi, aynı şekilde sert bir kriz yaratmayabilir ve fakat Yunanistan’da olduğu gibi krizin olmayacağı anlamına da gelmez.

Aşağıdaki tabloda, fert başına yüz bin liradan daha yüksek dış borcu olan ülkeler yer almaktadır. Lüksemburg’da nüfus başına düşen  

Dış borç miktarı 4 milyon dolardan fazladır. İrlanda da 500 bin dolardan fazladır. Türkiye de 4600 dolardır. 

 

Dış borçlarda, ülkenin toplam dış borcu, tek başına dış borç yükünü göstermez. Fert başına düşen dış borç miktarına ve ayrıca dış borçların GSYH ‘ya oranı da bakmak gerekir.

Bütün bu göstergelere rağmen, dış borç yükü yüksek olmayabilir. Eğer dış borç yatırım yapmak için alınmışsa, yeni yatırımlar üretim ve istihdam yaratır ve büyümeye katkı yapar. Büyüme gelir artışı demektir. Dış borçlarla yapılan yatırımlar kendi kendini öder. Buna karşılık dış açıkların kapatılması ve tüketim için yapılan dış borçlanma daha fazla yük getirir.

Sonuç olarak, jeopolitik şartlarda ani bir iyileşme olmazsa, 2016 yılı 2015 yılından daha sıkıntılı geçer.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir