İstikrara Dinamit

31 Mart yerel yönetim seçimleri için siyasi iktidar , yeniden seçime dönük popülist paketler açıklamaya başladı. Bir defa popülizme başlayan iktidarlar , her seçimde yeni ve daha çok popülizm yapmak ve farklı algı yaratmak  zorundadır.

Bu gün seçim nedeniyle ekonomi iki tehdit altındadır…

Birisi… Siyasi iktidar verileri tersinden yorumlayarak farklı algı yaratması ;

 İkincisi… Siyasi iktidarın seçime dönük  geçici paketler uygulamasıdır.

Bir zamanlar siyasi iktidar , İMF’ ye olan 25 milyar dolar borcu ödedik diye propaganda yapmıştı. Gerçekte Türkiye  2002 yılında 129 milyar dolar olan dış borcuna 300 milyar dolar eklenmiş , bunun 25 milyar doları ile İMF’ ye olan borç ödenmişti. Yani  gerçekte Borç stoğuna  275 milyar dolar eklenmişti.

Halk ta bu algıya kanabilir. Piyasayı yönlendirenler açısından ise o zaman  bu algı yaratma operasyonu ters tepmiş , güven kaybına yol açmış ve piyasada kırılganlık yaratarak ciddi yatırım sermayesini ürkütmüştü.

Şimdi birkaç gün önce de ilgili bakan ,’’ Türk lirası pozitif ayrıştı CDS’lerde 230 puan gerileme ile ciddi pozitif gelişme gösterdik.’’ dedi.

Gerçekte Merkez Bankası Aralık 2018 ayı için  TÜFE bazlı reel kur endeksini 75 olarak açıkladı. Bu demektir ki TL yüzde 25 oranında daha düşüktür. Dünyanın dolar karsında en düşük değerde olan paraları arasındadır.

Türkiye’nin  dışarıda 5 yıllık tahvilleri için sigorta risk primini gösteren CDS oranı da  dün 365 baz puan idi. Bu oran Venezuela dışında dünyada en yüksek risk primidir.  Bu oran 4 Eylül 2018 günü 587 ‘ye kadar  çıkmıştı. 365’e geriledi diye riskimiz düştü mü ?

CDS’ uluslararası piyasalarda oluşur. Türk tahvillerini alan yabancı sermaye de bu değerlere bakar. CDS’ leri farklı yorumlarsak , siyaha beyaz dersek , dış borç sorununu çözemeyeceğimiz algısı oluşur ve risk daha da artar.

Paketlere gelince …

350 bin işletmeye 22 milyar lira kredi verilecek. Bu krediler piyasada canlanma yaratır. 2019 ilk çeyrekte büyümeyi olumlu etkiler. Ancak ondan sonrası Tufan olur. Çünkü zaten dönmeyen kredilerin yüzde 41’i KOBİ kredileridir.

Dağıtılan bu para yatırıma gitmez. Çünkü TÜİK’ verilerin göre üretici ve tüketici güven duymuyor. O zaman bu para ya dövize gidecek kurlar artacak veya altına gidecek , atıl kalacaktır. Ancak her durumda dönmeyen kredi oranı artacak ve bankalar zora girecektir.

Kredilere devlet desteği de halkın vergileri ile karşılanıyor. İktidar Vergi gelirlerini seçim odaklı kullanıyor , haksız rekabet yaratıyor ve Gelir dağlımı bozuluyor.

Ziraat bankasının düşük faizle kredi vermesi , bankanın zarar etmesi demektir. Ziraat bankasının çiftçiye destek vermesi nedeni ile ortaya çıkan görev  zararını hazine ödüyor. Ancak siyasi amaçla verilen bu krediler işletme zararına yol açıyor. Bu zarar da hazine tarafından yani halkın vergileri ile ödeniyor. Başka bir ifade ile zarar sosyalize ediliyor. Yani siyasi iktdar seçim popülizminin maliyetini halk ödüyor. Böyle bir uygulama Diğer partilere karşı haksızlık değil mi ? Siyasette haksız rekabet yaratmaz mı ?

Merkez Bankasının her sene Nisan ayında yaptığı genel kurulu bu sene Ocak ayına  çekildi. Amaç bankanın 37 milyar lira karının erkenden hazineye aktarılması. Anlaşılan bu gelir de seçim bütçesi için kullanılacak. Bütçesinin yıllık düzeni bozulacak.

Bu gün yaşamakta olduğumuz ekonomik istikrar sorununun temelinde seçim popülizmi yatıyor. Bu yeni şartlarda  teknik olarak   siyasi iktidar seçim uğruna piyasayı ve ekonomik istikrarı dinamitlemiş oluyor.

 

One thought on “İstikrara Dinamit

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir