TÜİK, 2024 yılı, yüksek öğrenim mezunları arasında, yurt dışına gidenler oranını (beyin göçü) verilerini açıkladı.
Lisan mezunları arasından mezun olan her 100 kişiden,
- Moleküler biyoloji ve genetik mezunlarının 15’ kişisi,
- İşletme mühendisliği mezunlarının 10,8 kişisi,
- Elektronikte, 9,6 kişisi ve
- Biyo mühendislikte 9,4’ kişisi yurt dışına gitti.
Bu gidenlerin de;
- Yüzde 19,6’sı ABD, (Elektronik çoğunlukta)
- Yüzde 19,4 ‘ü Almanya’ya (Bilgisayar çoğunluklu)
- Yüzde 11,3’ü İngiltere’ye (bilgisayar çoğunluklu) gitti.
Üstelik bu gidenler mezuniyet notları en yüksek olanlardır.
Aslında , üretimde, iktisadi gelişmede, insana yatırım (Beşeri sermaye) ve vasıflı işgücü maddi sermaye kadar önemli, özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde daha önemlidir.
Vasıflı iş gücü yetiştirmek için her ülke büyük kaynaklar ayırır. Bir ülkenin yetiştirdiği vasıflı insanlar, gençler, bilim adamları, hekim, mühendis, başka ülkeye gidip, orada kalıp çalışmaya başlarsa, bu eğitimde katlanılan maliyetlerin atıl kalması demektir. Bu şekildeki insanların göçüne “Beyin göçü (brain drain)” deniliyor.
Türkiye bir yandan cari açık vererek kaynak kaybediyor… Söz gelimi 2003 ile 2025 ilk 8 ayı arasında toplam 754,6 milyar dolar cari açık verdik. Cari açık halen devam ediyor.
Bir yandan , doğrudan yabancı yatırım sermayesi girmiyor, bazı aylar çıkıyor.
Bir yandan da beyin göçü ile beşeri sermaye kaybediyoruz. Üstelik beyin göçü her yıl artıyor.
Bu veriler resmi verilerdir. Elbette herkesten önce bu verileri hükümetler doğru okumalı ve önlem almalıdır. Ama ciddi bir çalışmamız yoktur.
Başta, gençlerle ilgili bir plan – program yapmalıyız. Beyin göçünü önlemeliyiz. Bu sorun falan parti veya filan parti sorunu değil, Türkiye’nin sorunu, hepimizin gelecek sorunudur.
Türkiye’nin yüksek teknoloji üretimi toplam üretim içinde yüzde 4, ihracatta yüzde 3,5’tir. Yüksek teknolojiyi geliştirmek için önce teknik ve vasıflı elemana sahip olmalıyız. Sonra AR-GE’ yi , teknolojiyi ve bilgi birikimini artırmalıyız.
İPM, Mercator analizi Mart 2024, anketine göre;
Gençlerin yurt dışını tercih etmelerinin nedenleri olarak;
- Yüzde 47,8 ile yaşam koşullarını düzeltmek,
- Yüzde 20,7 özgürlük,
- Yüzde 16,8’ Türkiye de kendimi özgür hissetmiyorum,
- Yüzde 14,7 işsizlik. Diyor
Gençlik programlarında bu hususlar dikkate alınmalıdır. Tutuklu gençlerin, kamuoyunda karşılığı, gözdağı vermek için tutuklandıkları şeklindedir.
Demokrasi yalnızca özgürlüğün değil, iktisadi ve sosyal kalkınmanın da şifresidir.
Öte yandan OECD ülkeleri içinde ne eğitimde ne işte olan gençler arasında en yüksek oran Türkiye’dedir. Aşağıda OECD Grafiğinde görüldüğü gibi ne eğitimde, ne işte olanların oranı OECD ortalaması yüzde 13,5 iken Türkiye de en yüksek yüzde 27’dir.

Kaynak: OECD 2024 verileri
Çok dikkat etmeliyiz. Kalkınmanın insan ayağı yoksa, sürdürülemez. Toplumsal refah sağlanamaz.
