Ömer hayyam ‘’ Doyacak kadar aşın varsa , başını sokacak bir damın , insanoğluna kulluk etmiyorsan , tamam , güneşli günler içindesin. ‘’ diyor.
Bizim insanımız her ne pahasına olursa olsun , önce başını sokacak bir dam edinmeye çalışır. Ne var ki , konut piyasası en büyük spekülasyonun ve en büyük sömürünün olduğu bir piyasadır.
Elbette bu yanlışın temel sorumlusu siyasi iktidardır. Çünkü , piyasanın denetimi , devlet adına siyasi iktidarlardadır. Spekülasyonu önlemek te devlet adına Hükümetin görevidir.
Sonuç olarak elbette ki bu gün artan konut fiyatlarının temel nedeni de siyasi iktidarın uygulamakta olduğu konut politikasıdır.
Ailelerin zaruri harcamalarının yarısı konut ve kira giderleridir. Dünyada da da bu sorun farklı değildir.
Türkiye de konut fiyatları neden artıyor ? sorusunu herkes birbirine soruyor ? Bizim okuyucular arasında da birçok arkadaşımız aynı soruyu soruyor… Son olarak Ankara da oturan Selahahattin Aydın ve Tuzlada oturan Vural Akçabay gibi bazı okuyucalar da, konut arzının fazla olmasına rağmen , konut fiyatlarının neden arttığını soruyor ?
Konut arzı , konut talebinden fazla ise , piyasa kuralları gereği , konut fiyatlarının düşmesi gerekiyor. .. Ancak piyasada oligopol yapı varsa , bu kural işlemez.
Oligopol piyasa ne demektir ? Oligopol piyasası, az sayıda şirketin alıcı veya satıcı olarak piyasaya hakim olmasıdır. Konut piyasasını düzenleyen tek şirket TOKİ’ dir. Özel şirketler TOKİ’ nin belirlediği piyasa içinde faaliyet göstermektedir. Tek, tük iş yapan müteahhitlerin iş hacimleri piyasayı belirleyecek standartlarda değildir. Ucuza da konut satamazlar , çünkü girdi maliyetleri de arttı.
TOKİ , devlet arazilerini bedava kullanıyor. Bu arazilerde istediği planlamayı yapıyor. İstediği yerde konut yapıyor. Bunları yaparken kat karşılığı olarak taşaron müteahhit kullanıyor. Her ne halse lüks konutları yapanlar hep aynı müteahhitler ! Bu müteahhitler de piyasada tekel oldular. Bu taşaron müteahhitlerin adı TOKİ’nin de önüne geçti.
TOKİ ‘ nin yasal dayanağı toplu konut yapmaktır. Ne var ki TOKİ lüks konut yapıyor. Bu konutlarınyüksek fiyatla satışından doğan satış gelirini kat karşılığı inşaat yapan taşaronlarla bölüşüyor. Konut satışlarında karlılık oranı yüzde 100’e ulaşıyor.
TÜİK’in hesapladığı bina inşaat maliyetleri , enflasyonun önünde gidiyor. Söz gelimi 2011 yılının son çeyreğinde enflasyonun yüzde 10 dolayında olmasına karşın , bina inşaat maliyetindeki artış yüzde 13.79 oldu. Bu artışın içinde işçilik ücretlerindeki bir yıllık artış yüzde 6.24 olmuştur ve enflasyonun altındadır. Buna karşılık malzeme fiyatlarındaki artış yüzde 16.13 olmuştur. Maliyetleri artıran malzeme fiyatlarındaki artıştır. Malzeme fiyatlarındaki bu artışı kimin çözmesi gerekir ? Elbetteki Hükümetin.
Öte yandan , yine TÜİK’in finansal araçlar 2011 yılı reel getirisi hesabına göre 2011 yılı başında , bankaya mevduat yatıranın , yüzde 15 oranındaki vergi kesintisinden sonra yıl sonunda reel faizi eksi yüzde 3 oldu. Yani mevduat eksi faiz getirdi. Bu şartlarda , insanlar ellerine geçen parayı erimesin diye konut ve gayrimenkule yatırıyor. Artışın bir nedeni de bu eksi faizdir.
AKP öncesi , konut kooperatifleri teşvik edilirdi. Bazı meslek sahipleri , bir işyerinde çalışanlar , kooperatif kurarak , ucuza konut edinirlerdi. Bu gün bu imkanlar da kalkmış durumdadır. Yapılması gerekenlerden birisi de kooperatifleri yeniden teşvik etmek olmalıdır.