ENFLASYONUN İLLÜZYON ETKİSİ

1978 yılında bankaya  100 lira mevduat yatıranın yıl sonunda satın alma gücü olarak elinde 73.06 lira kaldı. 1979 yılında ise elinde 68.37 lira kaldı. Çünkü dış Ticaret ve Hazine  Müsteşarlığının o yıllar için  ilan ettiği enflasyon oranı mevduat faizlerinin çok üstünde idi. Tasarruf sahibi alışmadığı yüksek enflasyon nedeniyle reel faiz  hesabı yapamadı. Yüzde 20 nominal faizi yüksek zannettiler. Gerçekte ise enflasyon satın alma gücünü, başka bir ifade ile parasının reel değerini düşürdü.

Son beş yılda bankalar ve devlet, enflasyon yoluyla tasarruf sahibini soydular. Bankalar da Merkez Bankası’nı soydular.

 

 

 

1970’li yıllarda yüksek eksi faizin bir faydası oldu. İmalat sanayiinde yatırımlar arttı. Bir anlamda yatırım yapanlar, tasarruf edenlerden enfasyon-faiz farkından dolayı gizli olarak kaynak kullandılar. Bu durum gelir dağılımını bozdu. 

Aşağıdaki tabloda da, 2012 Kasım ayında bankaya 100 lira mevduat yatıran birisinin eksi reel faiz nedeniyle  beş yıl sonra elinde yalnızca 92.17 lira kaldığı ve enflasyon-faiz farkından reel anlamda 7 lira 83 kuruş kaybettiği anlaşılıyor. 

***

2012 Kasım ayındaki  100 liranın 2017 Kasım ayında reel değeri

                                                                    2014         2014          2015         2016       2017       Sonuç

                                                                  ———–    ———–     ———-     ———-    ———     ————–

Mevduat faizi                                             -1.10        -3.74          -2.90          2.52        -2.75         92.17

BİST 100                                                     -2.63        -0.66          -8.16       -12.79       26.62        99.62

Dolar                                                            5.60         1.16          18.89        11.40        4.82        148.30

Euro                                                            11.07        -6.50           2.36         10.27      13.90        133.51

Külçe altın                                                 -21.87        -6.70          9.59         18.36        8.42        102.52

Devlet iç borçlanma senetleri                    –               0.04         -3.64         7.85         -7.74                –

***

Özetle Faiz oranları enflasyon kadar veya daha düşükse eksi reel faiz var demektir. Türkiye de enflasyon yüksek olduğu için, faizleri tartışırken, nominal faizi  değil, reel faizi tartışmak gerekir. Hatta reel faiz üstüne bir de bizim gibi ülkelerde risk primi farkı koymak gerekir. Buna rağmen Türkiye’de enflasyonu görmeden faizi tartışanlar veya faiz düşsün diyenler bunu bilinçli yapıyor. Çünkü, Reel faiz eksi olursa, para el yakar. Kimse TL tutmak istemez. Ya dövize ve gayrimenkule yatırır. Ya da harcar. Ekonomi canlanır. Ancak büyümenin faydası bir kesime  maliyeti ise elinde TL tutanalara yansır. Eksi faiz alanlardan borç verdikleri devlete, parasını yatırdığı bankaya gelir transferi olur. Gelir dağılımı bozulur.Eksi reel faiz yatırımların finansmanını  ucuzlattığı için, yatırımları teşvik eder. Ne var ki Türkiyede, ekonomik ve siyasi şartlarda belirsizlik yatırım yapılmasına engeldir.

Dünyada dolar bir süre öncesine kadar değer kazandı. Şimdi Euro dolar karşısında değer kazanıyor. Ancak bizde Her ikisi de TL karşısında aşırı değer kazandı. Merkez Bankası kasım ayı TÜFE bazlı reel kur endeksi 84.73 ‘tir. Yani bir dolar ve bir Eurodan oluşan döviz sepeti kasım ayında TL karşısında yüzde 15.27 oranında daha değerli idi.

Yukarıdaki tabloda bu durum daha net görülüyor. 2012 Kasım ayında bankaya 100 dolar yatıranın 2017 kasım ayında elinde 148.30 ve 100 Euro yatırnaın ise yine beş yıl sonra elinde 133.51 Euro kalıyor.

Borsa ise zarar ediyor. Ancak borsa bir kumar masasıdır. Maniplasyon yapan üç-beş büyük fonun zarar etmesine imkan yoktur. Zararın çoğunu küçük tasarruf sahibi ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir