Dağlıcada 8 şehit 16 yaralımız varken , ekonomi yazmak içimden gelmiyor. Üstelik bu şehit ve yaralılarımız siyasilerin yanlış yolda karar almaları ve PKK’ya dolaylı yoldan verdikleri tavizler sonucu ortaya çıktı. Taviz konusunda AKP, Başbakan ve tek başına CHP’ tabanından bağımsız olarak ta Kılıçdaroğlu adeta yarıştılar.
30 yıldan beridir gördük ki , PKK tasviye edilmeden terör önlenmez.. Aslında PKK ‘da tek değil , PKK ‘yı topraklarında barındıran Irak gibi destekçileri var… Suriye gibi açık destekçileri var…Düne kadar bizim yanımızda yer aldığı halde Başbakanın yanlışları nedeniyle bu gün PKK’ya örtülü destek veren ülkeler var..
Terörü kim çökertir ? Elbette devlet ve devlet adına güvenlik güçleri … Ne var ki , siyasiler sorumluluk bilinci altında hareket etmiyor… Siyasi hesaplarla hareket ediyorlar. Devletin ve Güvenlik güçlerinin hızını kesiyorlar.
Başbakan ‘’terörle Mücadele pazarlığı yapmayacağız ‘’ diyor.. Ancak , açılım , Habur ve Oslo süreçleri , PKK tarafından ve dünya kamu oyu tarafından pazarlık olarak algılanıyor. PKK ise pazarlık gücünü artırmak ve daha fazla taviz almak için daha fazla saldırıyor.
Bülent Arınç , Dağlıca için ‘’ne ilk oldu , nede son ‘’ diyor… Ne de son demek , Terörle mücadelede zafiyet demektir. Siyasi bilinci olmayanların ve sorumluluk duymayanların , terörle mücadelede kararlı olup- olmadıkları her zaman sorgulanır … Bu sorgulama da zafiyet yaratır.
CHP ‘ ye gelince … AKP ve Başbakana destek veren CHP örgütü değil , Kemal Kılıçdaroğludur.
Kılıçdaroğlu önce , ‘’bedel ödemek gerekirse ödemeye hazırım dedi ‘’ Sonra lafı kıvırdı , şimdi Salı günü gurupta ‘’ CHP’liler bedel ödemeye hazır ‘’ dedi. Kılıçdaroğlu bu gün ve yarın her zaman ve hep farklı konuşur … Ancak ülkenin geleceği ile ilgili olarak lafı kıvırmanın maliyeti çok büyüktür. Bu sorumluluğu altından kalkamaz.
CHP’ de genel başkan da bir organdır. Ancak CHP geleneğinde genel başkanlar , örgütün nabzını tutarak konuşur. Özellikle Partinin bu güne kadar uygulamakta olduğu politikalarda ve parti misyonunda esaslı bir değişiklik yapılacağı zaman , genel başkanlar , CHP tabanında kamu oyu yoklaması yaptırır, Kurultay kararı ve parti Meclisi kararı alırlar. Kılıçdaroğlu tabanda ve örgüt içinde hiçbir yoklama yapmadan , CHP’ nin kurultaydan sonra en yetkili organı olan Parti Meclisinden bir karar almadan , terör konusunda parti misyonunun 180 derece tersinde karar verdi ve Başbakana gitti.
Kılıçdaroğlu , geldiği misyon ve bölge ‘nin etkisindedir. Bunun içindir ki devleti ve Atatürk’ü suçlayıp ,mahkemeye veren bir akrabasını zorla vekil yaptı. Gerçekte ise Özellikle CHP tabanında Öcalan için ev hapsi şeklindeki bir taviz için , ‘’4 parti anlaşırsa gözüm üstüne ‘’ diyeceklerin sayısı çok azdır. Öcalan’ın bu işi akil adamlar çözsün , tezine sahip çıkıp tekrarlayan Kılıçdaroğlu’nun yanında duracakların sayısı da çok sınırlıdır.
Terörle mücadelede yanlış kararlar , ülkenin geleceğini karartabilir. Yanlışın maliyetini Kılıçdaroğlu veya CHP değil , millet çekiyor. Ülkenin geleceği ve şehitlerin siyasi hesabını , Kılıçdaroğlunun aklıyla bu milletin ödemesi , hiçbir hesaba sığmaz.
Kılıçdaroğlu’ da bu hesabın altından hiçbir zaman kalkamaz. Bu ülkenin geleceği daha fazla zarar görmeden , AKP iktidarının oyunu kuralına göre oynaması ve terörle tavizsiz mücadele etmesi gerekir. Kılıçdaroğlu’nun da CHP genel başkanlığından istifa etmesi gerekir.