TÜİK’ in en son açıkladığı 2008 Ekim ayında, işsiz sayısı 554 bin kişi arttı. Ekonomik krizlerin maliyeti, üretimin düşmesi, işsizliğin artması ve fakirleşme şeklinde ortaya çıkıyor. En önemli sorunda, krizin dibe vurmasıdır.
Krizin dibe vurması, artan işsizlerin, fakirleşen halkın, çareyi sokaklarda ve anarşide aramasıdır. Türkiye’de bu yola kadar gitmesi beklenemez. Ancak hükümetin de işin farkına varmıyor olması, ekonomik ajanların moralini bozuyor.
Her geçen gün krizin dibe vurma riskini artırıyor. Ekonomik krizlerin yanlış yönetilmesi, krizler açısından kısır döngü oluşturuyor. Psikolojik beklentileri daha olumsuz kılıyor. Kriz derinleşiyor.
Bu anlamda, üreticinin de, tüketicinin de, gerek hükümete ve gerekse düzene güveni kalmadı.
– Örneğin Merkez Bankası’nın hazırladığı, reel sektör güven endeksi 2007 sonunda 101.4 iken, 2008 sonunda 52.3’e düştü.
– Yine Tüketici Güven Endeksi de 2007 sonunda 93 iken, 2008 sonunda 69.90’a geriledi.
Durgunluktan çıkış ve yeni istihdam yaratması için, hükümetin toplam talebi genişletici önlemler alması kaçınılmazdır.
Bazı önlemler şunlar olabilir:
1 ) Ele geçen asgari ücret 527 liradır. Bu ücret fakirlik sınırının altında kalan bir ücrettir. Önce asgari ücreti yüzde 50 artırıp 790 liraya çıkarmak gerekir. Aynı zamanda istihdam üzerindeki vergi ve prim yükünü de yüzde 40 düzeyinden AB ortalaması olan yüzde 25’e indirmek gerekir.
İstihdam yükünün düşürülmesi ile, kayıt dışı istihdamın önemli bir kısmı da kayıt altına girer.
Çiftçiler desteklensin
2) TMO’nun taban fiyat ilan etmesi, çiftçinin ürününü alması ve ürün hasadından önce çiftçiye avans vermelidir. Bu takdirde bu güne kadar ihmal edilen tarım nüfusunun geliri artacaktır.
3) Öğrenciye verilen 100- 150 lira göstermelik burs yerine, isteyene 300 lira eğitim kredisi verilmelidir.
4) Kredi kartları ve banka kartları faizleri yüzde 60- 70 düzeyinden, mevduat faizi artı yüzde 50 düzeyine (bugünkü şartlara yüzde 25 oranına ) indirilmeli.
5) Yapılan her yatırım teşvik edilmelidir: Özelleştirme gelir ve taksitleri tamamıyla kamu altyapı yatırımlarına aktarılsın.
– Konjonktürel etki oluşması için tüm yatırımlar teşvik edilsin. Buna paralel olarak yatırımları daha cazip kılması için kurumlar vergisi yüzde 30’a çıkarılsın.
Yatırım yapana vergi istisnası getirilsin.
– Özel yatırımlara, istihdam şartına bağlı kamu arsası tahsis edilsin.
– MB gecelik faiz oranlarını tek rakamlara indirsin.
6) Piyasalara güven vermesi için hükümet yeni program açıklasın.