Merkez Bankası, gecelik faizleri indirince, bankalar da konut kredi faizlerini düşürmeye başladılar. Konut kredisi faizlerinin düşmesinin bir nedeni de bankaların yurt dışından yeniden borç para bulmaları ve bunu değerlendirmek istemeleridir.
Konut sektörünün canlanması, ekonomide canlanmayı ve resesyondan çıkışı da hızlandıracaktır. İnşaat sektörü ekonomide sürükleyici sektördür. Bu sektörün canlanması diğer yan sektörlerin de canlanmasına ve istihdam artışına imkan verecektir.
Aslında, faizler para politikasının en önemli aracıdır. Diğer iktisat ve maliye politikası araçları ile birlikte ve koordineli olarak uygulanırsa, resesyondan çıkış etkisi daha yüksek olacaktır. Mutlaka ki, resesyondan çıkışta psikolojik faktörlerin, beklentilerin de önemli katkısı olacaktır. Ancak beklentiler sermaye piyasasında hemen etkiliyor, reel piyasaları ise daha geç etkiliyor… Veya hiç etkilemiyor.
Örneğin, Odalar Birliğinin resesyondan çıkış için vatandaşa simit, sakız al demesi, işsizler için, parası olmayanlar için, kredi kartı borcundan icralık olanlar için, tarlada domatesi çürüyen çiftçiler için ters tepiyor… İnsanlar kendileri ile dalga geçildiğini düşünüyorlar.
Konut alacaklara ABD’ deki Mortgage krizini hatırlayanlar var… Ne var ki ABD’ deki Mortgage krizi bu kredilerin sermaye piyasasında istismar edilmesinden doğdu. O zaman FED eski başkanı, ‘’her bir dolarlık mortgage kredisi için piyasada 88 dolarlık kağıt dolaşıyor‘’ diye açıklama yaptı. Mortgage kredisi veren bankalar, bunları fon haline getirip sattı. İkinci fonlar oluştu. Sigorta yapan şirketler de aynı şekilde çeşitli fonlar oluşturdu. Sonuçta piyasadaki kağıtlarla, emlak arasında uçurum oluştu.
Ayrıca FED’ in faiz artırması, değişken faizle kredi kullananlara yansıdı. Aylık ödemeler arttı, geri ödemelerde sorunlar çıktı.
Yine konut değerleri düştü, menkul kıymet değerleri geriledi. Sonuçta likidite sorunu baş gösterdi. Yüksek riskli kredilere yatırım yapan fonlar sıkıntıya girdi.
Türkiye’ deki konut satışını ABD’ deki mortgage olayı ile karşılaştırmak imkanı yoktur.
Türkiye de konut kredisi alacak olanların yüzde 90’ ı kiradan kurtulup, konut sahibi olmak için alıyor. Kiranın üstüne biraz daha koyunca, konut sahibi oluyor. Bu nedenle, işi olan, geliri uygun olan için konut almak caziptir.
Konut kredilerinde faizler, vadeye göre değişmekle birlikte aylık yüzde 1 dolayındadır. Bankalar, kredi verirken dosya masrafları adı altında gizli faiz alıyorlar. Ayrıca dünyada aylık faiz kalmadığı halde, Türkiye de aylık faiz alıyorlar. Bu sorunlar Hükümet sorunudur. Bankalar kanununda değişiklik yapılarak bu sorunların çözülmesi gerekir.
Bankalar ev yenileme kredisi de vermeye başladılar… Örneğin Halk Bankası, ‘’100 bin tüketiciye yüzde 0,33’ ten başlayan faiz oranlarıyla ev yenileme kredisi verilecek’’ diye açıklama yaptı.
Faizlerin düşmesi, bankaya konut kredisi borcu olanlar için de imkan getiriyor. İsteyenler bankalara başvurup, borçları için yeniden yapılandırma da isteyebiliyor.
Önceki konut kredilerinde aylık faiz oranı, yüzde 1.65 ile yüzde 2 arasındaydı. Borcunuzu yeniden yapılandırıp yüzde 1’e çekmekle, dosya masrafı ödersiniz. Ancak 100 bin lirada yaklaşık beş bin lira kazançlı çıkarsınız.