HER ŞEYİN BAŞI EĞİTİM

İngiltere’de Cardiff Üniversitesinde bir mezuniyet törenine katıldım. Mezun olanların yarıdan çoğu yabancıydı. Dünyanın her ülkesinden öğrenci vardı. Bu tören bile İngilizlerin eğitimi ne kadar ciddiye aldıklarını açık açık ortaya koyuyordu.  

Ben Üniversitede iki dönem dekanlık yapan birisi olarak, İngilizlerin eğitim siteminin başarısı karşısında utandım.

Eğitim İngiltere için önemli bir gelir kapısıdır. Ancak eğitimde aldıklarının karşılığını ve hatta daha çoğunu veriyorlar.

İngiliz eğitim sistemi aynı zamanda kalkınmışlığın da bir göstergesidir. Madalyonun tersi, çok açıktır ki İngilizler eğitim sistemini bu kadar ciddiye almasalardı, bu günkü refah ve kalkınma seviyesini yakalayamazlardı.

 

 

 

İngiltere’de Üniversite lisans eğitimi 3 yıl… Lisede ve Üniversitede gerekli olan dersler var ve bu derslere ağırlık veriliyor. Lisans programına bakarken, bizde 4 yıllık lisans eğitiminin boşuna bir yıl kaybetmek olduğu anlaşılıyor.

Kaldı ki, özellikle bizde sosyal bilimler fakültelerinde anfi sistemi olduğundan çoğu öğrenci sınavdan sınava geliyor. Üniversitede, eğitim sisteminde reform yapmak istersen, yapamazsın… Çünkü sistem eğitim değil, ideoloji için çalışıyor. Önemli olan eğitimin kalitesi değil, ideolojiye ne kadar hizmet ettiğidir.

1.Üniversite eğitimi önünde en büyük engel YÖK’ tür. YÖK 1980 darbesinin eğitim sistemini kontrol etmek ve taraflı eğitim için getirilmiş bir kurumdur. Üniversite eğitimini tek düze bir kalıp içine soktu. Eğitim ve araştırmadan daha çok şekil şartı ön plana çıkardı. Fakülteler YÖK istemese ders koyamıyorlar. Bölüm veya program açamıyorlar. Gerçekte YÖK’ tekiler en iyi bilim adamları değildir. Ama bilim kararı verirler.

Üstelik bu güne kadar YÖK, hep ideolojik gurupların, siyasi partilerin ve hatta tarikatların hakim olduğu bir kurum oldu. Bunun içindir ki, bu gün birçok Üniversitede FETÖ ile ilgisi olmayan ve fakat rejim muhalifi hocalar işten atıldı. Her Üniversitede listeler yapan, militan yöneticiler var. 

Bu şartlarda siyasi iktidarların objektif ve tarafsız bir YÖK’ istemeleri mümkün görünmüyor… Sonuçta Üniversitelerde reform yapmak olanağı da kalmıyor.

2. Orta öğrenime gelince… Tedrisat değişikliği eğitimi geriye götürüyor… Söz gelimi Evrim Teorisi analiz yapmak için, düşünceyi geliştirmek için gerekli bir teoridir… Doğru bulmayanlar veya inanmayanlar yine inanmazlar. Yahut ta isteyen istediğine inanır. Ama tek seçenek her zaman aklı ve bilimi engeller. Aklın ve bilimin tek düzeye indirgendiği bir toplumun çağı yakalaması mümkün değildir.

3. Her millet kendi geçmişini iyi bilmek zorundadır.  Osmanlı tarihi her programda var…  Ancak Osmanlı İmparatorluğunu Fetih politikası , ‘’gaza ve cihat anlayışı ‘’ İstimalet politikası ‘’ na ağırlık verilmesi bizim için nasıl bir altyapı oluşturabilir?

Küresel dünyada, artık işgaller yok, ekonomik sömürü düzeni var. Onun anahtarı da cari açıktır. Cari açık kaynak kaybıdır. Son on beş yılda 550 milyar dolar cari açık verdik. Biz kaybettik cari fazla veren ülkeler kazandı. Hiçbir işgalde bu kadar kan kaybı olmaz.

Eğitim siteminde Ekonomik anlamda Ulusal çıkarlarımızı nasıl koruruz? Anlayışı neden düşünülmüyor?

Sonuç olarak… Sanayi devrimini kaçırdık… Bilgi çağını kaçırdık… Kaybettik… Eğitimde geri düşersek, bu defa kaybımız daha büyük olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir