KOBİ’LERİ YİNE UNUTTUK

IMF ile yapılan standby ve 2001 Krizinde düzenlenen kısa vadeli politikalar , toplam talebi düşürmek için ,

 çiftçi , işçi ve memurun reel gelirini azaltmayı öngördü.. Aynen öylede oldu.. Sonuçta , ‘’İki farklı piyasa oluştu.. ‘’

Birisi ,Alıcı olarak ,Gelir düzeyi yüksek olanların, Spekülatif kar edenlerin  ve Devletten yüksek reel faiz alanların olduğu , satıcı olarak ta  lüks mallar üreten , lüks mallar ithal eden , lüks konutlar üretenlerin hakim olduğu  bir piyasa ..

Diğeri ,alıcı olarak Gelir düzey düşük olan ve tüketimi gerileyen çoğunluğun olduğu , satıcı olarak ta  bu düşük gelir guruplarına mal ve hizmet üreten  esnaf ve küçük sanayicinin olduğu ikinci bir piyasa.

Lüks konut ve villaların daha çok satılması , Mersedes cenneti olmamız bu ikili yapıyı gösteriyor.

İkinci piyasa için mal ve hizmet üreten KOBİ’ ler  bir yandan satışlarının durması diğer yandan finansman sıkıntıları içindedir.

1) KOBİ’ lerle ilgili mevzuat çok dağınıktır.

Her kurumun kendine göre bir KOBİ tanımı var.Ayrıca bu tanımla AB Komisyonunun  KOBİ tanımına da uymuyor.

Örneğin , KOSKEB,Dış Ticaret Müsteşarlığı ,Devlet İstatistik Enstitüsü,Devlet Planlama Teşkilatı ve KOBİ’lerle ilgili vakıfların ayrı ayrı ve farklı tanımları  var.

Bu farklı tanımlardan dolayı KOBİ’ler Kamu’da nasıl işlem yürüteceğini bilemiyor.

2)Türkiye 6 Ocak 2003’ten itibaren AB’nin 4 çok yıllık programına katılmıştır.Bu programda KOBİ’lerde istihdamın geliştirilmesi finans ve kaynaklarının iyileştirilmesi gibi hususlar,”genel politikalar” olarak belirlenmiştir. Oysaki mevcut durumda ,AB ülkelerine göre,Türkiye’de KOBİ’lerin finansman imkanları ve istihdam yaratma imkanları çok sınırlıdır.

 Türkiye’de faaliyet gösteren KOBİ’lerin finansman imkanları genellikle kendi öz varlıkları ile sınırlıdır.Devletin borç verebilir fonları kullanması ve mevcut kredi imkanlarının çok sınırlı olması nedeniyle KOBİ’ler ürün geliştirme ,teknoloji transferi ve bilişim teknolojileri gibi rekabet gücünü arttıran alanlara yeterince yatırım yapamıyorlar.Oysa Avrupa Birliği içerisinde KOBİ’lere finansal açıdan katkıda bulunulması amacıyla oluşturulan Avrupa Sosyal Fonu,Avrupa Bölge Kalkınma Fonu,Avrupa Tarımsal Yönlendirme Ve Garanti Fonu ve Avrupa Yatırım Bankası gibi Kuruluşlar KOBİ’lerin karşılaştıkları çeşitli maddi sorunların aşılmasında gereken kolaylık ve desteği göstermektedirler.

 3) Türk KOBİ’lerinin risk sermayesi ve leasing gibi modern finansal araçları kullanabilme yeteneklerinin çok düşük olması ve yıl içerisinde çeşitli kamu kuruluşlarından sağlanan ortalama devlet yardımı tutarının AB’dekine kıyasla beş kat daha aşağıda bulunması ,KOBİ’ lerimizin rekabet gücünü azaltmaktadır.

 4) KOBİ’belgesi almanın formalitesi ve bürokrasisi fazladır.

 5) KOBİ ‘teşviklerine hep popülist yaklaşım hakim  oldu..Gerçek anlamda  Selektif nitelikte teşvik yapılmadı.

 Oysaki , Rekabet açısından sıkça gündeme gelen Çin’de , Şirket kurma , finans ve altyapı ve teknoloji konusunda devlet tarafında önemli destekler verilmektedir.

 6 ) KOBİ’lerin kuruluş yerleri olan , Organize sanayi Bölgeleri de mevcut imar ve bürokratik sorunlar içindedir. 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir