FİKTİF EKONOMİ

IMF Mayıs 2011 finansal istikrar raporuna göre, gelişmiş ülkelerin yüksek bütçe açığı ve kamu borcu, büyük miktarda fonlama ihtiyacı yaratarak kırılganlığı artırmaktadır.

 

 

 

Ekonomik krizde iflas riski olan bankaları kurtarmak için, ABD ve Avrupa’nın gelişmiş ülkeleri, bu bankalara finansal destek verdi. Bu destekler nedeniyle söz konusu ülkelerin borç stoku arttı.

Gelişmiş yedi ülkenin (G-7), 2008 yılında borç yükü (kamu borç stokunun GSYH oranı) yüzde 82 iken, 2011 yılında yüzde 110’a yükseldi. O kadar ki, bu gün borç krizi kapısında olan Portekiz, İrlanda, İtalya, Yunanistan ve İspanya (PIIGS) da ortalama borç yükü, 2011 yılında yüzde 102’dir ve G-7 ortalamasından daha düşüktür. 

Tek başına borç yükü, borç stokunun ağırlığını göstermeye yeterli değildir. Ayrıca bir ülkenin borç ödeme kapasitesi ile borçların hangi alanlarda kullanılmış olması da birer faktördür. Bu nedenle G-7’lerin borç yükü yüksek olmasına rağmen, bir borç sorunları yoktur. G-7’lerin borç sorunu olmamakla birlikte, borç yükü oranlarının yüksek olması, dünya ekonomisinde kırılganlığı artırmıştır. Öte yandan G-7’lerde bütçe açığının GSYH’ya oranı ise, 2008 yılında ortalama yüzde 82 iken 2011 yılında yüzde 110’a yükseldi.

Aşağıdaki tabloda, Avrupa, G-7 ve borç riski olan ülkelerde borç yükü ve kamu açıklarının, GSYH’ya oranları verilmiştir.   

 

 

BAZI ÜLKELERİN BORÇ STOKU VE BÜTÇE AÇIĞI
(GSYH’NIN YÜZDESİ OLARAK)

 

2008

2011(TAHMİN)

AVRUPA BORÇ STOKU

70

87

G7 BORÇ STOKU

82

110

PIIGS BORÇ STOKU*

80

100

AVRUPA BÜTÇE AÇIĞI

40

48

G7 BÜTÇE AÇIĞI

58

95

PIIGS BÜTÇE AÇIĞI *

72

58

  Kaynak : IMF , Finansal istikrar Raporu –Mayıs 2011
                 PIIGS ( Portekiz , İrlanda , İtalya , Yunanistan ve İspanya )

Küresel süreç borçlanma kaynaklarını da değiştirdi. Küreselleşmeden önce, devletten-devlete de borç verilirdi. Örneğin 1980 öncesi gelişmekte olan ülkelerin, borçlarının bir kısmı devletten devlete, bir kısmı ise finans sektöründen ve piyasadan karşılanıyordu. Şimdi gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler dış borçların tamamına yakınını finans sektöründen ve piyasadan alıyor.

2009 krizi gelişmiş ülkelerin borç stokunun artmasına neden oldu… Zira bu ülkelerin tamamı,  iflas riski olan finansal kuruluşları kurtardı. Bu paranın bir kısmını hazine borç aldı… Ancak, bankalar krizde iken bu borcu nereden aldılar? Başka bir ifade ile gelişmiş ülkeler hazine bonolarını ve tahvillerini kime sattılar?

Bu borçların bir kısmını uluslararası bankalar ve spekülatif fonlar sağladı.

Bu bankalar ve fonlar parayı nereden aldı? Bir kısmını ilgili ülkelerin Merkez Bankalarından borçlanarak aldılar. Sonra aldıkları bu borçları, aynı ülkelerin hazinesine borç verdiler.

Yani küresel süreç, finansın bir döngü içinde ve kayıtlarda yer değiştirmesi demektir. Reel sektör ve üretim ikinci plandadır.

Fiktif bir dünyanın uzun süre yaşaması mümkün değildir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir