IMF’Yİ UNUTMADIK

Kırk yıldır birlikte yatıp kalktığımız IMF’yi unutmamız mümkün değil. Zaten Stand- by süresi bitti… Ancak IMF’ye olan borcumuz bitmedi. Arjantin ve Brezilya yıllar önce IMF hesabını kapattı. Bizim borcumuz olduğu için, IMF’den uzak kalamıyoruz. Siyasi İktidarın aklında hep IMF var. Bu nedenle Hükümet kriz için politika üretemiyor.

Başbakan, krizi fırsat olarak görüyor. Anlaşılan yine IMF’ye ve sıcak paraya güveniyor. Türkiye den sıcak para çıkmasın veya yenisi gelsin diye, anlaşılan yeniden IMF’yi devreye sokmak istiyor.

Aslında bugün ekonomide yapısal sorunlar, sektörel dengesizlikler yaşıyorsak, işsizlik artıyorsa, bunun baş sorumlusu IMF’dir.

IMF’ yi değerlendirirken kendi kendimize şu iki soruyu sormalıyız…

1) 1944’te kurulan ve 1947’de fiilen üye olduğumuz IMF ile yakın ilişki içinde olup da gelişmiş bir ülke var mı?

Yıllardır IMF desteğine muhtaç olan, Uruguay, Kolombiya gibi ülkelerin ekonomileri bugün dünden daha kötü durumdadır.

2) Bugüne kadar IMF ile 19 stand-by düzenlemesi yaptık… Son 8 yılda daha yakın temas içinde olduk… Bugün vardığımız nokta 1999’dan daha mı iyidir?
Bu iki soruya samimi cevap verirsek, IMF ile ilgili kararımızı da daha tarafsız ve soruna doğru cevap vermiş olacağız.

Bu bağlamda IMF’nin zorunlu tuttuğu, daraltıcı politikaların bize ne getirip, ne götürdüğüne satırbaşlarıyla bakarsak göreceklerimiz şunlardır:

IMF politikaları ne getirdi?

Hep götürdü

Türkiye’ nin en önemli istikrar sorunu olan enflasyonun son beş yıldır kronik yapı kazanmasına, AKP’nin uyguladığı IMF reçeteleri yol açtı.

Ekonomik kriz yaşadık… Enflasyonu frenlemek için 2000’den başlayarak 18 ay sabit kur uygulamasını şart koştu… Likidite sıkışıklığı ve sabit kur uygulaması, 2000 Kasım ve 2001 Şubat krizlerini getirdi.

İşsizlik arttı: Gizli işsizleri de katarsak işsiz sayısı 6 milyonu geçiyor. Bunun nedenleri IMF’nin şart koştuğu aşağıdaki politikalardır:

Gelir dağılımını ve talep yapısını bozan politikalar, ( Bu politikalar sonucu kitlesel üretim daralmıştır… Lüks mal üretimi artmıştır.) Örneğin arabaya talep arttı… Peynire talep azaldı.

İşsizlik arttı

Kamu yatırımlarını kısıcı politikalar (altyapı yatırımları daralmıştır. Bağlı olarak yatırım oranı düşmüştür.)

Kur politikası.. ( Düşük Kur nedeniyle ithalat ucuzladığı için, içeride ara malı ve hammadde üretmek yerine işletmeler bu malları ithal etmeye başlamıştır.) İçeride ara malı üretmek yerine ithal etmek işsizliği artırdı. Yüksek vergi yükü… (İstihdam üzerindeki ağır vergi yükü kayıt dışı istihdamı ve işsizliği artırmıştır)
Döviz riski ve dış borç riski arttı… 2001 krizinin maliyeti sosyalize edildi… Kurları baskı altında tutabilmek için faizler enflasyona paralel indirilmedi… Faiz-kur makası açıldı… Bu nedenle cari açık sürdürülemez boyuta ulaştı. Bu açığı, sıcak para ve dış borçla kapadık… Sıcak para kırılganlığı artırdı. Özel sektörün dış borcu 172 milyar dolara çıktı. Bu şartlarda IMF, getirmeden götürdü.

Daraltıcı politikalar

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir