GÜVEN BUNALIMI YAŞIYORUZ…

2004 yılında TÜFE oranı yüzde 9 dolayında idi. Bu gün yüzde 8.8… Enflasyonla mücadele, para politikası çerçevesinde Merkez Bankasına, Yapısal politikalar çerçevesinde Hükümete aittir.  

Merkez Bankası, on seneden beridir, enflasyon hedeflemesi uyguluyor. On senedir de tutturamıyor. Gıda artışlarını bahane ediyor. Ancak Çekirdek enflasyonda gıda fiyatları yok. Çekirdek enflasyon daha yüksek çıkıyor.  

 

 

Aynı Merkez Bankası, piyasanın zorlamasına rağmen, kur artışına rağmen, sermaye çıkışına rağmen, faizleri enflasyonun altında tutuyor. Üstelik Başkan FED faiz artışını beklediğini, arkasından Küresel Volatilitenin azalmasını beklediğini açıkladı, bunlar gerçekleştiği halde MB faizleri artırmadı.    

Sonuç, MB olan güven çok düştü. 

Türkiye İstatistik Enstitüsü (TÜİK ) Güven endekslerini açıkladı.  Reel sektör, hizmet sektörü, inşaat sektörü ve Tüketici güven endekslerinin ortalaması olarak Ekonomik güven endeksini oluşturuyor.  Ekonomik güven endeksi bir önceki aya göre yüzde 3.8 oranında geriledi. Diğer sektörlerde aynı şekilde geriledi. Yalnızca İnşaat sektöründe 0.7 oranında güven artışı var.  

Tüketici Güven endeksi de, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 2.7 oranında geriledi.  Tüketici, genel ekonomik durumun kötüleşeceğini ve İşsiz sayısının artacağın bekliyor. 

Tüketicinin kötümser olması, toplam talebi de etkiliyor. Kötü günler için tasarruf yapma ihtiyacı duyuyor. Bunun içindir ki, tasarruf etme ihtimalinde önceki aya göre yüzde 10 artış var.  (Aşağıdaki Tablo ) 

 

Öte yandan yapılan kamuoyu yoklamalarında, kurumlara olan güven de düşmüş görünüyor. 

Aşağıdaki tabloda, Kadir Has Üniversitesi’nin 2015 yılını değerlendirmek için yaptığı ‘’ Türkiye Sosyal –Siyasal eğilimler Araştırması’’ndan bazı veriler yer almaktadır. Araştırmada fikrim yok diyenler çıkarılarak, evet veya hayır diyenler yüzdesi hesap edilmiştir.   

Siyasi partiler ülkenin omurgasıdır. Ankete katılıp, fikir beyan edenlerin yüzde 54’ü siyasi partilere güvenmediğini bildirmiştir.  

Yargı siyasallaşıyor diyenler yüzde 73.8’dir. Türkiye de düşünce özgürlüğü yok diyenler yüzde 52.2 olmuştur. Nihayet çoğunluk, yüzde 63.1 siyasal kutuplaşma var demiştir.  

Yargı yabancı sermayenin ve mülkiyetin güvencesidir. Eğer halk Yargının siyasallaştığına inanıyorsa, yabancı da inanır. Türkiye için en ağır güven bunalımı, halkın yargının siyasallaşmasına inanmasıdır. Türkiye bu imajı düzeltmelidir.  

Önceki gün Başbakan yardımcısı, 2015 yılında Türkiye’den 15 milyar dolar çıktığını ifade etti. Ebetteki bu çıkışta uluslararası sermaye hareketlerinin de etkisi var. Ancak, eğer halkımız güven bunalımı yaşıyorsa, siyasete ve kurumlara güvenmiyorsa, yargı siyasallaştı diyorsa, yabancı sermaye kalır mı? Yeni yabancı sermaye girer mi?  

Ekonomide ve toplumda güven bunalımı varsa, bırakın yabancıyı yerli yatırım yapar mı? 

Tüketici harcamalarını kısarsa, yatırım yapılmazsa, ihracat gerilerse, ekonomide büyüme olmaz. İşsizlik artar.  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir