Benim yaşımda olanlar bilir… Beş yıl öncesinde Türkiye de iş derdinden başka bir nedenle kimse huzursuz değildi. Şimdi geçmiş yılları bırakın son aylarda yaşananlar , tüm toplumu tedirgin etti.
Suriyeli ve Afgan göçmenlerden sonra , Sedat Peker’in AKP gençlik kollarında silah dağıtıldı açıklamasından ve nihayet Suriyelilerin oluşturduğu çeteler ile Afganların Ankara Altındağ’ da iki gencimizi bıçaklamasından sonra , halkta güvenlik korkusu başladı.
Aynı şekilde Hükümet üyelerinin Suriyeli göçmenlere yaklaşımı karşısında halk kendini üvey evlat olarak göremeye başladı. Söz gelimi bir yeni yerleşim bölgesinde şehrin ortasında kalan villalarda oturanlar , bana resmen Suriyelilerin işgalinden korktuklarını söylediler.
Kafamda Suriyelilerle ilgili bir türlü cevap bulamadığım bir soru var. Türkiye kuzey Suriye de Arapları Türkiye ye getirdi. Türkmenleri ÖSO’ya aldı. Boşalan alanlara PYD/ YPG yerleşti. ABD’ nin istediği de o topraklara bunları yerleştirmekti. Bunu ABD’ nin isteği ile bilerek mi yaptık , yoksa yanlışlıkla mı yaptık. Bu kadara fahiş yanlış yapanlar ülkeyi nasıl yönetebilir. ?
Sayın Bahçeli de topu çevirmekle meşgul … ‘’ Göçe karşı gerekirse Talibanla görüşürüz ‘’ diyor. İyi tanıdığımız bir parti olan MHP’ , uygulamada nüfus yapısının değişmesine yol açacak bir göç politikasının nasıl ve neden arkasında olur ? Anlaşılır gibi değil .
Bana ve torunuma aşı randevusu alabilirsiniz diye mesaj geldi. Bir saat sonra benim mesaj silindi . Torunum da randevusuna gitti. Aşı olamadan döndü. Mesajın çok net olmasına karşılık sağlık bakanı yanlış anlaşıldı diyor. Kendine güvenen olan bir bakan yanlış mesaj diye halktan özür diler. Yanlış anlaşıldı diyerek başka bir yanlış yapmaz.
Baştan beri Hükümet aşı politikasını yönetemedi. Biontec istediği halde önce sözleşme yapmadı. Uluslar arası kabul görmeyen Çin aşısı ile ve özel sektörü devreye sokarak anlaşma yaptı. Sonra Allahtan ki İngiltere aşı almaktan vazgeçti de Biontec alabildik.
Orman yangınları ve sel felaketinde can kaybımız oldu. Hükümet hesap vermek yerine İban numarası veriyor. Orman Bakanı özür dilemek veya istifa etmek yerine belediyeleri ve muhalefeti suçluyor.
Cumhurbaşkanın ABD başkanı Biden’le gizli gürüşmesi , halkın aklını karıştırdı. Arkasından Kabil hava alanını bizim askerin koruyacağı haberi de bu görüşmede ne gibi tavizler verildiğini tartışmaya açtı. Şimdi Kabilin Taliban tarafından işgali , herkeste Türkiye’nin Suriyeliler gibi Afgan göçmenlerin işgaline mi girecek ? diye korku yarattı.
Pandemi de eğitim sisteminde altyapı sorunu yaşadık. Mili eğitim bakanı değişti. Haziranda yapılan Üniversite giriş sınavları eğitimde nitelik sorununun olduğunu gösterdi. Hükümetin imam hatip odaklı ideolojik eğitim hedefi nedeniyle gençler yurt dışına gidiyor , Suriyeliler geliyor. Türkiye’nin geleceği böyle bir eğitim sistemine emanet edilmemelidir.
Afganistanda halk Taliban’dan ölümüne kaçıyor. Dış işleri bakanı Çavuşoğlu ‘’ Talibanın verdiği mesajları olumlu karşılıyoruz.’’ Diyor. Toplum da aman Allahım diyor.
Devlette kavga var… Fetullah Gülen cemaatinin kavgası , fetö terörüne , darbe teşebbüsüne kadar gitti. Şimdi açıklanan ve yazılanlar, Pelikanlar gurubu ile Soylu gurubu arasında kavga olduğunu gösteriyor. Dahası bazı bakanlıkların bazı tarikatlar tarafından bölüşüldüğü de tartışılıyor. Yine MHP’ nin devlette söz sahibi olmasından tedirgin olan AKP’ lilerde var.
Hükümet kendi Dünyasında ve kendi gündemi ile yaşıyor. Halktan tamamıyla koptu. Ama bütün bunların sorumlusu bu yanlışları yapanlar değil, siyasi tercihlerine sahip çıkmayan halktır.